logo

Ne Olacak Bu Dünyanın Hâli?

Mine GÜLŞEN

Mine GÜLŞEN
mine_2763@hotmail.com
Ne Olacak Bu Dünyanın Hâli?

Yeryüzünün boşluğunda kayboluyor insan.
Bir taraf hevessiz, esintisi olmayan, 
Kasvetli beton ruhlar.
Diğer taraf ücranın içinde bir vaha.
Erişilmez, uzak, yüksek ve tozlu raflarda
Küften yeşermiş bir huzur.
Henüz el değmemiş.

İçimde, gönlümde kalan o kadar çok şey var ki sanki
Sankiden de öte.
Bir şeyler var.
Öyle.

Ruhum dik çıkan merdivenlerde tırmanıyor, 
Dikenli tellere sarılıyor.
Nefes nefeseyim.
Yoruldum.
Gözüm kırıldı, yıldım.

Nerede huzur ve sükûn bulacağım,
Nerede olmalıyım hiçbir fikrim yok.
Ama toprağını bulamamış “köklü fidan” gibiyim.
Âtıl ve kurumaya yüz tutmuş.
Unutulmuş, vazgeçilmiş.
Ümit kesilmiş benden.

Peki hayat!
“Nasıl istersen öyle olsun” cümlesi içindeki özne misaliyim.
Duruyorum!

Neresinden tutayım Dünya’nın?
Bir ateş topu gibi yakarak gidiyor hayat!
Tutmak istiyor muyum?
Hayır!

Tutsam yanacak, 
Bıraksam ölecek gibiyim.
Sadece susup, gökyüzünü izliyorum.

Bir hayal var ki, içinden geçenler en ince ve en derin duygulara sahipler sanki.
Bir kaldırım taşında kendince bir hüzünle geçti gitti ömür dediğin.
An olur ki bakışları güneşten yansıyan renkler ile ışık hüzmesi.
Derin, mağrur ve manâlı. 

İçimde yavrusunu toprağa bırakıp giden bir ananın acısı var.
Dönüp dönüp ardıma bakıyorum.
Tanıdık bir mezar.
Tanıdık bir yalnızlık.

Kim bu uyuyan diye, eğilip baktım kabre.
Ahh Allah’ım yatan benmişim bilemedim.
Elimi kolumu bağlamış, susturmuş, kandırmış,
Burası senin yerin demişler.

Üstüme oyunlar oynamışlar.
Bilemedim!

Ne mi hissediyorum tüm bunları kaleme dökerken?
Üzgünüm, içim buruk, ağlamaklıyım.
Kalbim kederli.
Yaşama dair, elimde olması gereken çoğu şey elimde değil.

Kaderin mi bir oyunu idi tüm bunlar?
Hayır!
İnsanlar çok kötü idi.

İçimde ki fırtınalar diyorum.
Dindi!
Ama tüm çiçeklerim öldü.

Biliyor muydun?

Mine GÜLŞEN

509 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Önce kanat taktılar, sonra onları kırdılar

    15 Nisan 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Soru/Yorum, Tüm Manşetler

    Bazen kör, sağır, hissiz ve unutkan olmak istersin.Bazen, bazı yerlerden geçmemiş, bazı insanları hiç tanımamış,Bazı şeyleri yaşamamış, bazen de dünyaya hiç gelmemiş olmak istersin.Sanırım henüz ölmüyoruz ama ne tezattır ki yaşamıyoruz da… Çok şey geliyor dilime, çok şey geçti içimden, gözümden.Sonra "neyse neyse” deyip içime atıyorum hepsini.Anlatsak da bir anlatmasak da.Olsa da boş olmasa da artık bazı şeyler. İnsansızlık çekiyoruz efendim, insansızlık.Tek ve onulmaz, kanayan yara; insansızlık.Sanırım bu kahır ve bu yalnızlık öldürecek...
  • El alem ne der diye yaşamak

    15 Nisan 2025 Aile, Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Sivil Toplum, Tüm Manşetler

    Yazılı ve sözlü kurallar hayatı idame ettirme ve sosyal bilinç açısından önemlidir fakat hangi bilincin ürünü olduğunu bilmediğimiz örf ve adetlerimizin de bir kısmına yazılı kanun gibi sıkı sıkıya bağlanmanın ne denli doğru olduğunu düşünmekte fayda var. Birkaç örnekle açıklamak gerekirse; - Yaklaşık 20 yıl öncesine kadar, yuva kuran genç kızlarımıza uygulanan tarife; Gelinliğinle gidiyorsun, kefeninle çık. Kocadır döver de sever de (başkasını da sevebilir) sen kocana sahip çık, yuvayı dişi kuş yapar. - Eve misafir geldiğinde el öpm...
  • Gayretsiz Tevekkül Olmaz

    16 Mart 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Onlarca duygunun, binlerce kelimenin arasında kendimizi kaybettiğimiz, kendimize teşhis koyamadığımız zamanlarda, okuduğumuz bir cümle gelir ok gibi saplanır kalbimize. Sanki bizden önce birileri bizim yaşadıklarımızı yaşamış ve bizim duygularımızı dile dökmüştür. Kalan bütün edebi cümleler o an için anlamsızdır. Öyle ki idrak kapanır düşünme, algılama, karşılaştırma yetisini kullanmak istemez insan. Çünkü kolaydır acımızı bir başkasının tecrübesinin gölgesine saklamak. Duygu durumumuz değiştikçe isabet eden, yön veren cümlelerde elbette...
  • Acı geçer ama acı çekmiş olmak geçmez

    08 Ocak 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Fazla düşünmek öldürür, fakat düşünmemek daha fecidir. Ortası ise olayları, kavgaları, kargaşayı, anıları ve hatıraları yeterince, yerli yerince bırakmaktır. Elbette ki acı geçer ama acı çekmiş olmak geçmez. Çok irdelemek, çok peşine düşmek aynı düşüncelere veya bir olaya fazlaca saplanmak, takılıp kalmak sorunları çözmüyor, aksine daha fazla sorun yaratıyor. Daha geriden, daha sakin ve objektif bakıldığında zihin daha rahat seçip, daha doğru ayırt edebiliyor yaşamı ve olayları. Akabinde çoğu şey, hiç bir şey gibi geliyor. İnsanın gönlü ...