logo

İSLAM EKONOMİSİ VE SEKULAR/KAPİTALİST EKONOMİDE “AHLAK”

İSLAM EKONOMİSİ VE SEKULAR/KAPİTALİST EKONOMİDE “AHLAK”

Yeryüzünde insanoğlu var olduktan sonra ekonomik faaliyetler de başlamıştır. Fakat bu ekonomik faaliyetler ya ahlaki olmuştur veya ahlakdışı yani insan fıtratına uymayan şekilde gelişmiş ve devam etmiştir.

Kapitalist ekonomi daha başlarken kapitalizm yerine “piyasa ekonomisi” yalanı ile işe başlar ve öyle de devam eder. Thompson’a göre kapitalizmde “kazananlar ve kaybedenler“ vardır.  

Kapitalist insan tipine göre;

Kazanan; dürüst, çalışkan, düşünceli, tutumlu, sorumlu, disiplinli, akıllı ve etkili olandır. Kaybeden; miskin, tembel, akıllı olmayan, tutumsuz, ihmalkâr, uyumsuz, etkisiz, akılsız olandır ve maalesef ahlaka yer yoktur.

Gerek Macar iktisatçı Karlpolanyl ”büyük dönüşüm” eseri ile gerek Karl Max’ın “felsefenin sefaleti” eserinde belirttiği gibi;

1-Maddi-manevi herşeyin gerçek değerinin belirlenmesi serbest pazara bırakılmıştır.

2-İnsanlık değerleri; erdem, duygu, kanaat, bilgi, bilinç vb. değerler ticaret konusu olmuştur.

3-Çağı yakalamak, batılı olmak, ilerici olmak “kalkınma” vb. isimlerle topluma sunulmuştur.

4-Kapitalist ekonomide ekonomi toplumun değil, toplum ekonominin hizmetine verilmiştir.

Kapitalist ekonomide tekelleşme; Bilim adamını, siyasi partileri, sendikaları, siyasetçileri, STK’ları, medyayı vs. satın alabiliyor ise o zaman bu ekonomide ahlaktan ve etik kurallardan söz edilemez. Eğer azınlığın durumunu iyileştirmek toplumun durumunu kötüleştiriyor ise bir kısmın iş bitirmesi, başkalarının işinin bitirilmesini sağlıyor ise kumar yerine şans oyunu; toto, loto, şans topu, bahis, iddea, kazı-kazan, at yarışları vs. olarak sunuluyor ise toplumda çalışmadan emek olmadan “kazanılabildiği” bilincini oluşturuyor ise işlev olarak birisini“ ütmek” olan şey ahlakın yerini alıyor ise erozyon ve tahribat başlamıştır.

5-Yeni kapitalist ekonomide de gözetim ve mahremiyet ihlali başlamıştır. Bilişim teknolojisiyle gözetimin kapsamı genişlemiştir. Maksimum kazanç için mahremiyeti ihlal eden gözetime geçilmiş; e-postaların izlenmesi, telefonların dinlenmesi, kişilerin hayat tarzları, yeni ticaretin sermayesi olmaya başlamıştır.

6-Kâr maksimum olurken geleneksel ahlak hayattan uzaklaşmıştır,

7-AVM’ler açılıp küçük işyerleri kapanırken, fabrikalar kapanırken, toplum menfaatleri zarar görmektedir.

8-Yeni kapitalist ekonomi toplumun yerleşik değerlerini kendisi için kullanışlı kılmıştır.

Kapitalist amaçlara hizmet ettiği sürece işveren-çalışan, firma-müşteri, yönetim-yönetilen arasında güven ortadan kalkmaktadır.

9-Yeni kapitalist ekonomide kamusal sınırlama olmasa rakiplere yaşama şansı dahi kalmaz.

Cep telefonu yazılımında ios veya androıd küresel ekonominin parçası olmuş, ABD’de küresel fastfoodlar bütün çiftçilerin ve mısır–tavuk üreticilerinin tekelleşmesine sebep olmuştur.

