logo

Geç Kalmayın

Geç Kalmayın

Geç Kalmayın

Oyun oynayan çocuk mutludur. Peki, bu ihtiyacı nasıl karşılayacağız? Ailelerin yoğunlukla sordukları sorudur bu. Bu ihtiyacı karşılamak için biz ebeveynlerin, paramızı oyuncakçıların süslü raflarındaki cafcaflı oyuncakları alarak gidermeye çalıştığımız da doğrudur. Oyuncak, oyunun en önemli parçası olarak öğretilmiştir bize.

Oyuncak seçimi ile ilgili bir yazı yazmak isterdim. Nasıl oyuncak almalıyız? Nelere dikkat etmeliyiz. En yararlı oyuncak hangsidir? Acaba, akıl oyunları mı alsanız? Yoksa bilgisayar/tablet alsak olur mu? Her yaşta oyuncak alınır mı? Ancak ben bu sorulara cevap vermek istemiyorum. Belki yazıyı okuduğunuzda bu soruların da kendi açınızdan cevabını bulursunuz. Nihayetinde karar verecek olan sizlersiniz.

Oyun çocuğun en temel ihtiyacıdır. Ve muhakkak yetişkinler bu ihtiyacın giderilmesi için emek vermelidir. Çocuğun gelişiminde oyun en az beslenme kadar önemlidir. Çocuk öğrendiği birçok bilgiyi oyun sayesinde kazanır. Çocuklarımızın bebeklik dönemlerinden itibaren oyun yoluyla öğrenme başlar. Hatta ben daha iddialı konuşup, insanın ölene kadar oyunla öğrendiğini düşünüyorum ama bunun konumuzla ilgisi yok. Diyeceğim o ki insan dünyaya geldiğinde kendi kendine oynamaya başladığında öğrenmeye de başlar. Çocuğun dil gelişimi, bilişsel gelişimi, sosyal gelişimi, duygusal gelişimi ve psikomotor gelişimi de oyunla olur.

Oyun aynı zamanda sosyal ve toplumsal olarak bir uyum gösterme işlevine sahiptir. Bir anlamda çocukların kendileri dışındaki her şeyle iletişim kurmalarının yoludur. Çocuğun çevresiyle iletişim kurmakta kullandığı bir dil ve anlatım biçimidir. Çocuk oyun oynarken aslında duygularını ve ihtiyaçlarını ifade edebilmekte ve birçok sorununu da kendi başına çözebilme yeterliliği kazanmaktadır. Bununla birlikte çocuk oyun sayesinde hem çevresiyle ilişki kurmayı öğrenmekte, hem de sosyal ve toplumsal bir birey olmanın ilk adımlarını atmaya başlamaktadır (Aytekin, 2001; Durualp, 2009)

Şimdi bu kadar bilgiden sonra altın soruyu sormak gerekiyor. “Siz çocukların oyununa ne kadar dahil olabiliyorsunuz?” Bu sorunun cevabı birçok sorunumuza da cevap bulmamıza yarayacaktır.

Bugüne kadar karşılaştığım birçok aile -çocukları için her şeyi yapmalarına rağmen- istedikleri gibi bir evlatlarının olmadığından şikayet ediyor. Onlara genelde aynı şeyi soruyorum; “çocuğunuz ile oyun oynuyor musunuz?” Çünkü bu soruya aldığım cevap bugüne kadar olup bitenler hakkında bana bilgi verme konusunda yardımcı olacağına inanıyorum. Aslında birçok kişi oyun oynarken tanımanız mümkündür. Yani yetişkinleri de oyunlarında tanıyabilirsiniz. Ama bu mesele bu köşenin konusu değil.

Çocuklarınızı tanımak istiyorsanız, onlarla oyun oynayın. Çocukları mutlu etmek istiyorsanız, onlarla oyun oynayın. Çocukların yaşamına dahil olmak istiyorsanız, onlarla oyun oynayın. Çocuğun dünyasını bilmek istiyorsanız, onlarla oyun oynayın. Çocuğun gelişimini takip etmek istiyorsanız, onlarla oyun oynayın. Çocuğunuzla güçlü bir bağ kurmak istiyorsanız, onlarla oyun oynayın. Eğer siz oyun oynamazsanız bu boşluğu dolduracak çok şey bu çağda onu bekliyor. Bilgisayarlar, tabletler, cep telefonları ve daha birçokları… Doğal olarak biraz önce söylediğim tüm istek fiillerini onlar öğreniyor ve çocuklarınızı önümüzdeki yıllara hazırlıyor. Çocuğunuzun beğenileri, zevkleri, ihtiyaçları, meslekleri tüm bu oyun oynayanlar tarafından belirleniyor. Sizler de oturup çocuğunuzu yetiştirirken nerede hata yaptığınızı sormaya devam ediyorsunuz.

Çocukları ile oynamayan, onla çatışmayan, her istediğini yapan, zorluklarla mücadele ettirmeyen, ev işlerinde yardım ettirmeyen, kıyafetlerinin dahi kendisi tarafından giymesine müsaade etmeyen, sorumluluk vermeyen, onlarla oturup bir problem durumu konuşmayan, kendisini ilgilendiren kararlarda çocuğuna fırsat vermeyen aileler çocuklarını geleceğe hazırlıyor. Zannediyorlar ki uygun ev sıcaklığı, yeterince koruna ve doğru beslenen çocuklar geleceğe hazır olurlar. Oysaki bu dediğiniz ancak evde saksının içine koyduğunuz çiçekler için geçerli.

Lütfen geç olmadan evdeki tüm cihazları kapatın. Ve çocuğunuzla oyun oynamaya başlayın. Geç kalmayın. İnanın bu sizi de mutlu edecek.

Selametle

Erdoğan ERGİN

Etiketler: » » » » » » » » » » » »
4474 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.