logo

YANLIŞ HESAP ADALETİ İNCİTİR BİLESİNİZ

YANLIŞ HESAP ADALETİ İNCİTİR BİLESİNİZ

TÜİK enflasyon hesabını nasıl yapıyor bilemem. İşin mütehassısı da değilim. Ancak evin market alışverişini yıllardır ben yaptığım için mutfaktaki yangını da fiyat artışlarını da iyi bilirim. Ortada bir yanlış hesap olduğunu anlamak için uzman olmaya gerek yok. Evdeki hesap -yıllardır- çarşıya uymuyor. Dünyanın her yerinde fiili enflasyon ile açıklanan enflasyonun aynı olmadığını da bilerek TÜİK ‘in hesap hatası (!) ve aşırı sapmasının izahının mümkün olmadığını da kabul etmemiz gerekiyor.

Şimdi gelelim fiili duruma:

TÜİK’e göre Temmuz ayı enflasyonu %9,49, yıllık enflasyon ise %47,83. Bu durumda ilk aydan %3,49 alacaklı durumdayız.

Kabul edelim ki Merkez Bankası, son süreçte her ne kadar bizi şaşırtacak enflasyon tahmini paylaştıysa da bu sefer de enflasyon tahmini tutmayacak. Bu durumda 2023 sonu enflasyon beklentilerini bir daha güncellenmesi gerektiğini hatırlatmamız gerekiyor.

Gelelim mevzunun bizimle ilgili kısmına: 7. Toplu Sözleşme süreci başladı. Kamu çalışanlarını temsilen Memur-Sen mevcut teamüllerin aksine bu sefer -mevcut enflasyonist ortamı dikkate alarak- üç ayda bir maaş artışı, refah payı, enflasyon farkının yüzdelik zammı aştığı aydan itibaren verilmesi gibi hakkaniyet esaslı tekliflerle masaya gidiyor. Umarım Kamu İşveren Heyeti, mevcut enflasyonist ortamda, Toplu Sözleşme masasına daha rasyonel teklifler ile gelir ve ilk ayda elinde patlayacak, müzakere dahi edilemez teklifle masaya oturmaz.

Mutfaktaki yangın, fahiş kira artışları ve paranın pul olduğu bir demde, Kamu İşveren Heyeti ‘ne düşen -masanın muhataplarına- müzakere zemini sunacak bir perspektif ve teklifle masaya gelmektir.

6 dönemlik tecrübe ile söylemek gerekir ki 4688 sayılı Sendikalar ve Toplu Sözleşme Kanunu aleyhimize bir düzeneği icbar etmektedir. Kamu işveren heyeti, her hâlukârda avantajlı durumdadır. Bu marazlı sistemin, her hükumetin, çalışanlara istediğini verecek bir pozisyon sunduğunu ve mutlaka değiştirilmesi gerektiğini bilerek hareket etmeyi zorunlu kılmaktadır.

Kamu çalışanlarını temsil eden tüm kesimlerin/sendikaların, memurların yasal temsilcisi Memur Sen’in -ve dolayısıyla tüm memur ve emeklilerin- elini güçlü kılacak pozisyon almaları hepimizin ortak menfaatidir. Özlük hakkının sendikası, emeğin ve alın terinin rengi olmaz. Maça mağlup başlatılan kamu çalışanları, ister istemez bu fiili durumu dikkate alarak müzakere masasına oturmalı ve bu doğrultuda irade ortaya koymalıdır.

İmza aşamasına gelindiğinde, mutabakat aşamasında meselenin sakal bıyık hesabı -âmiyane tabirle- aşağı tükürsen başka yukarı tükürsen başka olan bir gerçeklik olduğunu görmemiz gerektiği doğrudur.  Bu zorluğu dikkate alan Memur Sen heyeti, her sözleşmede ilave kazanımlar elde ederek hizmet kolları görüşmelerini harici bir imkâna dönüştürmenin mücadelesini vermiştir her seferinde. Bu dönemde de inşallah yeni kazanımlar ile bu alanı tahkim etmeye devam edeceğiz.

Hem genel görüşmelerde hem de hizmet kolları görüşmelerinde Kamu İşveren Heyetinden beklentimiz, nimet-külfet dengesine uygun bir yaklaşım ortaya koyarak masaya gelmesidir.

Biz, enflasyonu dikkate alan bir artısı değil enflasyonu mağlup edecek yeni bir anlayışla gelecek teklif bekliyoruz. Memur Sen’in her üç ayda bir güncellemeyi esas alan, reel enflasyonu gerçeğini dikkate alan yaklaşımını doğru okunmasının -Kamu işvereni adına- bir iyi niyet göstergesi olacağını düşünüyoruz.

Emekli ve memurun geçim sıkıntısını minimize edecek, kira yardımı ve büyükşehir zorluğunu dikkate alan, kaşıkla verdiğini kepçeyle alan vergi matrahı zulmünü ortadan kaldıracak, adil bir Toplu Sözleşme bekliyoruz. Aksi durum, milyonlarca memur ve emekliyi mağdur edecek adaleti incitecek kötü bir senaryodur.

Unutmayalım ki karnı doymayanın kalbi de kararı da şaşar.

İdris Şekerci
Eğitim Bir Sen İstanbul 6 No.lu Şube Başkanı

264 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.