Görüldüğü gibi kapitalist ekonomide durum ahlaki olmaktan çok baronlara ve elit bir tabakaya hizmet etmektedir.

İslam ekonomisine göre; Her şey ahlakidir. Ahlak kelime itibariyle “yaratılış-fıtrat” anlamından üremiştir. “Ahlakı olmayan davranış eşyanın tabiatına aykırıdır”

Efendimize hitaben; “Muhakkak ki sen gerçekten yüce bir ahlak üzerindesin” Kalem:68/4.

Bu hitap İslam ekonomisindeki insan için bir örnek teşkil eder. “Her kim halkın malını ödemek niyeti ile (ödünç alır veya bir muamele sebebiyle) alırsa Allah o kimseye dünya edasını müyesser kılar. Her kim de halkın malını itlaf etmek -yok etmek- kastıyla alırsa, Allah o malın feyiz bereket, hayır ve menfaatini yok eder” (Buhari, Zekât, 18)

İslam ekonomisi nelere önem vermiştir;

1-İslam ekonomisi “nasıl“ değil  “niçin“ sorusuna cevap arar.

Ekonomik sistem önceki yazımızdaki; Hayat-din-akıl-mal edinmek-nesil üzerine kurulmuştur.

2-İslam ekonomisindeki ahlak “Tevhid” kavramının bir cüz’üdür.

3-İslam ekonomisi, gelir dağılımını, çevrenin korunmasını, tüketim alışkanlıklarını, tüketici haklarının korunmasını kapsar ve ahlaki ilkelerini tamamen dini değerlerden alır.

4-İnsan ahlakı ekonomi’nin merkezindedir.

5-İslam ekonomisi zenginlerin parasıyla fakirlerin izzet-i nefslerinin değiştirilmesini kabul etmez.

6-İslam ekonomisi insanın değerini parayla ölçmez, sermayeye de bu fırsatı vermez.

7-İslam ekonomisinde zenginler-fakirler arasında bir denge vardır.

8-İslam ekonomisi insan-çevre-evrenin dengesini daima gözetir.

9-İslam ekonomisi insanı topluma, toplumu insana ezdirmeyen bir denge kurar.

10-İslam ekonomisinde din-dil-ırk-cinsiyet farkına bakılmaksızın toplumda yaşayan her kesimin başkalarına zarar vermemek koşuluyla helal kabul edilen alanlarda kazanç elde etme hakkı vardır.

11-Devlet, toplumun genel yararını gözetme ve mağduriyetleri önleme adına bazı sınırlamalar getirebilir.

12-Ekonomik faaliyet ve hizmetlerin dengeli bir şekilde yürütülmesi, piyasanın sağlıklı olarak işlemesi devletin sorumluluğuna bırakılmıştır.

13-Bu işleyiş, çıkar sahiplerince bozulduğunda denge yeniden kurulur.

Kur’an’ın servet biriktirmeyi onaylamaması,”Ta ki o mallar içinizden sadece zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın” (Haşr: 59/7)

Bu nedenle yasa dışı (gayr-i meşrû) yollarla ele geçirilen serveti geri alarak sahiplerine iade etmek veya devlet maliyesine (beytu’l- mâl) aktarmak İslami bir idarenin önemli görevlerinden birisidir. (Ayub, 2017, s. 42)

İslam ekonomisi’nde geçmişte çarşı/pazarı düzenleme-denetleme görevi olan, oluşabilecek her türlü düzensizliğin önüne geçmek için, seçilmiş insanlardan meydana gelen hisbe ve ahilik benzeri esnaf teşkilatları oluşmuştur.. Bu kurumlar tüm Müslümanların riayet etmesi gereken “Emri bi’l-ma’ruf ve nehyi ani’l-münker/İyiliği emretme kötülükten sakındırma” emrinin kurumsallaşmış bir şekli olarak kullanılmıştır.

14-İslam ekonomisi 3 şeye önem vermiştir; Adalet –Meşruiyet-İnfak

-İslam ekonomisi ahlaki alanlarda ve meşru –uygun görülen işler- de ticaret ve yatırım serbestliği tanımıştır.

