logo

RUSLAR VE KÜRTÇÜLÜK

RUSLAR VE KÜRTÇÜLÜK

1762-1796 yıllarında Rus tahtında saltanat sürmüş olan 2. Katerina’nın emri ile başlar Kürtçülük çalışmaları. Çünkü Rusların Kafkasya’ya ardından İran ve Türkiye’ye inme istila planları her daim var oldu. Bu konu sadece Bolşevik ihtilali ile değil ta 2. Katerina ile başlar.

Katerina’nın emriyle, Rus Bilimler Akademisi üyesi Pallas tarafından bir sözlük hazırlanır. Yıl 1787. Yer St. Petersburg. Sözlük, Rus dili ile diğer dillerin karşılaştırılması konusudur. Bu sözlükte Pallas 276 Kürtçe sözcüğe yer verir. Tesadüfe bakın ki, Roma’da yayınlanan Kürtçe sözlük ile aynı tarihte Rus sözcüğü eşleşmekte. Birbirinden habersiz gibi görünmekle birlikte Roma eli ile başlatılan Kürtçülük hareketine Ruslar da katılmıştır.

1828 Rus-İran Savaşında İran’ın Ardebil şehrini zapt eden General Souchtelen oradaki zengin Safevi Kütüphanesini savaş ganimeti diye Petersburg’a taşımıştır. Bu kütüphanede Bitlisi’nin 1599 tarihli Farsça Şerefnamesi de bulunmuştur. Rus İranoglar bu el yazması üzerine önemle eğilmişler ve buradan Kürtlerin Tarihini çıkarmaya çalışmışlardır. Önce bilimler akademisi üyesi Velyaminov-Zernov şerefnamenin farsça orjinal metni üzerine çalışmış daha sonra bir başka akademisyen Charmoy bu yapıtı Fransızcaya çevirip 1868-1875 yıllarında 4 cilt halinde yayınlamıştır.

Kütdoloji Rus emelleri için siyasi bir silahtı. Rus uzmanlar bu konuya dört elle sarılmışlardır.

Bunlar kısaca şunlardır:

Peter Lrrc, Chaykoy, Ernest Chante, Jaba, F. Charmoy.

Rusya’da 19. yüzyıl ortalarında bu kitaplar yayınlanmışsa da, Ruslar yayın yapmaktan ziyade ileride kullanılmak üzere bilgi, belge, el yazması gibi çok değerli belgelerin toplanmasına çalışmışlardır. Bu işlerin en başında bir kişi var ki o tüm zamanların en önemlisi olmuştur. JABA adlı Rus konsolos. Rus Kürtçüleri Jaba’nın derlediği belgeler üzerinden tam 150 yıldır durmadan kitap ve makale yayınlamışlar ve halen bu hazineyi tüketememişlerdir. (kısa bir ara verelim)

Batısı ile doğusu ile tüm güçleri ve akademik dünyası, bir plan çerçevesinde bize karşı faaliyet ve stratejik çalışma yaparlar iken. Bizim devlet nerede? Karşı tedbir olarak ne yapmış? Hangi yayınlar ile karşı koymuş. Son 300 yıllık yöneten kadrolar (Atatürk hariç. Çünkü o karşı plan ve eylem yapan tek kişi) Yakın tarih 1938 sonrası ise tam bir facia. Daha iki gün önce açık kaynaklara düştü. Rus ve İran istihbaratı ile PKK’lılar toplantı yaptı. Bu konu devlet aklı ve strateji haline getirilmeli ve gereği hemen yapılmalıdır!

Şimdi konumuza dönelim. Jaba Rus konsolos. Bu ismi hiç unutmayın dostlarım ve tabi ki Rusları da!

JABA 1836-1869 yılları arasında Erzurum ve İzmir Rus konsolosu olarak tam 33 yıl Türkiye’de kalmıştır. Rus bilimler akademi üyesi B. A. Dorn tavsiyesi ile akademik kariyerine Kürtçülük üzerine başlamış ve daha sonra Türkiye’ye gelmiş. Kendisine bu konuda en büyük yardımcı yerel halktan Molla Mahmud Bayazidi adlı yerli bir şahıs, diğer lakabı bu şahsın Hoca Mahmud Efendi. Bugünlere ne çok benziyor değil mi isimler! Bu şahıs Farsça’dan Rusça’ya tüm çevirilere katkı sağlamış. Bizim devlette 33 yıl bunu seyretmiştir.

JABA Anadolu’dan topladığı 54 el yazması ile daha sonra başkalarının da topladığı 30 el yazması toplam 84 parçalık koleksiyon Pertersburg’a kaçırılmış ve bizimkiler seyretmiştir. Bu ne demek biliyor musunuz? Kürtlerin gerçek tarihi yok edilerek bugünkü tarihi monte edilmiştir. Yani bu el yazmaları bir toplumun hafızasıdır.

