logo

Gençlerimizi Agnostik (Bilinmezci) Hayattan Kurtarmalıyız!

Gençlerimizi Agnostik (Bilinmezci) Hayattan Kurtarmalıyız!

Her toplumda vazgeçilmez öncelikler vardır. Bu öncelikler de; insan hakları, adalet, faiz, yolsuzlukla mücadele ve hukuk gibi kavramlar ön planda olması gerekir.

Peki, geleceğimize ve gençlerimize sahip çıkmak için neler yapabiliriz? Gençlerimizin bir kısmı neden bizden uzak? Gençlerimize sahip olmak veya gençlerimizin değerlerimize sahip çıkması nasıl olacak?

Gençlerim uzaklaşma sebeplerine baktığımızda:

1-Dünyevileşm diğer şekli ile sekülerleşmenin etkileri: Yakın faydanın uzak fayda yerine tercih edilmesi. Tüketim toplumunun verdiği zararlar. Hiç ölmeyecekmiş gibi bu hayata bağımlılık aşılanmıştır. Ticarette ve işlerimizde inancımızdaki bilgilerin eksik veya yanlış uygulamaları.

2-Bilim ile dinin karşıt olduğu varsayımı: İnanç önündeki engellerin farkındalığının oluşturulamaması. Bilimin defalarca ispatlanmış olan din ile uyumunun gençlere açıklıkla anlatılamaması.

3-Baskı ve kurallara bağlı bir dini eğitim modelinin uygulanıyor olması: Dindar aile çocuklarının özgürce kendilerini anlatamaması. Dindar kesimdeki ahlaki değerlerin zayıf hale getirilmesi.

4- Temel dini değerlerin çok yüzeysel verilmesi: Sadece yapma-etme telkinleri veya korkutucu şekilde gösterilmesi.

5-Sanal çağın ve medyanın gençlerimize empoze ettiği yanlış inanç ve sınırsız serbestlik

Yeni jenerasyon veya Z kuşağı anında net bilgilere ulaşabiliyor doğru veya yanlış. Yeni nesil içi boşaltılmış din algısı ile yetişmekte.

6-Proje nesiller olarak gençlerin yetiştirilmesi: Çocuğa gösterilen hedeflerin eksik ve yetersizliği.

7-Çocukluk veya ergenlik zamanında zihinlerin uğradığı travmalar: İkili hayat tarzı yaşamalar. İtikadi anlamda sorunları olan gençlerin deizm’e kayması.

8-Psikolojik ve fiziksel şiddet: Bazı dini gruplar da eğitimin yetersizliği.

9-Erkek kadın konumundaki değişimler.

Kişilik karmaşası, homo-eşcinsellik-LGBT- kavramındaki uygulamalar. Aile yakınlığından daha çok farklı kültür ve inançtaki insanların medyada buluşması.

10- Dinimizin araç olarak görülmesi içinin boşaltılıyor olması, bir nevi yozlaşma. Gençlerimiz boş bir inanç şekliyle yüzleşmekte. Değerlerimizin sadece whatsapp ve medyatik kullanımda olması.

11-Din adına bazı insanların yanlış yönlendirmeleri, kitleleri inançtan uzaklaştırması.

12-Birçok ülkede yaşanan kavramlar gençleri olumsuz olarak etkilemektedir. Bu kavramlar yakında yapılan bir araştırmaya göre bilhassa İslam ülkeleri sıralamada oldukça geride kalmış; İnsan hakları, adalet, faiz, yolsuzlukla mücadele, hukuk gibi kavramlar ön planda olması gerekir. Bu kriterlere göre ülkelere bakıldığında 1. sırada Yeni Zelanda sonra Lüksemburg, İrlanda, Malezya 33. sırada, Kuveyt 48. sırada görülmektedir.

Gençlerimize neler tavsiye edebiliriz, sorunları çözmek için neler yapabiliriz;

1-Özgür tartışma ortamının sağlanması gerçekleşirse faydası olacaktır. Temel değerler daha açık ve anlaşılabilir görsel-zihinsel olarak verilmelidir. Dini inançlar konusu doğrusu ile yalın bir şekilde anlatılmalıdır.

2-Sevgi ve saygı dini olan dinimiz yasakçı tarafı ile gençlere empoze edilmemelidir. Dinin sadece adı kalması büyük tehlike, hayatımızın içinde yaşanabilir ve uygulanabilir örneklerle dolu olması gerekir.

3-Gençlerimize sadece proje nesil olarak bakılmaması, onların bir insan ve değerler manzumesi olarak görülmesi gerekir.

4-Kesinlikle aile yapısında şiddete yer olmamalı, anlayış ve hoşgörü esaslı bir yapı oluşturulmalıdır. Toplumun ve aile yapısının temeline konulan dinamitleri ortadan kaldırmak, sağlıklı bir neslin temellerini atmak çok çok önemlidir.

