logo

DÜNYADA ULUSAL MARŞLAR

DÜNYADA ULUSAL MARŞLAR

Her toplumun kendi tarihini yansıtan bir milli marşı olduğu bilinir. Osmanlı zamanında milli marş yerine padişah marşları var idi ki yerel ve ulusal sahalarda okutula gelirdi.

Batı dillerinde marş kavramı Latinceden geçme “antheme” kullanılırdı. Yani Yunanca “antiphona” anti+phone latinceden alınma “ses” sözcüklerinin bileşimidir. İngilizcede 1000 yıldan beri uyum, ahenk vb. anlamı taşıyarak İngiltere’nin ulusal marşı olan “God Save The Oueen”in tarihi 1740 yılına uzar ki 1688 devrimi sonrası sürgüne gönderilen Kral II. James ve Stuart hanedanının taraftarlarına karşı II. George’a bağlılığını simgelerdi.

Fransız devletinin ulusal marşı “Marseillaise”de Fransız devrimi sonucu 1792’de istihkam birliği komutanı Claude Joseph Rouger de Lisle tarafından bestelenerek 1795 yılında kabul görmüştür. Büyük Britanya Galler’in marşı “Hen Wlad Fy Nhadau” şair ve gazeteci Thomas Jones 1848’de gündeme getirerek, 1856 yılında Baba ve oğul Evan ve James James yazarak 1868’de kabul edilmiştir. Almanya’da resmi ulusal marşı olmamakla beraber üç marşta yoğunlaşarak “Watch am Rhein” daha fazla kabul görmüştür. Avusturya’da 1797 yılından kabul gören marşı sürekli değişerek 1946 yılındakini okumaya devam eder. Japonya ulusal marşı 1880 yılında 9.yüzyıla ait söylemli marşını halen devam ettirmektedirler. Milletler marşlarını genelde geçmişte yaşanmışlıklarına ithaf derecesinde kabul ederler.

Osmanlının bilinen en eski milli marşı 1737 yılında İstanbul’a gelen M. De Blainville tarafından notaya alınarak 1767’de Paris’te yayınlanan “Yeniçeri Marşı”dır. 1829 yılında Bando bölümüne 28 yıl çalışan İtalyan Guiseppe Donizetti ilk padişah marşı “Mahmudiye’yi besteleyerek peşine “Mecidiye” marşını bestelerler. Sonrasında Guatelli “Aziziye” marşını ve sonrasında 1876’da Necip Paşa “Hamidiye” marşını besteler ki peşine Selvelli “Reşadiye” marşını besteler. 1895 yılında yaşanan teslim töreninde Maçkalı Ali Osman Yavuz’un hatıratına göre Yavuz zırhlısının devir tesliminde Almanlar milli marşlarını söyledikten sonra sıra Osmanlılara geldiğinde, milli marş sıkıntısı yaşanarak zamane subayının herkesin bildiğini tahmin ettiği “Ay dede ay dede çerağın nerede” şarkısını söyletmesiyle kriz atlatılmıştır.

1921 yılında henüz Dumlupınar savaşlarının olmadığı, Kurtuluş savaşının Londra Konferansı’nın gündemde olduğu zamanlar da 1.Büyük Millet Meclisi Mehmet Akif şiiri “İstiklal Marşı” nı 12 Mart tarihinde kabul etmiştir. Elbet o zamane yaşanmışlıkların acıların en iyi şekilde neşredildiği mısraların dökülebildiği yazıların neşredildiği daktilosu dile gelse neler var neler.

Yasal işleyişin zor olduğu, düşünce fikrin suç sayıldığı, haksızın kanun olduğu dönemlerde şer odakların vesayetinin her alanda yaşandığı, emperyalistlerin belde belde baskısının halen hissedildiği, ölümün soğuk nefesini herkesin şahit olduğudur.

Çağdaş, özgür, güvenli milletlerin vesayet altında kalmadan özgün marşlarını yazabildiği ve yaşatabildiğince umut vardır. Toplumların tabiatı, felsefesi, ananeleri değişiklik gösterse de aynı mezalimlikleri aynı acıları yaşamayan yok gibidir. Ulusal marşların özünde geçmişi unutmama niyetiyle yaşanılanlar vardır her daim.

Volkan Yaşar BERBER    

297 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.