Bu el yazmalar 4 bölümde incelenmektedir: Folklor ile ilgili el yazması. Bunların sayısı 14’tür. Edebiyat ile ilgili el yazması ise 58’dir. Dil ile ilgili el yazması 9 adettir. Etnografya ve tarih ile ilgili olan ise 3 adettir.

Edebiyat ile ilgili şu eserlere lütfen bir bakın!

Genceli Nizami’nin Büyük İskender’in Urusla Harbi.

Şeyh Mişrefeddin Seedi Şirazinin Gülüstan’ı

Mehmet Feki Teyran’ın hikayati Şeyh Sananı

Ahmed Mela Bati’nin Zenbil Satıcısı ve Kitabı Mevlid-i Şerif’i

Şeyh Ahmed Hani’nin Mem o Zin’i

Selim İbn Süleyman’ın Yusuf ile Züleyha’sı

Haris Bitlisi’nin Yusuf ile Züleyha’sı

Haris Bitlisi’nin Leyla ile Mecnun’u

Mahmud Bayazidi’nin Leyla ile Mecnun’u

Ahmed Hani’nin Gazelleri

Molla Bati’nin Gazelleri

Kürt el yazmalarının edebiyatı ile ilgili olanlarının başlıcaları bunlardır.

Şimdi asıl soru şu!

Bunlar Kürt Edebiyatı mıdır? Yoksa bin yıldan fazla birlikte yaşamış olan Kürt ve türkün ortak edebiyatı mıdır? Ve bugünkü bölücü Kürtçülerin hangisinden bu konu ile ilgili konuşma ve bilgi gördünüz. Dikkat ettinizse çoğu İslami figürlerdir.

Apo ve PKK’da başından beri Marksist ve Ateist değil midir? Veya bugünkü HDP figürleri?

Devletimiz önce buralardan yola çıkıp, bu alçakların tezlerini çürütürse zaten yolun yarısını geçmiş olur.

Dil bölümünde Kurmançi ile ilgili birkaç gramer ve sözlük denemesi görülmektedir. Eli Termiki’nin Kurmançi Sarf-ü Usulü Talimiyesi, Molla Mustafa’nın Kürt fiillerinin çekimine dair. Molla Mahmud Bayazidi’nin Kürtçe’nin zaman içinde değişimine dair (bu şahıs yerli tercümandı, hatırlatırım. Bakın ne seviyeye gelmiş) Jaba’nın Kürt lehçeleri arasındaki farklar ve genel kurallara dair risaleleri.

Etnografya ve Tarih ile ilgili el yazmaları arasında da şunları sayabiliriz: Yerli olan Molla Mahmud Bayazidi’nin Adat-u ve Rusumatname-i Kürdiyyesi ve bunun Jaba tarafından Fransızcaya çevirisi gibi.

Ruslar yüzlerce yıl bu konuyu gerek akademik seviyede, gerek siyasi, gerekse de Türk milleti aleyhine haince kurguladılar.

Buradan şunu demeliyim ki “okuduğum, araştırdığım tüm süreçte yerli bir kaç hain dışında Kürtlerin bu oyuna girmediğini gördüm. Minnettarım.”

Atatürk ve Cumhuriyet sonrası Ağrı İsyanlarını derinlemesine araştırmış bir kişiyim. Küçük bir azınlık dışında topluca Kürtlerin bu isyanlara katılmadığını kesin olarak söyleyebilirim. Onların bu sağ duyusu inşallah ilelebet devam etmesi dileğiyle. Çünkü büyük oyun bitince yine birlikte yaşayacağız.

Bir sözümde kendini Türk milliyetçisi olarak gören cahil ve bağnaz kesimedir. Siz önce Türk dili ve dininin sosyolojik arka planını öğrenin. Bıyık bırakır ve parti rozeti takarsınız sonra Diyarbakır İl Başkanlığı rezaleti ile karşı karşıya kalırsınız. MHP Genel Merkezinde Teşkilat Başkanı olan arkadaş ve ekibi istifa etmelidir. Bu çok onur kırıcı bir durumdur.

Türk Milliyetçiliği ırka dayalı değil, kültüre dayalı bir milliyetçiliktir.  

Sorun alt kimliklerin kaşınması ve inşası sorunudur. Bir sözüm de Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’adır. Bir konuşması sırasında ülke insanını farklı farklı kimlikler üzerinden tarif etmesidir. Lütfen bundan vazgeçiniz. Bu devletin millet tarifi Türk’tür. En kozmopolit devlet ABD’de bile 20 yıl önce alt kimlik tarifi yasa ile yasaklanmıştır. Hatırlatırım.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » »
225 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.