logo

OKULLARIN ELEKTRİK FATURALARINDA ALİCENGİZ OYUNU MU?

OKULLARIN ELEKTRİK FATURALARINDA ALİCENGİZ OYUNU MU?

OKULLARIN ELEKTRİK FATURALARINDA “ALİCENGİZ OYUNU” (MU)

Tüfek çıktı mertlik bozuldu sözü -bilmem ki- size ne hatırlatıyor. Şimdi nereden çıktı bu söz diyenleriniz olacaktır biliyorum. Kitabın ortasından başlayalım öyleyse ve arif olana ilaveten tarife hacet yoktur diyerek.

Özelleştirme ile tanışmadan önce devletimizin PTT’si vardı, BEDAŞ’ı vardı TEDAŞ’ı vardı. Size bir posta gelmediğinde kime hesap soracağınızı bilirdiniz ya da elektrikler kesilince yahut sularınız akmadığında kimi arayacağınızı da. Okulların, ödenek gelene kadar -gecikmiş faturalarına rağmen- ne suyu kesilirdi ne de elektriği. Gecikmenin faizini/gecikme cezasını ödeyince, en fazla devlet devlete ceza keser mi? diye içten içe eleştirir, neyse bir cepten öbür cebe girmiş oldu der geçerdiniz.

PTT’nin önce T’si ayrıldı Telekom oldu sonra Postası da gitti elden. Değerli evrak dışında posta özelleşmiş oldu anlayacağınız. Şimdilik gündemimiz bu olmadığı için PTT bahsini kapatalım da asıl konumuza odaklanalım isterseniz.

Şube Başkan Vekilim geçen gün WahtsApp’tan bir fotoğraf paylaştı. Baktım sendikamızın elektrik bedelini belgeleyen faturasıydı. Ne var bunda diyerek otomatik ödeme talimatımız olduğunu söyledim. İyice bak deyince arkadaşımız; sendikası doğru lakin şubesinin yanlış olduğunu fark ettim. Bir başka şubemizin faturası bize gönderilmiş meğer. Bu durum okul müdürü arkadaşlarımızdan bir kısmının -işyeri ziyaretlerinde- “CK Boğaziçi Elektrik, faturaları ya kasten gecikmeli gönderiyor ya da bir okulun faturasını başka bir okula gönderiyor”  iddiasını ciddiye alarak mercek altına almamıza vesile oldu.

CK Boğaziçi Elektrik, yakın zamana kadar yerinde okuma yaparak -eskiden olduğu üzere- okula faturasını bırakıyor; Ortaöğretim Kurumları -kendisi- muhasebeleştirerek Mal Müdürlüğü üzerinden, Temel Eğitim kurumları ise İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri üzerinden muhasebeleştirerek yine Mal Müdürlüğü üzerinden ödüyordu bu faturaları. Sonra ne olduysa bu uygulamadan vaz geçildi ve uzaktan okumaya ve yapılan tüketimi faturalandırmaya başladı CK Boğaziçi Elektrik.

Bundan sonrasını ise bir okul müdürü arkadaşımızdan dinleyelim:

“Aslında her şey uzaktan okuma faturalandırma sistemine dayalı. Okullarımızda bu sistem olunca faturalar uzaktan okunup anlaşmalı kargolar eliyle CK Boğaziçi Elektrik tarafından, son ödeme tarihinden takribi 2 -3 hafta önce kurumlara yollanır. (CK Boğaziçi Elektrik’e göre  son ödeme tarihi ayın 25’i olan fatura her ayın 1-5 i arasında kargoya veriliyor) Kurumlar, bu faturalar için ödenek ister ve ödenek gelince tahakkuk yapılıp Mal Müdürlüğüne  asıl veya aslının fotokopisi ile (aslı gibidir yapılarak) yollar; böylece ödeme gerçekleşir. 

Bu seyirde fatura işlemi zamanında yapıldığı için gecikme zammı işlemez. Burada asıl sorun, matbu veya asıl faturanın zamanında tüketiciye ( resmi kurumlar)  iletilmemesi ile başlıyor. Elektrik faturası uzaktan okuma başladığından beri kurumlara zamanında ulaşmıyor. Ulaşmayınca da zamanında ödenek istenemiyor ve böylece gecikmeye kalıyor. CK Boğaziçi Elektrik ise bu şekilde gecikme zammı uygulayarak ciddi anlamda bedeller istiyor. 

Defalarca bu konu CK Boğaziçi Elektrik’in yetkilileriyle görüşülmüş, her seferinde kargo tarafından faturaların iletildiği söylenmiştir. Fakat durum ne hikmetse böyle olmuyordu. Örneğin; Şubat ayından Haziran ayına kadar 5 elektrik faturası elimize geçmedi. Bu durumu çok kez görüştük. Her seferinde kargo size teslim etti dediler. Kargo şirketinin teslim imzalarını istedik. Fakat hiçbir şekilde elimize ulaşmadı; zira iddia ettikleri kargo okulumuza hiç  gelmedi. Hatta  bu olaylar patlayınca Ekim ayı faturamız, E.KAİHL’nde çıktı. Düzgün çalışıyor dedikleri kargo şirketi, okulumuzdan 20 km ötede hatta bir başka ilçede olan bir okula faturamızı bırakmış”

Şimdi burada bazı soruları sormamız gerekiyor:

1-Mal Müdürlükleri fatura örneği olan mail yoluyla resmi kurumlara ulaşan belgeyi niçin geçerli belge saymaz, “Aslı gibidir” onayı yeterli değil midir? Bu uygulaması ile devleti zarara uğratması görev suçu sayılmaz mı? Bu zararın anlamı CK Boğaziçi Elektrik şirketine haksız kazanç sağlamaya vesile olmak anlamına gelmez mi?

2- CK Boğaziçi Elektrik, dağıtımdan sorumlu kargo şirketinin -ki o da dağıtımı taşere etmiştir- ihmal ve kusurunun cezasını niçin devlet kurumlarına kesme yolunu tercih etmektedir?

3- CK Boğaziçi Elektrik, uzaktan okuma yöntemini devlet kurumlarından gecikme bedeli tahsil etmenin bir yolu mu görmektedir?

4-Bakanlık (MEB), oluşan bu kamu zararına ilişkin bilgi sahibi midir? Tedbir almayı düşünüyor mu? Yoksa her ihmalde olduğu üzere bunun faturasını da okul müdürlerine mi kesmeyi düşünmektedir?

5-İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri, CK Boğaziçi Elektrik şirketine ait bir sorumluluk olan faturayı zamanında teslim sorununu çözmek adına gerçek faturaların temini hangi mevzuata göre okul müdürlüklerinden beklemektedir ve faturaları “Bir görevli göndermek suretiyle zamanında temin ediniz” talimatı vermektedir?

Açıkça bir alicengiz oyunu olan bu duruma, MEB ve diğer yetkili bakanlıklar sessiz kalır ve kamu zararına mani olmazlarsa bunun vebalini taşımak zorundadır.

Kamuyu zarara uğratan bu durum hakkında hem ilgili bakanlıklardan hem de CK Boğaziçi Elektrik’ten acil cevap bekliyoruz.

İdris Şekerci
Eğitim Bir Sen İstanbul 6 No’lu Şube Başkanı

Etiketler: » » » » » » » » » » »
1863 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.