logo

ÜÇ GÜZEL ADAM

ÜÇ GÜZEL ADAM

Her ne kadar 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası Türk Milli Takımı açısından elem verici bir hüzünle devam etmekte ise de bu şampiyonada üç net güzelliğe tanık olduk.

Milyarlarca lira değerindeki potansiyel futbol endüstrisinin dünya mazlumları adına, Filistin adına, insanlık adına bu üç güzelliğini görmüş olmanın sevincini ve mutluluğunu yaşıyoruz.

Bir futbolcu ki futbol işçisi olarak dünyada en yüksek rakamları kazanan kişilerden birisi. Ama kendisinde hak kırıntıları var, minnet var, vefa var, mertlik var, sevgi var, sevda var, hürmet var…

Şimdi düşünün;

* Futbolda ilerlemesine vesile olan arkadaşına kocaman çiftlikler, villalar alabilecek kadar minnet var.

* Çocukluğunda kendisine bir adet yemek ikram eden kadını bulup, bu iyiliğine karşı bir milyon dolar hediye verebilecek kadar vefa var.

* Yüzbinlerce ezilen Filistinli Müslümanların çektikleri acıyı ve ızdırabı hissederek, İsrailli spor adamlarına tokalaşması söz konusu iken sırtını dönebilecek kadar mertlik var.

* İyi futbolcu olduğu zamanlarda, babasının kendisini görememiş olması sebebiyle, her hatırladığında gözyaşı dökebilecek kadar sevgi var.

* Sahibi olduğu uçsuz bucaksız servetinin yadsınamayacak bir bölümünü Filistin dâhil 66 ülkedeki çocukların okul yapımında kullanabilecek kadar insanlık sevdası var.

* Müslüman arkadaşının cuma namazından her çıktığı vakitte kendisini kapıda bekleyen, onun ibadetine büyük bir incelikle değer veren, hatta bir gün sünneti kılmadan erken çıkmış olan arkadaşına kutsala saygı adına sitem var.

* Arkadaşı Kur’an okuduğunda, büyük bir saygı ve incelikle okunan Kur’an’a hürmeti var.

Bu satırlara hiç şaşırmayınız. Yüzde 99’u Müslüman diye anons edilen bir ülkenin şöhretli bir medya yetkilisinin “Falan futbolcu bu takıma futbolcu olarak mı geldi yoksa bu takımın adını taşıyan camiye imam mı oldu? Ayırt etmekte zorluk çekiyorum” diyebilecek kadar mensubu olduğu milletinin inancına, kutsalına hakaret ettiği gibi bir arkadaşı olursa, sonuca kimse şaşırmamalı.

Evet, “bana arkadaşını söyle” meselesi.

Şimdi gelelim üç güzel noktaya!

Bu şampiyona,

 Türk Milli Takımı olarak bizi çok üzdü. Üzmeye de devam ediyor lakin:

1. Portekizli milyarlık bir futbolcunun linç edilmeyi göze alarak, önünde duran dünyanın en büyük reklamı yapılan firmanın zararlı ürününü elinin tersiyle bir kenara bırakarak suyu gösterip “su için” diyerek “coca-cola”ya savaş açmış olması. “Sen kazancının büyük bir bölümünü Müslümanların vatanlarını işgal adına kullanıyorsun, masum insanları öldürüyorsun. Sen bir katilsin” cümlelerinin masaya vurulmuş somut bir adımı olarak bizi ne kadar da sevindirdi. Hangi hakkaniyetli insanı sevindirmez ki?

Saatler sonrasında dünya borsalarında, Türkiye’mizde Ramazan aylarında alakası yokken “Ramazan sofralarında içiliyor” diye anons edilen ve reklamı yapılan firmanın, 4 milyar dolar zarar ettiğinin açıklandığı haberi, bizi sevindirmez mi?

Hani emri b’il-maruf konusunda; en öncelikli yapılması gerekenin, el ile olması gerektiğini söyleyen Sevgililer Sevgilisi (s.a.v.)’nin bu emrini uygulaması bizi sevindirmez mi?

2. Bir diğer rengi siyah ama ruhu ve gönlü tertemiz olan bir Fransız futbolcunun önündeki bira şişesini alıp bir kenara fırlatıp atması “İçki Kötülüklerin Anasıdır” diye, yani Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in öğüdünü esas alarak, linç edilmeyi göze alıp sahneye çıkması, hakkı tavsiye eden bir mümin olarak bizi sevindirmez mi?

3. Yine aynı güzellikleri uygulayıp yüzbinlerce hakkaniyetli insanı mutlu kılan İtalyan bir futbolcu. Dünyanın fitne merkezi olan, kan dökücü bir ülkenin adı ile özdeşleşmiş Coca-Cola firmasının şişelerini gözden kaybedip, bir nevi harama savaş açıp, yerine su şişesini koymuş olması yine bizleri sevindirmez mi?

Kıymetli Hasbahçe okurları!

Size bütün kalbi duygularımla bütün samimiyetimle bir itirafta bulunayım mı? Şu söyleyeceğim cümlenin hakkaniyeti ile alakalı her şeyimi inanın feda ederdim!

İlk basın toplantısında şişeleri gördüğümde, içimden derin bir ah çekmiştim. Günümüzde kötülüklerin “in” iyiliklerin “out” olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Şer’in sesi ne kadar da güçlü çıkıyor. İşte gene kötüyü reklam olarak gözümüzün önüne diktiler diye iç geçirmiştim.

“Falan ay gelirimizin tamamını İsrail’e bağışladık…” diyen o, Coca-Cola firmasının şişelerini gördüğümüzde içimizde derin bir ateş yanmıştı. Bizim ülkemizde de Ramazan ayı geldiğinde, uzaktan yakından alakası olmadığı halde “Ramazan sofralarında coca-cola yerini alıyor, ramazan sofraları şenleniyor” şeklindeki gözümüze soka soka yapılan reklamların acısı içimizde tazelenmişti inanın.

Ama ta uzaklardan 3 genç adam çıkmış, batılla savaşmanın muhteşem örneklerini insanlığa sunmuşlardı.

İnanın bizim gibi nice milyonların gönlünde taht kurdular ve kalplerimizdeki şu dua cümlesini filizlendirdiler! “Ya Rab! Kalplere hitap eden SENsin. Hidayet SENdendir. Sen dilediğini hidayete erdirsin. İslam’ın gür sadasını gönüllerimize ve gönüllere nakşet!”

Bu dünyanın oyun ve eğlenceden ibaret olmadığını bir kez daha bizlere hissettiren bu üç güzel insanın, bu güzel davranışları sebebiyle Fatiha suremizin: “ihdina’s-sırata’l-müstakim. (Bizleri dosdoğru yola, nimet verdiklerinin yoluna ilet) ayetini bütün hakikati arayan dünya insanlığı için ama özellikle bu Portekizli Cristiano Ronaldo, Fransız Paul Pogba ve İtalyan Manuel Locatelli isimli futbolcular için yürekten yapıyoruz.

Kalplere hitap eden Allah’tır!

Hayırlı Cumalar!

Selam ve dua ile.

Yaşar YAVUZ

628 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.