logo

Hastalık Üzerinden Siyaset Yapmak Arsızlıktır

Hastalık Üzerinden Siyaset Yapmak Arsızlıktır

Bizim dünyaya bakışımızı, meşhur “pergel metaforu” ile anlatır Mevlânâ. Pergelin sabit ayağı, bizi biz kılan inanç ve değerlerimizde, diğer ayağı ise ise -olabildiğince- çevreye uzanır. Onun deyişiyle “yetmiş iki buçuk milleti” dolaşır. Bu anlayış, düşüncede, karar almada; ticarette, siyasette ve sivil toplumda bize referans olacak bir anlayışı öğretir bu metafor.

Bugün, 20. yılına varmış bir siyasi iktidardan söz ediyorsak, bu metaforu bir politik düstur edinerek devleti yönetmiş olmasındandır. Bu başarının ya da hikâyenin kahramanı kuşkusuz lideridir. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan bahsediyorum; doğrudur!

Her badire ile karşılaştığında, milletine yaslanan ve asla pergelin sabit ayağından şaşmayan inancı sayesinde başaran Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın -ne hikmetse- bugünlerde hapşırması bazılarını nezle ediyor. Sağlığında siyaseten güç yetiremeyen bir kısım muhalifin, son günlerde bazen hastalık icat ederek bazen de -ki şimdilerde- her insana uğramadan gitmeye niyeti olmayan covid ile imtihan olan Sayın Erdoğan için -ancak- gökten kemik yağdıracak herzelerini duyuyoruz.

Hani, İmam Şafi’nin bir lafı vardı: “Fitne zamanları düşmanın okunu takip edin. O sizi hak ehline götürür.”  PCR testinin pozitif çıktığı açıklanan Cumhurbaşkanı ile ilgili, başta ana muhalefet (!) partisinin bir İstanbul milletvekilinin söyledikleri ve sosyal medyadan adeta bir irin gibi akan adresi malûm veya belirsiz çevrelerin laflarına bakınca, niçin “Uzun adamın” yanında dağ gibi durmak gerektiğini bir kez daha anlıyoruz!

DOSTUN İKAZI İLE HASMIN MUHALEFETİ AYNI DEĞİLDİR

Her şeye rağmen; amasız ve fakatsız bu yanında duruşumuz, elbette gözü kapalı, olan biteni sorgusuz/sualsiz kabul edişle olacak değil. Yine İmam Şafi’nin deyişiyle; “Sadık dost arkadaşının ayıplarını görünce ihtar eder, ifşa etmez.” bilinciyle hareket etmemiz gerekiyor. Bugün Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere, siyasette ve bürokraside gördüğümüz yanlış adımları, kararları ya da tercihleri eleştirdiğimizde bilinmesi gereken gerçek şudur: Hataların düzeltilmesi için kamuoyu ve üyelerimiz adına uyarı vazifemizin gereğini yerine getiriyoruz ve bu, dostluğun icabıdır. 

Sivil toplum olmanın gereği de bu değil mi?

İdris ŞEKERCİ
İstanbul Eğitim Bir Sen 6 Nolu Şube Başkanı

Etiketler: »
188 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.