logo

REKTÖR SEÇİMİNDEN KÂBE’YE HAKARET ÇIKARAN HABİS RUHLAR

REKTÖR SEÇİMİNDEN KÂBE’YE HAKARET ÇIKARAN HABİS RUHLAR

Boğaziçi Üniversitesi önünde rektör seçimini protesto ile başlayan eylemler devam ediyor. Kendilerini üniversitelerin ari ırkı gören Boğaziçili malum güruhun tepkisini, amerikaninsesi.com” sitesi “Boğaziçi camiası dışarıdan rektör atamasına karşı çıkıyor” diyerek haberleştirmişti. Azgın azınlık tarafından arka plan örgütlemesi yapılan bu eylemlerde kullanılan “Kayyum Rektör İstemiyoruz” sloganı ile –aslında- üniversiteye rektör olarak atanan ilk on rektörün kimliğinden kayyum ile neyi kastettiklerini anlıyoruz. Her şeye rağmen tepkileri bir noktaya kadar anlayabilirdik. Ancak her ne kadar, kimi sendikaların-ki siz onları tanıyorsunuz- kamuoyuna yansıyan son çirkin ve haddi aşan eylemleri “özgür, demokratik ve çoğulcu üniversite” laflarıyla kılıflamaya çalışsa da ortaya konan eylemin de bu hadsizliğin de masum olmadığı ortadadır.

LGBTİ ve bir kısım marjinal grupların eliyle gerçekleşen son eylemde kullanılan görsel ve dil, gezi olaylarında sıkça duyduğumuz  “Mesele gezi parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı?” sözünü tekrar hatırlattı. Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüste  “Kâbe üzerine şahmeran temalı figür ve LGBTİ bayrak teması” içeren resim asılması meselenin pek de rektör seçimini protestosu olmadığını apaçık ortaya koymuştur. Güzel Sanatlar Kulübü ve LGBTİ+ Kulübü’nde yapılan aramalarla da teyit edilen bu kutsal tanımaz eylemin asıl amacı, toplumun inancı ile alay etmek ve yeryüzünün ilk mabedi, tevhid inancının merkezi Kâbe’yi tahkir etmektir.

LGBTİ+ ve türevleri,  geçmişte başlarına ne geldiğini, Kâbe’yi “Yeryüzünde Allah’a ibadet maksadı ile inşa edilen ilk bina” olduğunu ifade eden Kur’an-ı Kerim’den öğrenebilirler. Lut (as)’ın kavminden bildiğimiz bu azgın güruhun nasıl bir akıbet ile karşılaştıklarını detaylıca açıklamaya da hacet yok. Ancak bu azgın güruha hatırlatmakta fayda var ki; “Kâbe sizin gibi nicelerinin saldırısına rağmen” varlığını devam ettirmiştir ve devam ettirecektir.

Beş vakit namazda dilimizde kök salan Fil Suresi’nde, Kâbe’yi yeryüzünden silip atmak isteyen “Fil Sahipleri” nin başına neler geldiğini tekrar ediyoruz defalarca. “Rabbin Fil sahiplerine neyi, nasıl yaptı görmedin mi? Onların planlarını boşa çıkarmadı mı?…”  ayetleriyle bize sekinet veren kudret, Kabe’yi insanlığın gönlünden söküp atmak isteyen; ancak kendi habisliklerini aşikar eden eylemleri ile bunu başaracaklarını zanneden “üç buçuk soysuza” dün “ebabil kuşları” ile karşılık verirken, -elbette- bugün de sahipsiz koymayacaktır evini.

Muhammed İkbal’in “Dünya mabetlerinde Allah’ın ilk evi Kâbe. Biz onun hizmetkarı,  O bizim bekçimizdir” tespiti, “İslam’ın Kutsalı” olan Kâbe’ye karşı -imanın gereği olarak- her bir Müslümanın, Beytullah’ın önündeki necasetleri temizlemek için gönüllü hizmetkarları olduğunu hatırlatır.

“Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek isteyen..” ler, sanmasınlar ki;

Ebabiller,  “Geçmişlerin Masalı” dır. 

İdris ŞEKERCİ
EBS İstanbul 6 No.lu Şube Başkanı

708 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.