logo

Kalemi Kalemle Kırmayın

Kalemi Kalemle Kırmayın

Kalemi Kalemle Kırmayın

İlhan Kurt Köşe Yazısı

Türk Edebiyatı son yıllarda müthiş bir atılım içerisinde. Usta kalemler yazın hayatımızın edebi derinliğine doğru kalemlerini daldırırken. Genç kalemler -ürün verme anlamında genç- bu sahada ben de varım deme gayreti içerisinde karalayıp duruyorlar beyaz sayfaları. Kısacası ustalar, çıraklar, yazanlar, okuyanlar edebiyat ve kültür alanımız hem yüzeysel manada hem derinlemesine büyümesini sürdürüyor. Genç kalemlerin bu sahada yer edinme gayretleri “Ya nitelik?” diyen kallavi edebiyat erbabının naralarıyla biraz küçümseniyor tabi. Fakat genç kalemlerin buna aldırdığını sanmıyorum. Bazı ustaların “Acemi satırlarla kutsal sanat alanının ciddiyeti bozuluyor” yaklaşımları kurdukları derebeyliğin yıkılışını şimdiden görmelerinden kaynaklanıyor. Yolun başındayken kendilerinin geçtikleri safhaları unutan bu tip usta kalemler diyorlar ki edebiyat öyle üç beş acemi kaleme bırakılacak kadar değersiz değildir. Öyle her eline kalem alan bir kitap yazdım diye matbaaya koşmamalı. Ege deyişi ile “himdi onlara dicek çok sözüm va emme demicim” sadece susun ve Türk Edebiyatının yeniden şahlanışını seyredin demekle yetineceğim. Kafanızı bu müthiş şahlanışın doğum sürecindeki kulakları tırmalayan ıngalarına takmayın. Hele bi rahatlayın ve yaslanın şöyle geriye. Zaman zaten istenen niteliğe ulaşamayanlar hakkında hükmünü verecek ve ayıklamasını yapacaktır.

Kalemi kalemle kırmayın, mürekkebi sözle kurutmayın. Bırakın mürekkep aksın, kalem yazsın. Sonra görelim ne düşecek beyaz kâğıtlara. Edebi alandaki gelişmelere paralel olarak yürüyen sinema ve dizi film sektöründeki gelişmeler geleceğin Türkiyesi hakkında bana ipuçları vermektedir. Bunu söylerken elbette ortaya konan eserlerin birçoğunun ahlaktan yoksun oluşunu hatta kasıtlı bir şekilde gayri ahlaki yapılışlarını başka bir yazıya bırakıyorum. Bu yazıda olayın o yönlerine girmeyeceğim. Burada sinemanın tekniğinden, kostümüne kadar gelişen bir sektör oluşundan bahsediyorum.  Yüze yakın ülkede seyredilen dizilerimizden bahsediyorum. Bunlar ulaştıkları kaliteleri ile gelişen edebiyatımızı, sanatımızı dünyaya taşıyan birer vasıta olacaktır. İçerisinde barındırdığı marazi şeylerse zamanla dökülüp gidecektir.

Değerli dostlar çok mu iddialı bulursunuz bilemem fakat gönülden inanıyorum ki bu gelişmeler ülkemizin bu yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren dünyanın yeniden lider ülkesi olacağı müjdesini vermektedir. Bu güzelliği diğer alanlarda yaşanacak gelişmelerle taçlandırabilirsek yeni bir altın çağ dünyayı bekliyor demektir. Dikkat edin bizi demedim, dünyayı dedim.

Hayal mi?

Asla!

Hayalin ayak sesi olmaz.

Hele bir kulak verin.

Duyuyorsunuz değil mi?

İlhan Kurt

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » »
1789 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.