logo

İçe Yolculuk

İçe Yolculuk

“Yolculuk, her zaman düşündüm onu içimde, bu azgın davet ne demek? Oraya, nerdeyse güneşin sonu uçmak, kaçıp gitmek, geri dönmemek.” Beraber yaşadığımız topluluğa bakıp da bir zamanlar göçebe bir hayat sürdürmüş olduğumuzu hayal etmek çok zor!

Bizi yoran, tutsak eden, yabancılaştıran alışkanlıklar içinde boğulmuş durumdayız. Oysa göçebeler tahminimce çok ayrıntısız ve sade bir hayat yaşıyorlardı. En gerekli en lazım olan eşyaları taşıyorlardı yanlarında. Bu, onları hem özgür kılıyor hem alışkanlık, bağımlılık ve dünyevilikten koruyor olmalıydı.

Bir yere gidecek olsak ne kadar çok şeyi götürmek zorundayız. -Onsuz yaşanmaz- ne kadar çok eşyamız var. Bir o kadar esaretimiz bir o kadar yükümüz. Ne zaman bu kadar çoğaldı bu teferruatlar, gerçek midir bu ihtiyaçlar? Bunu test etmenin neyse ki bir yolu var; yolculuk.

Uzun zamandır yaşadığımız yerden geçici olarak bile ayrılıyor olsak, hemen ilk açılımı yapar zihin; “Bir gün buradan tamamen gideceğim ve bensiz de akacak nehirler.”

Bitmek bilmeyen yol, bildiğimiz ama idrak edemediğimiz bir hakikat daha düşer kalbimize; “Allah’ın arzı ne kadar büyük, ben ve sorunlarım ne kadar küçüğüz.”

Akıp giden evler, insanlar herkesin ayrı ayrı yaşadığı bu kolektif hayat biraz sarhoş eder bizi. Her ev bir ayrı dünya, her evde bir imtihan yaşandığını tahmin ederek merhamet duyarız insanlara. Yanından akıp gittiğimiz insanlardan birinin de aslında kendimiz olduğunu, zamanın akıp gittiğini anladığımızda “Dünya gerçekten de iki kapılı bir handır, biz de bu yolu hiç bitmeyecek zanneden gafilleriz” deriz.

Bu uyanış böyle uzar gider. Yolda insan bütün bağlılıklarını sorgular. Bütün alışkanlıklarını…

Geçici bir süre de olsa bırakılmaz zannedilenler bırakılmıştır. Bu açıdan yolculuk bir ölüm provası bile sayılabilir. Yol bir tefekkür, yolculuk bir hicret olabilir. Hatta üzerinde düşünüp karar veremediğimiz müşkülleri yolda düşünmek daha isabetli sonuçlara götürebilir.

Yol tefekkürü diye bir şey var mıdır, bilmiyorum ama olması gerekir kanımca.

Maddi uzaklaşma, manevi uzaklaşmayı da beraberinde getirince daha sağlıklı düşünebilir insan ve dönüşte daha cesaretli, daha sorgulanmış bir başlangıç yapılabilir.

Biraz uzaklaşma, biraz uzlet, biraz göçebelik faydalı olabilir.

Filiz BALCI

807 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.