logo

KARA ÖLÜM’DEN (VEBA SALGINI) KORONA’YA

KARA ÖLÜM’DEN (VEBA SALGINI) KORONA’YA

KARA ÖLÜM’DEN (VEBA SALGINI) KORONA’YA

Yaklaşık bir yıldır dünyamız büyük bir salgın ve tehlike ile karşı karşıya kalmış olup gün geçmiyor ki bir tanıdığımız veya bir sevdiğimiz koronavirüs salgınından ölmesin.

Covid-19 denen virüsün yapay mı yoksa doğal mı olduğu henüz bilinmez ama çok can yaktığı ve yakacağı malum. Tarih olmuş, bitmiş bir bilim olmayıp her an canlı ve dinamiktir.

Her yeni ulusal ve küresel ortaya çıkan sosyal, siyasi, askeri veya dini bir olay bize mutlaka geçmişi yani tarihi hatırlatır. Bu salgın da beni tarihte böyle bir salgın olup olmadığı sorgusuna sevk etti ve tarih, yine yanıltmadı ve dinamik olduğunu ispatladı bana ortaçağdaki “Kara Ölüm” denen büyük Veba Salgınını hatırlatarak.

Çin ve Orta Asya’dan başlayan veba, 1347’de Kırım’da bir Ceneviz Ticaret Merkezini kuşatan Moğol ordusunun vebalı cesetleri mancınıkla kentin içine atmasıyla Avrupa’ya taşındı. Veba, gemilerdeki farelerin üzerinde yaşayan pireler tarafından liman kentlerine taşınmıştı. Sicilya’ya 1347 yılının Ekim ayında gelen bir Ceneviz kadırgası hastalığı Akdeniz’e taşıdı. Başka bir Ceneviz kadırgası hastalığı, 1348’in Ocak ayında Venedik’e bulaştırdı. Piza’ya yanaşan bir Ceneviz gemisi, vebayı kuzeydeki kentlere yaydı. İtalya’ya sokulmayan bir Ceneviz gemisi ise Fransa’da Marsilya limanına girip vebayı Fransızlara bulaştırdı. Salgın İspanya, Portekiz ve İngiltere’ye de sıçradı. Almanya ve İskandinav ülkelerine ulaşan salgın, 1349’da Norveç’te görüldü. İzlanda Adası’na ulaşamayan salgın 1351’de Rusya’yı etkisi altına aldı. Bazı kaynaklara göre vebayı Moğol ordusu kasten yaymıştı. Vebadan ölen soylular arasında Aragon Kralı IV. Pedro’nun karısı Kraliçe Leanor ve Kastilya Kralı XI. Alfonso’nun oğluyla evlenmeye giderken Bordeaux’da ölen, İngiltere kralı III. Edward’ın kızı Joan da vardı. İki Canterbury başpiskoposu art arda vebadan öldü. Şair Petrarca yalnızca pek çok şiirinin esin kaynağı Laura’yı değil koruyucusu Giovanni Colonna’yı da salgında yitirdi.

Kara Ölüm’ün Avrupa nüfusu üzerinde büyük bir etkisi olmuş ve Avrupa’nın sosyal temellerini değiştirmiştir. Roma Katolik Kilisesi için de büyük bir darbe olan Kara Ölüm; Museviler, Müslümanlar, yabancılar ve dilenciler başta olmak üzere azınlıklara zulmedilmesine yol açmıştır. Günlük yaşamın belirsizliği insanları o günü yaşamaya itmiş ve bu da Giovanni Boccaccio’nun 1353’de yazdığı Decameron’una yansımıştır.

14. yüzyılda bu salgına “Büyük Ölüm” dense de, daha sonraki yıllarda “Kara Ölüm” olarak tanımlanmıştır. Bunun sebebi de, genel inanca göre, bu hastalık sonucunda deri altı kanamalar yüzünden derinin siyaha dönmesidir. Aslında bu ad mecazî anlamda kullanılmış olup “kara” burada kasvetli, sıkıntılı, kederli anlamına gelir.

Salgın Avrupa nüfusunun üçte birini yani o yıllarda yaklaşık 75 milyon olan insandan 25 milyonunu öldürmüştür. Ölüm oranının Avrupa yaygın olmasının şüphesiz en önemli sebebi kıtada hijyen ve temizlik anlayışının olmamasıdır. Yıkanmanın, saç-sakal ve tırnak kesmenin ayıp sayıldığı, tuvalet ve hamamların olmadığı Avrupa, bu salgında çok ağır kayıplar vermiştir.

Ortaçağ Avrupa insanlarının topuklu ayakkabılar giymesinin sebebi yerdeki insan dışkıları ile ayaklarının temas etmemesi, bir balkondan bir pencereden gelebilecek pisliğe karşı ise şapka ve şemsiye kullanmaları “Avrupa insanının temizliğe verdiği önemin” derecesini gözler önüne sermekteydi!?

14. yüzyıldaki veba salgını artçı salgınlarla 21. yüzyıla kadar gelmiş ve antibiyotiğin bulunması ile hastalığın önü alınmıştı.

Koronavirüs salgını ve artçıları ne kadar sürer, ne kadar can alır bilinmez ama tarih bize bir kez daha yol gösteriyor ki maske, mesafe, hijyen ve tedbirlere dikkat etmezsek vaka ve ölüm oranlarının katlanacağı -bir gerçek olarak- gibi görünüyor.

Mehmet ÖZKARAMAN

1208 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.