logo

HİKMETİNDEN SUAL EDİYORUZ

HİKMETİNDEN SUAL EDİYORUZ

HİKMETİNDEN SUAL EDİYORUZ

İnsanı tanımanın birçok yolu vardır. Bu, bazen vefadır bazen ise edindiği dostlarıdır. Yol, arkadaşı, sır dostu belirler… Sırtını dayayacağın yol arkadaşın, sırrını paylaştığın sırdaşın olur o yüzden. Gittiğin yol da, yol arkadaşın da yolunun istikametini belirler. “Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim!” sözü de, amiyane tabirle “kiminle düşüp kalkıyor” olduğu da önem arz eder istikameti tespit için. Siyaset, sivil toplum örgütleri için de durum böyledir. “Taraftar” olmak yanlışına düşmeden -ki bu hal insanı kör ve sağır eder- tarafını belirlemek bakımından hassasiyeti yüksek bir durumdur bu.

İstikamet belirlenirken, gündeme dair kanaatler, hayata bakış, dünya görüşü ortak payda olarak aranır ister istemez. Bir insanın istikametini tespitte, Allah’a secdesi de yanlışa kıyamı da önemlidir. Asgari müşterekler, temel ve esasa ilişkin başlıkları dikkate alarak tespit edilebilir ortak ülkü ve hedef varsa farklılıklar ikinci plana alınarak yol arkadaşlığı edinilebilir arızi durumlarda…

Bugünlerde, siyaset arenasında o kadar olağan dışı durumlar ve izaha muhtaç yol arkadaşlıkları var ki neresinden tutacağınızı bilemiyorsunuz… 24 Haziran seçimleri “Hikmetinden sual olunmaz!” yol arkadaşlıklarına ve seçim ittifaklarıyla bizi karşı karşıya getirdi. İşin tuhafı, ittifakları için bizim anlam dünyamızdan kavramlar seçiliyor ne hikmetse! Kiminin adı görüşü kabul için yeterli olan “Cumhur” kavramıyla kimisi ise topyekûn halkı ifade eden “Millet” kavramıyla.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi belki de bundan sonraki seçimler süreçlerinde Konjonktürel birliktelikleri, tabanda karşılığı olmasa da geçici ittifakları hazmetmeyi öğretecek bize. İyi tarafından bakacak olursak siyaseten ortaya çıkan ayrılıkları uzun vadede ortadan kaldırabilecek farklılıklara rağmen ortak paydalarda birlikte iş üretebilme kabiliyetini geliştirebilecek yenilik olarak görebiliriz bu ittifak girişimlerini. Sınırları belirlendiğinde ve toplumsal karşılığa dikkat edildiğinde bu yeni durumu anlayabiliriz. Ancak yine de kimi sakıncaları görmezden gelerek büyük beklentilere girerek hakikatlere kör ve sağır olursak sükûtu hayal ile buluşmaya hazır olmamız gerekir.

15 Temmuz darbe girişimi sürecinde ve sonrasında görece birbirini sınama imkânı bulan AK Parti, MHP ve AK Parti listelerinden dayanışma yoluyla BBP’nin bir araya gelerek oluşturdukları Cumhur İttifakı’nı bir noktaya kadar anlayabiliriz. Ancak, seçimle sınırlı olmayan bir yol arkadaşlığı düşünülüyorsa -doğrusunu söylemek gerekirse- bu kumaştan iyi bir elbise çıkmaz. AK Parti’nin siyaset dili ve yaslandığı arka plan, Türkiye’nin her coğrafyasından -deyim yerindeyse- ülkenin tüm renklerinden seçmen kitlesi ile MHP’nin siyaset dili ve yaslandığı arka plan ortada iken seçim sonrası için bir beklenti ne kadar gerçekçi olur bilemiyorum.

Biz tam cumhur ittifakını kavramaya çalışırken karşımıza çıkan 3 benzemez 1 irapta mahalli kalmamış partinin bir araya gelmesiyle yeni bir ittifak doğu verdi. Adına millet deyince milletin ikna edileceği vehmiyle hareket eden, yolun solundan CHP, sağından mı solundan mı belli olmayan -adı- İYİ Parti ve listesinde saklı Demokrat Parti ile Milli Görüş geleneğinden gelen Saadet Partisi’nin –ki kimi adayları CHP listesinden seçime giriyor- bir voltran oluşturabilecek mi?

Cumhur ittifakında yer alan siyasi partilerin yol arkadaşlıklarını, aralarında öteden beri var olan oy geçişkenliği ve 15 Temmuz tecrübesi ile ortaya çıkan yeni durumu dikkate alarak bir yönüyle anlayabiliriz. Peki, millet ittifakında iğreti duran sözüm ona Bilge Başkan atraksiyonu ile koskoca Milli Görüş geleneğinin, cemaziyel evvelinde ittifaklarına isim olarak uygun gördükleri milletin değerleri ve inancı ile kavgalı olmakla malül bir partiyle aynı karede buluşturulmasını nasıl anlayacağız? Merhum Ali Ulvi Kurucu hatıratından, “Buradan bize ekmek çıkar” beyhude beklentisinde olan bizim mahallenin uşaklarına bir çift söz hatırlatmak isterim:

Merhum Ali Ulvi Kurucu kendisine CHP’den milletvekili adayı olan -ve seçilen- Konyalı Mehmet Vehbi Efendi hakkında soru sorulduğunda; “Yavrularım bu Parti kalaysız bir kaba benzer. İçine gireni zehirler!” Merhum Kurucu’nun memleketinde ve bazı şehirlerde CHP’nin listesinden seçimlere girenler acaba bu sözü nasıl hazmedecekler? Merhum Erbakan Hoca’nın mirasını her geçen gün tüketen saadetli dostlarımız, Sayın Bilge Başkan’ın eliyle içine düşmüş oldukları “Hikmetinden sual ettiğimiz” bu duruma ilişkin bir cevapları var mıdır?

Ne diyelim!

Allah hepimize basiret, feraset ve izan ihsan etsin.

İdris Şekerci
Eğitim Bir Sen İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı

Etiketler: » » » » » » » » » »
1728 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.