logo

ÖRDEK ÇORBASI

ÖRDEK ÇORBASI

Uzun köy yolculuğu Hocayı hayli yorar,
Biraz dinlenmek için gölgelik bir yer arar.

Hafif bir ağrı girer yorgunluktan beline,
En yakın yer olarak gelir göl sahiline.

Bakar ki gölde yüzen yaban ördekleri var,
Bir tanesini tutsa Hoca için büyük kâr.

Yorgunluğun üstüne hoş olur ördek eti,
Ve yakalamak için Hoca bozar niyeti.

Ördeği vurmak için sivri bir çubuk taşır,
Çalılar arasından sinsi sinsi yaklaşır.

Fırlatır cirit gibi, boşa gider hamlesi,
Etrafta yankı yapar uçuşan ördek sesi.

Bohçasından çıkarır kuru peksimetini,
Bir yandan hayal eder yaban ördek etini.

Eğilip göle doğru aç kurt gibi saldırır,
Elindeki kaşığı göl suyuna daldırır.

Tanıdığı bir kişi göl yanından geçerken,
Görür bizim Hocayı iştah ile içerken.

Der ki; “Öyle ne diye göl suyu içiyorsun,
Peksimetini banıp iştah ile yiyorsun?”

Hoca dönüp adama; “Gel de bana eşlik et,
Arkadaş mühim olan içinden geçen niyet.

Tatmadan bilemezsin şahanedir lezzeti,
Damakta iz bırakır yoksa da ördek eti.

Yemesine doyum yok, çorbaların en hası,
Gel beraber yiyelim, leziz ördek çorbası.”

Sezayi TUĞLA

219 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.