logo

Film Tadında Bir Roman “AYASOFYA’NIN GÖZYAŞLARI”

Film Tadında Bir Roman “AYASOFYA’NIN GÖZYAŞLARI”

Film Tadında Bir Roman “AYASOFYA’NIN GÖZYAŞLARI”

Ayetullah Coşkun-ilhan Kurt Röportaj

Eğitimci Şair Yazar İlhan Kurt’un yeni kitabı “Ayasofya’nın Gözyaşları” MGV Yayınlarından çıktı. 200 Sayfalık romanı okurken film seyreder gibi olacaksınız…

ilhan kurt ayasofyanın gözyaşları röportaj
Eğitimci Şair Yazar İlhan Kurt ile yeni kitabını ve Ayasofya’yı konuştuk.

Neden Ayasofya’nın Gözyaşları?

Ayasofyanın Gözyaşları Roman“Efendisinin (s.a.v.) “Konstantiniyye elbet bir gün feth olunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel bir komutan onu fethe eden asker ne güzel askerdir” emri mucibince İstanbul’u İslam beldesi haline getiren bu millet, Ayasofya’yı da onun nişanesi yapmıştır. Bu millet biliyor ki bir şeyin nişanesinin kaybolması onun da yakında kaybolup gideceğine işarettir. 

Bu milletin son iki yüzyılı gaflet içerisinde geçmiştir. İslami şuur adına ne varsa kaybeden insanımız en son kendi elleriyle fethin sembolünü de zincirleyerek müzeliğe mahkûm etmiş ve gafletin mührünü de kalbinin üstüne basmıştır.“

Ayasofya’nın gözyaşları aslında ağlamayı unutmuş bu milletin yerine akıtılan gözyaşlarıdır. Aslında ağlanacak durumda olan bu mabet değil milletimizdir. Yeryüzünün kendine mescit kılındığının farkında olan şuurlu Müslümanlar bilir ki bir taş yapı olarak bakıldığında Ayasofya sadece bir camidir. O’nu camiler içinde öne çıkaran iki Muhammed’in emaneti olmasıdır. Birincisi Kâinatın Efendisi’dir (s.a.v.) ki fetih işareti ile diğeri ise Fatih Sultan Mehmet’tir ki fetih sonrası çıkardığı ferman ile onu bize emanet etmişlerdir. 

Aslında romanda birçok farklı tema var. Ayasofya ana tema ancak bununla birlikte bir mana yolculuğu, bir aşk çıkmazı var. Bütün bunlar işlenirken elbette kahramanların içinde yaşadığı toplumun gündemi unutulmadı.

Ayasofya'nın Gözyaşları Romanı Çıktı

Hangi duygularla yazdınız bu romanı?

Azıcık tarihi şuuru olan ve milletine bağlı her ferdimizin içinde bir yaradır Ayasofya’nın esareti. Lise yıllarımdan bu yana benim de öyle. Bu emanete sahip çıkamamış olmanın ağrılığı altında ezilip duruyordum yıllardır. Onun zincirlerini kıracak bir çalışma yapamamamın hüznü içinde yaşadım. Bu hüznü ancak hislerimi kaleme alarak hafifletebilirdim. Öyle de yaptım ve bu romanı yazdım. Aslında bu hisleri anlatmanın farklı yolları var. Ancak istedim ki benimle beraber bu hisleri paylaşanların zevk alarak okuyacakları bir eser olsun. Belgesel, ya da araştırma tarzı olmamalıydı. Hislerimi aslında birçok şiir ile dışa vurdum fakat yeterli olmadı. Bu kez farklı bir yolla denedim ve bu romanı yazdım.

Sizce Ayasofya İbadet açılmalı mı?

Ayasofya’ya vurulan prangalar elbette parçalanmalı ama asıl parçalanması gereken milletimize vurulan zincirlerdir. Ayasofya’nın ögürlüğüne kavuşması ancak milletin manevi esaretinin bitişine vesile olacaksa bir mana ifade eder. Aksi takdirde Ayasofya’nın ibadete açılması onu sadece camilerden bir cami yapar. Özetle şunu söylemek isterim ki asıl özgürlüğüne kavuşması gereken Müslümanların içlerindeki Ayasofya’dır.

Gelir elde eden bir müzeyi camiye sizce çevirebilirler mi?

Oranın müze yapılmasından maksat gelir değildir elbette. Kiliseye çevirmek o dönemde bile imkânsızdı öyleyse bari cami kalmasın mantığı ile müzeleştirilmiştir. Bakanlar kurulunun almış olduğu bu karar resmi gazetede yayımlanmadan yürürlüğe konmuştur.  Aslında bakanlar kurulu Ayasofya’yı geçici olarak kapatmıştır fakat daha sonra zamanın Maarif Vekili Hasan Ali Yücel bir tezkere ile onun bir cami olmaması için müzeye çevirtmiştir. Üstelik tezkereye “Caminin tarihi vaziyeti itibariyle müzeye çevrilmesi, bütün Şark âlemini sevindireceği ve insanlığa yeni bir ilim müessesesi kazandıracağı cihetle uygundur. Diyerek bütün İslam âlemi ile dalga geçer gibi bir ifade koymuştur.

Ayasofya hiç şüphesiz yeniden alınların secdeye konduğu, mermerlerinde tekbirlerin yankılandığı bir cami olarak hizmete açılacaktır. Fakat asıl mesele tekbirlerin insanımızın içinde çağlamasıdır. İslam coğrafyasındaki yangınları ancak bu çağlayanlar söndürebilir.

Ayasofya'nın Gözyaşları Romanı ilhan kurt

Hasbahçe Gazetesi okurları için neler söylemek istersiniz?

Gazete güzel işler yapıyor. Kağıthane’nin sesi olmaya devam ediyor. Yerelde böyle bir gazetenin varlığı Kağıthane halkı için çok büyük bir önem taşıyor. Elbette ülke gündemini büyük gazetelerden takip edebilirsiniz. Fakat Kağıthane’nin gündemini ancak özveri ile çıkan bu tür yerel gazeteler verebilir. Bu nedenle Kağıthanelinin mutlaka sahip çıkması gerekir.

Ayasofya'nın Gözyaşları Romanı Çıktı2

Eğitimci Şair Yazar İlhan Kurt’un “Ayasofya’nın Gözyaşları” Roman Kitabını 3 Çivi Yayınevinden veya mgvyayinlari.com sitesinden temin edebilirsiniz.

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
2528 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.