5-Özgürlük istekleri, ne zaman ne şekilde olacağı sınırı belirlenmeli, aksi halde sınırsız özgürlük toplumu uçuruma götürecek bir metaa dönüşmemelidir.

6-Dinimizin baskıcı olmadığı serbest iradeyle en yalın ve temiz haliyle uygulanabilirliği gençlerimize rol modellerle anlatılabilmelidir.

7-Dini değerlerimiz yozlaşmadan ve dejenere edilmekten bir an önce kurtarılmalıdır.

8-Din adamı sıfatı ile ortaya çıkan isimlerin din otoritesi veya kurumu tarafından denetlenebilir ve düzeltilebilir olması lazım.

9-Meslek ve diğer örgütlerin inancımız ile örtüşen din-ahlak-kültür üçgeninde örnek çalışmaları organize etmek ve topluma yanlış örnek olanlara gerekli disiplini sağlaması lazım.

10-Eğitim sistemimizde seküler yapıya ve “ben” merkezli insan modeli değil “toplum ahlakı ve toplum merkezli” bir yapı çalışmaları yapılması gerekir.

Batıya baktığımızda din-toplum-aile yapısı bitmiş durumda. Deizm kaynağına baktığımızda da modernite ve sekülerleşmenin çok ciddi etkisini görmekteyiz. Batı düşüncesi insanı maalesef tanrılaştırmış durumda hatta tüm dünya nüfusunu azaltmak, dünyayı ve zenginliklerini daha az bir nüfusun kullanabileceğini empoze etmektedir.

Gençlere dönük bir form sitesinde; ”İsa peygamberimiz için O, bizim yerimize öldü, İsa (a.s.) için o bir mesihtir. İnsan günahlıdır, Tanrıdan ayrı düşmüştür” gibi ifadeler var. Bizim inancımız da ise insan günahsız olarak doğar, O’ndan çocuk olmamıştır (kimsenin babası değildir) Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir) İhlas Suresi-604/3

Efendimizin (s.a.v.)’in örnek yaşayışı sözlü veya fiili dünyamız için rol model olmuştu. Bunun çok iyi ve bilimsel olarak anlatılması lazımdır.

Modern bilimin kurucusu görülen Francis BACON demiş ki, Tanrı bize 2 kitap sunmuş;

1- Kainat kitabı 2-Kutsal kitap.

Kur’an-ı Kerim’de “Yeryüzünde dolaşmayı ve yaradılışın nasıl olduğuna bakılması“ Ankebut Suresi: 29/20 gerektiği belirtilmiştir.

Hollanda kraliyetinin Türkiye’de yaptırdığı bir araştırma raporuna göre;

DKAB (din kültürü ve ahlak bilgisi) dersi için önerilerinde DKAB anayasal sorumluluk olmamalı. Çocukların yaş ve gelişimine göre olmalı, çocuğun dinini ve inancını belgeleme zorunluluğu olmamalı. DKAB almayan mağdurlara, destek programı olmalı gibi öneriler mevcut. Fakat her ülke veya bilhassa bizde, gençlerimiz bir Hollanda veya başka bir ülkeden daha çok kendi kültürümüz ve inancımız ile yetişebilmeli aksi halde başıboş yetişen diğer gençlerden ne farkı olacak acaba.

Bugünün dünyasında Post-modern sekülerleşmede dünyevi olanın dinselleşmesi  söz konusudur. Modern sekülerleşme dini dünyadan uzaklaştırmıştır.

Dostoyevski; ”Tanrı yoksa her şey mubahtır” tezini savunur.

Bizim gençliğimizi çağın yeni hastalığı olan deizm, ateizm, nihilizm gibi Allah korusun dünyasını ve ahiretini kaybettirecek inançsızlık hastalığından korumamız lazımdır.

Eğer gençlerimize sahip çıkamazsak diğer ülkelerdeki dine yabancılaşma ve dinden uzaklaşma sonuç olarak bizde de kendini göstermeye başlayacaktır.

Yeni gençlik platformları-çocuklarımıza uygun site ve diziler, sorulu cevaplı platformlar, yetişkinleri de eğitici programlar acilen çoğaltılmalı ve desteklenmelidir.

Milli Eğitim Müdürlüğümüzden, Kültür Bakanlığımızdan, Aile Bakanlığı ve bilhassa Diyanet İşleri Başkanlığımızdan ve STK’larımızdan bu konuda çok ciddi çalışmalar beklemekteyiz.

Hür ve inançlı bir gençlik dileklerimizle.

Fethullah FAKIOĞLU

Etiketler: » » » » »
492 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.