logo

SÖZ CANGILI – Dilin Kemiği Yok

Osman Koca

Osman Koca
osmankoca@gmail.com

Dilin kemiği yok ya.. Ağzı olan konuşuyor..

Tevelerde arzı endam eden şahsiyetler hep aynı.. Kökenleri gazeteci.

Futbol, din, siyaset, bilim, sanat, edebiyat.. Maşallah her şeyi biliyorlar.

Oysa kelimenin hatırına dönen dünyada moda tabirle yeni normal böyle olmamalıydı.

Söz’ün güc’üne inanan azınlık, güc’ün söz’üyle hareket eden müstebitlerin tahakkümü altında yazıklanmak ve şikayet etmekle meşgul..

Sonuçta ifade yetisinin kıratı, haysiyeti, değeri yerle bir edildi.

Dile kolay asır oldu..

Vesayet rejimi, kendi dinamiklerini resmi ideolojinin başat argümanlarına feda ettiğinden beri seçilmişler, atanmışların gölgesinde kaldı daima.

Bu da haliyle seçilmişler üzerinde maddevi ve manevi, ciddi krizlere sebebiyet verdi.

Üçüncü milenyumun eşiğine vardığımız şu günlerde teselli ve temennimiz, insanları ötekileştirmeden sevmek ile saymak.

Hızla değişiyor dünya, büyüyor, gelişiyor.

Ana artellerini bilim ve teknolojiye yaslamış vaziyette. İnsanı bile isteye ıskalıyor. Modernizm vahşi yüzünü gülerek sunuyor güneşe.

Karanlıkta her bir şey haliyle belirsiz ve müphem.

Her şehrin nevi şahsına münhasır sireti, sureti vardır.

Doğuda birçok vilayet kendi kaderine terk edilirken, batıda tersine birçok ilçe taşıyabileceği yükün çok daha fazlasını sırtlanmış durumda.

Kağıthane de onlardan biri.     

Yarım milyona yakın nüfusuyla devasa metropol havasında.

Osmanlı geleneğini yadsıyor ne ki.

Maziye ait ne varsa ilk ve erken cumhuriyetle birlikte kasıtlı olarak tahrif ve tahrip edilmiş.

Şimdiki siyasiler de bundan gocunmuyor.

Halk bunlardan habersiz. Eskilerin tabiriyle medar-ı maişet yani geçim derdinde.

Oysa kadim medeniyetimizin izini sürmek lazım geliyor.

Sanatta, kültürde, edebiyatta, şiirde, öyküde, romanda, tiyatroda, sporda, tarihte, coğrafyada.

Siz bu almaşları pekala çoğaltabilirsiniz.

İlçenin mülki amirleri ve kanaat önderleri kaybolan siluetini kazandırmalılar tekrar Kağıthane’ye.

Bahusus son dönem Osmanlının tarihi kodları Kağıthane’de saklı.

Bu kodları çalışarak çözmek, mümkünse otantik dokusuna tekrar döndürebilmek tarihi bir görev esasında.

Akademisyenler işin daha ziyade teorik ve retorik faslıyla suya yazmakla iftihar ededursunlar, alan ve saha kazıları haniyse yok gibi.

Dertlenmek, düşünmek, hislenmek sorunsalı çözecek ilk aşama.

Kültür işçisi lazım. Edebiyat sevdalısı. Tarih uzmanı. Sanat adamı. Bilim insanı.

Tabii bu vasıfları haiz paydaşların ortak hanesinde Kağıthane aşkı, heyecanı olmalı.

Zor mu? Bilmem!

İmkansız mı? Tabii ki de değil!

Güzelim ülkem insanının unuttuğu trioyu haydin hep beraber yineleyelim:

“Ehliyet, liyakat, hakkaniyet.”

Kağıthane’yi tüm yönleriyle aydınlatabilmek dileğiyle..

Şimdilik esin ve esen kalınız efendim.

439 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Önce kanat taktılar, sonra onları kırdılar

    15 Nisan 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Soru/Yorum, Tüm Manşetler

    Bazen kör, sağır, hissiz ve unutkan olmak istersin.Bazen, bazı yerlerden geçmemiş, bazı insanları hiç tanımamış,Bazı şeyleri yaşamamış, bazen de dünyaya hiç gelmemiş olmak istersin.Sanırım henüz ölmüyoruz ama ne tezattır ki yaşamıyoruz da… Çok şey geliyor dilime, çok şey geçti içimden, gözümden.Sonra "neyse neyse” deyip içime atıyorum hepsini.Anlatsak da bir anlatmasak da.Olsa da boş olmasa da artık bazı şeyler. İnsansızlık çekiyoruz efendim, insansızlık.Tek ve onulmaz, kanayan yara; insansızlık.Sanırım bu kahır ve bu yalnızlık öldürecek...
  • El alem ne der diye yaşamak

    15 Nisan 2025 Aile, Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Sivil Toplum, Tüm Manşetler

    Yazılı ve sözlü kurallar hayatı idame ettirme ve sosyal bilinç açısından önemlidir fakat hangi bilincin ürünü olduğunu bilmediğimiz örf ve adetlerimizin de bir kısmına yazılı kanun gibi sıkı sıkıya bağlanmanın ne denli doğru olduğunu düşünmekte fayda var. Birkaç örnekle açıklamak gerekirse; - Yaklaşık 20 yıl öncesine kadar, yuva kuran genç kızlarımıza uygulanan tarife; Gelinliğinle gidiyorsun, kefeninle çık. Kocadır döver de sever de (başkasını da sevebilir) sen kocana sahip çık, yuvayı dişi kuş yapar. - Eve misafir geldiğinde el öpm...
  • Gayretsiz Tevekkül Olmaz

    16 Mart 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Onlarca duygunun, binlerce kelimenin arasında kendimizi kaybettiğimiz, kendimize teşhis koyamadığımız zamanlarda, okuduğumuz bir cümle gelir ok gibi saplanır kalbimize. Sanki bizden önce birileri bizim yaşadıklarımızı yaşamış ve bizim duygularımızı dile dökmüştür. Kalan bütün edebi cümleler o an için anlamsızdır. Öyle ki idrak kapanır düşünme, algılama, karşılaştırma yetisini kullanmak istemez insan. Çünkü kolaydır acımızı bir başkasının tecrübesinin gölgesine saklamak. Duygu durumumuz değiştikçe isabet eden, yön veren cümlelerde elbette...
  • Acı geçer ama acı çekmiş olmak geçmez

    08 Ocak 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Fazla düşünmek öldürür, fakat düşünmemek daha fecidir. Ortası ise olayları, kavgaları, kargaşayı, anıları ve hatıraları yeterince, yerli yerince bırakmaktır. Elbette ki acı geçer ama acı çekmiş olmak geçmez. Çok irdelemek, çok peşine düşmek aynı düşüncelere veya bir olaya fazlaca saplanmak, takılıp kalmak sorunları çözmüyor, aksine daha fazla sorun yaratıyor. Daha geriden, daha sakin ve objektif bakıldığında zihin daha rahat seçip, daha doğru ayırt edebiliyor yaşamı ve olayları. Akabinde çoğu şey, hiç bir şey gibi geliyor. İnsanın gönlü ...