KÜLTÜREL EROZYON

Yenidünya düzeninde sürekli değişen kültürel ve ideolojik fikirlerle baş edebilme erdemliliğine sahip toplumlar oluşturabilme her geçen gün zorlaşmaktadır. Bir entelektüel özgürlükten, üstün vasıflardan ne kadar bahsedilirse bahsedilsin hızla gelişen teknolojik yaşam felsefesiyle alışagelmiş ananelerimiz her geçen gün deforme olmaktadır. Eğer kendini izah anlamında aydınlanma kavramlarından birini bırakıp diğerine geçiyor mamafih bunları aktifleştirirken çok çaba sarf ettiğini iddia ediyorsa dayandığı temel fikriyatlar açısından diğerleriyle sapkın bir birliktelik içinde olduğunu görüyorsunuz.

Tüm bu yaşananlar yeni yetişen zihinleri hiç haline getirme gücünden kaynaklanır. Fiziki ve maddi anlamda sürekli gelişen somut işlevlerinde var olan toplumsal ahlaka zararlarını da göz ardı etmemek gerekir. Her yeni gelen kuşağa hitap eden zamane ilim eskisiyle bağdaştırılmaksızın kendini yenileyerek manevi hazza önem vermeksizin kültürel erozyona sebep olmaktadır. Her çağdaki uzmanların bu bakış açısından farklı anlam ve keşifler çıkaracağı aşikârdır.

Tek tarz bakış açısını tekleştirme çabası gütmez bilakis birçok insanları kapsayarak yaşanan konjonktürel global kültürel değişimlerden her kesim nasibini alır. Bunun siyasi bir bekâ adına yapıldığını da düşünürsek yüzümüzü Batı’ya döndüğümüz sürece ahlaki ve sosyal değerlerimiz her geçen gün aleyhimize geliştiğini düşünebiliriz. Geriden gelen kuşakların bir sonraki kuşaklara bırakabileceği manevi değerler pasif kalacağı gibi iç dünyasında da erozyona sebep olmaktadır. Akıl güdümünde zihin emeği hırsızlığı teknolojik imkânlarla da birleştirildiğinde maalesef çağcıl kavramlar be taraf edilmektedir.

Öz ve iç olarak da kültürel erozyonun gizemini, idealizmini bugün derin bir yardımcı aparat gibimsi algılayarak insancıl değerlere ulaşabilmeyi her geçen gün zorlaştırmaktadır. Etnik ve ideolojik değerlerin insanlar üzerindeki etkilerini medya ve basın üzerinden baskılandırarak sübliminal halde ahlaki değerleri çirkinleştirenlerin tek amacı insanlar üzerinde tek tip fikriyatı benimseterek kendi ideolojilerini kabul ettirmektir.

Yapı itibariyle uyarlana bilinir değerlerin bilinçli şekilde erozyona uğratılarak yaş, kimlik fark etmeksizin tüm coğrafyaya aynı şekilde empoze edilmesiyle şer odakların kültürel kodlarıdır. Bu kültürel kodları okuyabilen toplumların idarecileri irade sahibi iseler en az zararla atlatabilmektedirler. Bütünselci değerleri birbirleriyle çarpık halde istifade etmeye çalışan toplumlar daim kültürel erozyona uğrayarak ahlaki değerleriyle yok olmaya mahkûm bırakılırlar.

Volkan Yaşar BERBER