logo

GÖZÜ AÇILMADIK SIĞIRCIK YAVRUSU

GÖZÜ AÇILMADIK SIĞIRCIK YAVRUSU

Hocanın oğlu bir gün der ki arkadaşına;
“Gel seninle gidelim şu derenin başına.

Paçaları sıvayıp örme ağı atrarız,
Nasibimizde varsa belki balık tutarız.”

Kenevir iplerinden basit bir ağ yaparlar,
Dereye gitmek için uygun yola saparlar.

İki arkadaş tutup salar balık ağını,
Bir ağaca bağlarlar ağlarının bağını.

Bir türlü gelmez balık hayli beklerler ama,
Gün epey ilerlemiş, az vakit var akşama.

Her iki arkadaş da bu duruma sıkılır,
Nihayet ağlarına bir patlıcan takılır.

İlk defa görüyorlar böyle garip bir şeyi,
Değerli bir şey ise dönecekler köşeyi.

İki ahbap düşünüp inceler patlıcanı,
Balığa benzemiyor kapkara her bir yanı.

Hocanın oğlu der ki; “Benziyor sığırcığa,
Ama suda ne arar, niye takıldı ağa?

Babama götürerek ona da göstereyim,
Sığırcık yavrusunun müjdesini vereyim.”

Dostlarıyla oturan babacığına gelir,
Patlıcanı gösterip, sevincini gösterir;

“Bunun ne olduğunu ben keşfettim doğrusu,
Henüz gözü kapalı bir sığırcık yavrusu.”

Hoca gururla der ki; “Gördünüz işte sizde,
Dediği çok doğrudur, yalan bulunmaz bizde.

Oğlum çok zeki diye ben size söylemiştim,
Sığırcık yavrusunu ben dahi görmemiştim.

Maşallah bizim çocuk kültür sahibi olmuş,
Vallahi ben demedim, çocuk kendisi bulmuş.”

Sezayi TUĞLA

192 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.