logo

Ehli Sünnetin Reisi İmam Maturidi

Ehli Sünnetin Reisi İmam Maturidi

Ehli Sünnetin Reisi İmam Maturidi

Asıl adı Muhammed bin Mahmud’dur. Maveraünnehir Bölgesinde yer alan bugünkü Özbekistan sınırları içinde yer alan Semerkand şehrinin Maturid köyünde dünyaya gelmiştir. Doğum tarihi Miladi 853 olarak tahmin edilmektedir. Ölüm tarihi Miladi 944 olarak ittifakla kabul edilmiştir. Doğduğu yere nispetle Maturidi olarak anılmasının yanı sıra Semerkand’a nispeten Es Semerkandi de denilmektedir. Künyesi Ebu Mansur’dur. Ona bu künyenin verilmesinde dine yaptığı hizmetler sebep olarak gösterilmektedir. Mezarı Semerkand’daki Cakerdize mahallesindeki bir mezarlıkta olduğu ifade edilmektedir. Türk asıllıdır.

Eserlerini Arapça’da yazsa Türkçenin kurallarına göre yazmıştır. Maturidi’nin ihmal edilmesinin en büyük sebebi Montgomery Watt’a ve Bekir Topaloğlu’na göre hilafet merkezi olan Bağdat’a uzak olmasıdır. Ayrıca ve bence Maturidi’nin keşif ve ilhamı, bilgi kaynağı olarak kabul etmemesi ve tarikatlar tarafından da ilgi görmemesi en büyük etkendir. Tabii o dönemin İslam âlimlerinin Eş’ari’ye intisap etmelerinin bir diğer sebebi de Maturidi’yi Mutezile’ye yakın görmüş olmalarıdır.

Bir diğer önemli sorun daha vardır. Semerkant ve Horasan Bölgesinin Emeviler tarafından fethi ile bir zulüm başlamış ve ancak Abbasi hilafeti dönemi bölge normale dönmüştür. Uzunca bir süre bölge insanı Müslüman kesim Emeviler tarafından MEVALİ nüfus olarak görülmüştür. Peki, mevali ne demek? Mevali; ne özgür ne de köle demek, ikisi arası bir kimse demektir. Bölge insanı Müslüman olmasına rağmen bu tutum Türklere reva görülmüştür. Bölge gerçek huzura Fars asıllı Samani Devleti’nin nüfuz alanına girince İslamiyet daha çok yayılma ve gelişme göstermiştir. Daha sonra bölge, Gazneliler’in ve Karahanlılar’ın hâkimiyet alanı olmuştur.

Orta Asya’da bulunan Buhara, Semerkant ve civarı yüzyıllarca ilim merkezi olmuştur. Abbasi Devleti sonrası Bağdat, tek ilim merkezi olmaktan çıkmış Orta Asya Bölgesi AKLİ VE FELSEFİ ilimlerin yegâne merkezi olmuştur. Bu hal Osmanlı medreseleri içinde geçerlidir.

İslam’da ilk medreselerin Mavaraünnehir bölgesinde kurulması bir tesadüf olmaz. Bölge insanının ve Türk devletlerinin ilme verdiği en önemli delilidir. Bu bölge, önceleri sadece Türkçe konuşurken daha sonra Arapça, Farsça ayrıca Soğdca da konuşulmaya başlamıştır.

Kaynak: Kur’an-ı Kur’an ile Tevil-Ali Karataş

Necati Yüzüak

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
3881 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.