logo

MODERNLEŞME; ŞİMDİ DE ERKEĞİ HEDEF ALDI

MODERNLEŞME; ŞİMDİ DE ERKEĞİ HEDEF ALDI

Modernleşme hareketi popüler kültürün etkisiyle,” kadın cinselliğinden” sonra şimdi de “erkek cinselliğini” hedefine koydu. Cinsel sömürü denilince yakın zamana kadar akla ilk olarak “kadının cinselliği” geliyordu. Oysa bugün çok daha çarpık yöntemlerle erkeğin cinselliğini öne çıkarıyorlar.

Anadolu’nun yağız delikanlısının imajını değiştirebilmek için çok boyutlu projeler uygulanıyor. Namusu için her şeyi göze alan, mert, cesur, yardım sever “delikanlılık algısını” değiştirebilme uğruna neler yapılıyor neler?

1950″lerde su yüzüne çıkmaya başlayan “cinsel devrim,” sonunda cinsellik ayıp olmaktan çıkarılıp “özgürlük sloganıyla” birlikte anılmaya başlandı. Cinsel özgürlük kavramı beraberinde cinsel ticareti de geliştirdi. The Economist dergisinin rakamlarına göre bugün 20 milyar doların üstünde “cinsellik ekonomisi” olduğu söyleniyor.

Bizim kültürel değerlerimize göre Türk erkeği; sert,  cesur, mert, delikanlılık özellikleriyle donatılmış,  namus anlayışına düşkün ve bu uğurda gözünü budaktan esirgemeyen birisi olarak anılıyordu. Şimdi ise, modernizmin ve popüler kültürün yaygınlaşmasıyla birlikte “layt erkek” algısı yerleştirilmeye çalışılıyor.

2000’li yıllara doğru kadının ekonomideki yerinin artması ve cinsel anlamda yeterince kullanılmasından sonra yepyeni bir malzeme bulundu. Erkeğe kadınımsı özellikler kazandırmak ve var olan “Anadolu imajını”  yok edebilmek için “idol erkek” modellerini topluma sunmaya başladılar. Yüzlerce erkek mankene, oyunculara ve müzisyenlere “çıplak pozlar” verdirerek kadınımsı görüntülerle topluma tanıtıyorlar. Kadın malzemesi tükenince erkeği kullanmak kaçınılmaz olmuştu.

1970 ile 2000 arasında Türk kadınında önemli evrimler gerçekleşti ve cinsel strateji ve cinsellik ekonomisi adına kadın malzemesi tüketildi.

Temiz Anadolu insanının sanat camiasında yer edinebilmesi ve şöhret olabilmesi için “soyunması ve çıplak pozlar vermesi” gerekiyordu. Özellikle güney doğudan gelen sesi güzel olan genç müzisyenlerin üzerlerindeki “kro” imajını atabilmek ve sanatçı unvanını kazanabilmek için bu işe zorlanıyorlar.

Bu insanlara, “bu işi neden yapıyorsunuz” sorusu sorulduğunda alınan cevaplar da çok düşündürücü: “Bu pozları verirken gerçekleştireceğim projelerimi düşündüm. Önümüzdeki dönem atağa geçeceğim, bugün bu pozları vermek zorundayım”  şeklinde cevaplar veriyorlar.  

Popüler dünyanın yıldızları soyunduklarında “erkeğimsi” özelliklerini değil, “kadınımsı” özellikleri ön plana çıkartıyorlar.

Bütün projelerin yapılma nedenleri tek değildir tabi. Pek çok nedenleri var. Bunların hepsi “uzun vadeli projelerdir.” Esas neden ise “insan geninin doğal özelliğini bozmak” ve en değerli varlık olan “insanı yozlaştırabilmektir.”

Bu tür projelere malzeme olanlar, bu işin farkında bile değiller. O genç kendini, şöhretini ve çıkarını düşünür. “Nedenini” ve “niçin” ini düşünecek durumda bile değil.

Ülkemizde en az bozulan ve hala varlığını koruyan “aile kurumumuz,” toplumumuzun sağlamlığını ve özünü oluşturuyor. Bütün tahribatlara rağmen aile ve anne-baba kutsallığını hala muhafaza ediyor. Bu güvence sayesinde dünya ülkeleri arasında itibarımızı ve güçlülüğümüzü koruyoruz.

Aileyi meydana getiren, “kadın ve erkek” dünyanın dengesini sağlıyor. Kadın ve erkek, yaratılış amacına uygun olarak fıtratını koruduğu müddetçe bu gücümüz sayesinde kimse bize zarar veremez.

Bunu çok iyi bilen ” Küresel İslam düşmanları,” önce kadını,  ondan sonrada erkeği yozlaştırdıkları takdirde emellerine ulaşabileceklerini çok iyi biliyorlar.

Mustafa K.TOPALOĞLU

513 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.