logo

Huzur Nerede?

Huzur Nerede?

Yaz tatili bitti, okullar açıldı. Tatildeki küçük dairelerimizden ve minik ortamlarımızdan kopup metropol şehirlere döndük. Döner dönmez de telaşemiz başladı. Uyku değerlerimiz hemen bozuldu. Metro istasyonlarının kalabalığına, dolu geçen dolmuşların stresine, müşteri almayan sarı taksilerin nazına, ağzına kadar dolu çöp kutularının kokusuna, insan istilasına uğramış AVM’lerin kâbusuna, evde hiç kapanmayan televizyon dizilerinin girdabına hatta açtığımızda maazallah; cinayet, gasp, hırsızlık, kaza haberlerinin sıkıntılarına dağınık hayat programlarına, telefonun sanal dünyasına yani sanal kişiliklere, sanal aşklara, sanal doyumlara velhasıl birbirimize yabancılaşmış bir hayat içinde kendimizi istesek de istemesek de buluverdik.

Sonra da birbirimize kardeşim huzur yok demeye başladık. Hâlbuki huzuru yanlış yerlerde, yanlış kişilerde, yanlış şehirlerde, yanlış ve eksik yaklaşımlarda aramamızdan dolayı şikâyetlerimiz ve sitemlerimiz başladı.

Hızla dönen Dünya’ya ulaşmaya gayret ediyoruz. Hâlbuki ulaşamayacağımızı bildiğimiz halde koşturuyoruz, yorulduk. Huzurun yavaşlamakta olduğunu zamana tanıklık ederek telaşı, hırsı, kaygıyı, aceleyi, paniği, tedirginliği bir tarafa bırakarak hayatı fark ederek yani güneşin batışını, denizin rengini, ormanın kokusunu, kuşların seslerini, yediğimiz yemeğin tadını, baktığımız manzaranın keyfini velhasıl yaşadıklarımızı özümsemektir ve o an orada yaşamaktır.

Huzur aslında hem zor elde edilen hem de kolay kaybedilen bir unsur. Biraz kendimizi dinlesek ve sorgulasak acaba desek, nereye, niçin, neden, nasıl sorularına cevap arasak inanın ki birçok kaygılardan kopar ve bazı kararlar alabilir ve bu dünyanın zehirli balına tamah etmekten vazgeçebilir duaya sarılırız. Tevekküle itaat eder sözlerimizi terbiye eder kalplerimizi sakinleştirir, zihnimize yeni formatlar atarak duruşumuzu, görüşümüzü tavrımızı yeniden dizayn eder insanların kararlarına, seçimlerine ve eylemlerine karışmayarak kalbimizi stresten uzak tutar kendimizle meşgul olur, kendimize saygımızı, kendi haklarımızı korumuş oluruz.

Bazen huzuru çok uzaklarda ve bize ait olmayan şeylerde arıyoruz. Sonuçlarda bulmaya çalışıyoruz. Hâlbuki huzur süreçtedir. Hedefe sonucu koyunca bu defa da süreçteki yol boyunca bütün değerleri; sevinci, onuru, saygıyı, nezaketi, vefayı unutuyor sonucu elde ediyoruz. Lakin bu defada elde ettiğimiz sonuç değerler olan; makam, mevki, para bizi mutlu etmiyor. Sadece mutlu olduğumuzu zannediyoruz.

Unutmamak lazımdır ki; huzur, mutluluktan yücedir. Huzur, uzaklarda değil kendi içimizdedir. Başkalarının kaderine özenmede değil kendi kaderimizi sevmekte ve kabul etmektedir. Aşık Sümmani’nin dediği gibi: “İnsanoğlu gamdan hali değildir, her birini bir efkara yazmışlar”

Huzurlu günlerde beraber olmak dileklerimle.

Hoşça kalın.

Ahmet AL

Etiketler: » » » » » »
327 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.