logo

EĞİTİMİN VESAYET ZİNCİRLERİNİ KIRMANIN VAKTİ GELMEDİ Mİ?

EĞİTİMİN VESAYET ZİNCİRLERİNİ KIRMANIN VAKTİ GELMEDİ Mİ?

Son zamanlarda, her şeyin aşırısı ile ayakta duracağını sanan insanların çoğaldığını söylemek sanırım abartılı bir tespit olmaz. Oysa hepimiz biliriz ki; gereğinden fazla nefret ne kadar tehlikeliyse o ölçüde sevgi ya da saygı o kadar tehlikelidir.

Son Cumhuriyet Bayramı kutlama etkinliklerinde gördüğümüz, sosyal medyaya da yansıyan -ve haklı olarak tartışmaya neden olan- görüntülerin benzerlerine bir kaç yıldır, belirli gün ve haftalar ya da bayram kutlamalarında defalarca tanık olduk.

“Küçücük çocukların duyguları üzerinden ideoloji propagandası yapmak ne kadar doğrudur?” tartışmasına girecek değilim. Derdim de bu değil zaten. Lakin, Atatürk portresinin etrafına halka edilen çocukların, oyunun sonunda -hüsnü zan ile düşünerek niyetin bu olmadığını var saysak bile- secdeye kapanırcasına bir ritüel ile, etkinlik yapmanın izahı var mı?

Eğitim, sadece sınıfta, sırada ve masada öğretilenlerden ibaret değilse, kutlama ya da başka maksatlı etkinliklerin de bu çabaya hizmet etmesi gerekmez mi?

Hangi psikolojik ya da pedagojik ilke, “bir ibadet ritüeli” olan secdeyi çağrıştıran hareketi makul görebilir?

Derler ya; “Kapını kilitle ki, hırsıza davet olmasın!” Yıllardır söylüyoruz. Bakanlık, EBA içeriklerinde yer bulan benzer etkinlik ve çalışmaları gözden geçirerek tashih etmezse, her seferinde bu türden hamakat örneklerini görmeye devam ederiz.

Peki, sorgulama kabiliyetinden yoksun ve önüne servis edilenin ne anlama gelip gelmeyeceğini hesap etmeyen kolaycılığı tercih eden eğitimcilerin kabahati yok mu?

Elbette var. Ancak çare -deyim yerindeyse- “sivrisineklerle mücadele değil; bataklığı kurutmaktır.” MEB ve TTK artık bu kronikleşmiş sorunu dikkate alarak tüm içeriklerin “gayedeki hikmeti öldüren” aşırılıklardan temizlemesi gerekmektedir.

Bu toplumun da bu coğrafyanın da mayası İslam’dır. Bağnazca bir ideolojik körlükle yapılan, İslam’ın kutsallarını tahfif eden eğitim içeriklerinden, etkinlik ve uygulamalardan vazgeçilmelidir. Bu milletin hassas noktaları ile oynamak kimseye fayda sağlamaz.

Dün başörtüsü üzerinden çıkan rezil görüntüler, bugün ise çocukların duyguları üzerinden ortaya çıkan cinayetin, aynı kurgu ve aynı oyunun sahnede olduğunu göstermektedir. 

Bu oyunu da bu kurguyu da bozacak yol bellidir. Artık, eğitimin vesayet zincirlerini kırmanın vakti gelmiştir. Milli Eğitimin çerçeve programını kuşatan, NATO’nun eğitim konsepti fulbright anlaşmasına da 1940 model ideolojik angajman yüklü zihinsel kodların esaretine de son veremezsek, kendi maarif medeniyetimizin neşvü nemâ bulması hayal olacaktır.

İdris Şekerci
Eğitim Bir Sen İstanbul 6 No’lu Şube Başkanı

367 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.