logo

İSTANBUL’DA İSRAİL KONSOLOSLUĞU ÖNÜNDE NE OLDU?

İSTANBUL’DA İSRAİL KONSOLOSLUĞU ÖNÜNDE NE OLDU?

Yeryüzünün fitne merkez üssü olan işgal devleti İsrail’in, 500’den fazla. masum sivil ve çocuğun katletmesi üzerine -adeta- tüm şehirlerimizde İsrail’i telin eden kitlesel eylemler yapılmaya başladı. İşgal devleti İsrail’in büyükelçilik binaları önünde yapılan bu eylemlerin odağında israil’e duyulan öfke var. Toprakları küresel güçlerin desteğiyle çalınan, evlerinden yurtlarından kovulan mazlum Filistin halkına destek olma ve onlara “Yalnız Değilsiniz!” haykırışı var.

Tüm Türkiye’de yapılan dünkü kitlesel tepki eylemlerinin İstanbul ayağında ben de vardım. Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Genel başkanımız Ali Yalçın ile birlikte tüm şube başkanlarımız ve üyelerimiz de oradaydı. Bundan sonra da orada olmaya devam edeceğiz.

İstanbul Valiliği’nin basın açıklamasını okudum. Bir vatandaşın kalp krizinden vefat ettiğini, birçok eylemci ve polisin yaralandığını ifade ediyordu. İtiraf etmeliyim ki yapılan açıklama ne kadar iyi niyetli olursa olsun zevahiri dahi kurtaracak cinsten değil.

Sorumlular hakkında soruşturma açılsın!

Eğri oturup doğru konuşarak yapılan müdahale ve çıkan sonucu birlikte analiz edelim:

Mavi Marmara olayları sürecinde de aynı yerde yapılan eylemlerde oradaydım. Daha sonra olanlarda da oradaydım. Daha fazla kalabalıkların katıldığı o eylemleri gören ve dünü yaşayan bir kişi olarak açıkça söylemek gerekirse emniyet sınıfta kalmıştır. Üç beş fevri hareketin bedelini kocaman bir kitleye ödeterek herkesi gaz bombası yağmuruna tutmak izah edilemez.

Toplumsal olayları yönetmenin kolay olmadığını elbette biliyorum. Ancak bildiğim ve gördüğüm başka bir şey var ki o gün orada yeterli güvenlik tedbiri alınmış değildi. Bariyerlerin yetersizliği ve emniyet görevlilerinin azlığı ise cabası. Kendi imkânlarımız ile milleti yatıştırmak isterken yediğimiz gazın haddi hesabı yok.

Merak ediyorum yolun kesilmesini engellemek için görevlendirilen gencecik bayan polis memurlarına hangi akıl vatandaşı kameraya alma talimatı verdi? Açıkça tahrik unsuru olan bu uygulamanın milleti ne kadar gerdiğine bizzat şahit oldum.

Mutedil duruşuna ve eylemin amacının ne olduğuna ilişkin yaklaşımını iyi bildiğim gencecik  bir arkadaş eğer orantısız gaz bombası yüzünden kalp krizi geçirdiyse, bir başkasının doğrudan üzerine gaz bombası atıldı ise ortada bir kriz yönetim zafiyeti yok mudur?

Kendi başıma gelen gazın etkisinden uzaklaşmak için yolun ortasındaki bariyerden düşerek kaburgamda oluşan çatlağı bir kenarda tutuyorum;  bir insanın ölümüne ve onlarcasının yaralanmasına neden olan polis müdahalesinin tek nedeni nerede olduğu dahi belli olmayan katil ve işgalci bir sözde devletin büyükelçiliğini işgal endişesi midir?

Sonuç olarak; dün Levent’te yaşanan olayların bir açıklama ile geçirilemeyeceği ortadadır. Sorumlular hakkında soruşturma açılması ve ihmali olan kim varsa gerekli adlî ve idari işlemin yapılması gerekir.

İdris Şekerci
EBS İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı

464 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.