-İnfak ise Kişinin Allah’ın rızasını gözeterek ayni ve nakdi yardımda bulunmasını teşvik eder,

-Meşru alanlarda yatırım yaparak istihdamı sağlamak da infak yerine geçer,

-Biriktirmeye değil ihtiyaçlar için harcamaya önem verir.

-Serveti biriktirerek ekonomik hayattan uzak tutmak yasaklanmıştır.

-Vicdanen ve ahlaken daha fakir kesimler düşünülerek “İsar-başkasının faydası için kendi isteğinden vazgeçmek-tavsiye edilmiştir.

-Ahlaki açıdan cimrilik –mal yığma yasaklanmıştır.

-Nefsin aşırı mala bağlanması malın kölesi durumuna gelmesi uygun görülmemiştir.

15-Refahın tabana yayılması ve sosyal refah uygulaması sağlanmıştır.

16-Harcamalarda orta yol tavsiye edilmiştir.

17-Sınırlama ve sorumluluk yoksa ahlak ta olmaz

Sayın Alev Alatlı’nın dediği gibi yasal olan her şey helal değildir, helal olmayan da ahlaki değildir. Siyasi gücü olan birisi imar ruhsatı alsa ve gökdelen dikse yasaldır fakat ahlaki değildir. Sigara-içki satanlar yasal olabilir fakat ahlaki olamaz. Kapitalist bir ekonomide ahlak olmadığı için bir genelev kazanç aracı olabilir, fakat İslam ekonomisinde ahlaki olmadığı için topluma zarar verdiği için asla olamaz. Kapitalist ekonomide ilaç ve aşı sektöründe  virüsü üreten sonra da aşısını ve ilacını bir Kar amacına dönüştürmek maksimum kar elde etmek serbesttir, İslam ekonomisinde ilaç ve aşı insanlığa ve sağlığa uygun ise izin vardır hatta teşvik de vardır, fakat niçin üretildiği ve insanlığa planlanan zarar var ise izin verilmez ve kendi ilacını ve kendi aşısını bulup üretmek teşvik edilir. Gençlerin kötü ve ahlak dışı işlere bulaşmasını teşvik eden film ve sosyal faaliyetler kapitalist ekonomide kar için serbest, İslam ekonomisinde önce insan ahlakı ve temiz nesil hedef olduğu için izin verilmez. Ahlak için tehdit oluşturan ticari faaliyetlere İslam ekonomisinde ilk baştan izin verilmez, gençler ve zarar gören kişileri korumak ve iyileştirmek için tedbir alarak toplumu kurtarmak üzere çalışmalar yapar. Sonuç olarak; kapitalist ekonomi her şeyi metalaştıran, ticarileştiren, alıp-satılan nesnelere dönüştüren, insanı üreten-tüketen bir makineye çeviren, maddi zenginliği erdem haline getiren, bencilliği-egoizmi pekiştiren, gücü ve sermayeyi yücelten, parayı putlaştıran, iş bitiriciliği kural haline getiren ve iyi-kötü, doğru-yanlış, gerçek-yalan ayrımını yok eden bir hale getirmiştir.

İslam ekonomisi ise ekonomik dengeleri gözeten, insan fıtratına uygun ve ahlaki olan, çıkar sahiplerine izin vermeyen, toplumsal yozlaşmayı önleyen, sosyal refahı düşünen, çevreyi ve evrensel düzeni koruyan, fertlerin hem dünyasını hem ahiretini düşünen, özünde “kulluk bilinci ve ahlakıyla “ekonomiye canlılık getiren bir ekonomik yapısal sistemdir.

Fahrettin er-Razi ‘ye göre “tarihte helak olan toplumlar ahlaksızlıktan dolayı “helak olmuşlardır.

Ahlaki değerlerimiz için sağlıklı bir nesil yetiştirmek dileğiyle.

Fethullah FAKIOĞLU

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » »
1233 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.