logo

Elbiseye Ne Gerek

Elbiseye Ne Gerek

Bazen ağır şakalar eskiden de olurmuş,
Genellikle Nasrettin Hocamızı bulurmuş.

Bir zengin düğününe yapılır ise davet,
Yiyebilirmiş köylü o zaman bir lokma et.

Fakirlik nedeniyle köylüde bütçe darmış,
Ama Hocanın tavlı güzel bir koçu varmış.

Cin fikirli birisi biraz düşünüp durmuş,
Köyden birileriyle Hocaya tuzak kurmuş.

Hocamıza gelmişler endişeli ve üzgün,
Bazısı paniklemiş, bazısı gözü süzgün.

Demişler ki Hocaya; “Felaket olacak mış,
Yarın akşama doğru kıyamet kopacak mış.

Yaşadığımız dünya temelsiz ve direksiz,
Dünyalık ne var ise artık hepsi gereksiz.

Senin şu koç boşuna telef olup gidecek,
Zaten köylümüz fakir, ömrü böyle bitecek.

Çay kenarına inip koçu kesip yiyelim,
Sana da; Allah razı olsun Hocam diyelim.”

Hoca kırmaz gençleri, istek kabul edilir,
Koç ile apar topar çay yanına gidilir.

Ziyafeti takiben çayda yüzmek isterler,
“Hocam bu kıyafetler sana emanet” derler.

Hoca gülümseyerek arkalarından bakar,
Onlar çaya girince, elbiseleri yakar.

Dereden çıkan gençler giysileri bulamaz,
Elbise saklanır mı, böyle şaka olamaz.

Küllerini görünce kopar kızıl kıyamet;
“Hoca, nerede bizim allı pullu kıyafet?

Elbiseleri yaktın, şimdi ne giyeceğiniz,
Eve döndüğümüzde kime ne diyeceğiz?”

Hoca şikayet eden o gençlere dönerek;
“Kıyamet kopacak ya, elbiseye ne gerek.”

Sezayi TUĞLA

Etiketler: » » » » » » »
133 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.