logo

Yeni Medeniyet Anlayışı İçin Fakültelere İhtiyaç Var

Yeni Medeniyet Anlayışı İçin Fakültelere İhtiyaç Var

Dünya’da İslami ilimlere ve diğer ilimler için İslami bakış tarzına müthiş ihtiyaç duyulmaktadır. Bu konuda acaba neler yapabiliriz ve daha neler yapılabilir?

Biz medeniyetler kurmuş bir devletin devamıyız. Bakış tarzımız bu olmalı, dünyada en iyi medreseler, üniversiteler kurmuş ve dünyaya nice ulema ve kendi sahalarında filozoflar, profesörler yetiştirmişiz.

İnsanlık için ilme verdiğimiz önem hiçbir ülkede bizim kadar olmamıştır. Peki, şimdi 21. yüzyılda bu konuda yeterli miyiz? Elbette buna evet diyemeyiz!

Her şehirde üniversitelerimiz var çok şükür, okuyan oranımız gittikçe artmakta fakat kalite olarak daha çok gayret ve azim gereklidir.

Acaba kaliteyi ve geleceği tesis edeceğimiz gençlerimizi her alanda olduğu gibi inanç+teknik, inanç+felsefe, inanç+fen bilimleri, astronomi, dijital çağ, uzay teknolojileri, tıbbi ilimler, genetik ilimleri, sosyal ve siyasal ilimlerle birlikte İslami bilimleri de birlikte donanımlı gençler yetiştirebilir miyiz?

Bu felsefeyle sünni-şii, sünni–alevi, ayırımı ve diğer tefrika ve ayrılıklara düşmeden yeni bir gençlik tesis edebilir miyiz?

Tüm İslam ülkeleri ve diğer ülkelerle ortak çalıştaylarla dünyamızı tehdit eden her tür zararlı akımlara karşı hatta teröre karşı ilim ve teknolojide üstün gençler yetiştirebilir miyiz?

Mısır, Endonezya, Suudi Arabistan, Pakistan, İran, Katar, Orta Asya ülkeleri ile “İslami ilimlerle donanımlı yukarıda bahsettiğim her dalda“fakülteler, enstitüler kurarak gençlerimizi yetiştirebilirsek gelecek hepimizin olacaktır.

İsrail’de 1956 yılında Tel Aviv İslam Üniversitesi kurulmuş, ciddi sayıda öğrencisi de var,

Peki, buradan yetişen mezunlar nerede ve nasıl bir faaliyet yapıyorlar?

Bu mezunlar, dünya’da hangi ülkelerde çalışıyorlar, nasıl görevler almışlar, gerçekten İslamı mı öğretmekte yoksa başka amaç ve gayeye mi çalışmaktalar!

Baktığımız zaman her ülkede maalesef inancımıza gölge düşüren, faaliyetleri haberlerde izlemekteyiz.

Dünya’da tüm İslami değerler konsorsiyumu kurulmalı ve dünyadaki İslami üniversite ve eğitimdeki İslam’a aykırı veya İslami görünüşlü (Tel Aviv’deki benzeri) okul ve diploma geçerliliğini sorgulayabilmelidir.

Bize düşen her zaman doğruyu ve istikametimizi değiştirmeden yürümektir. Doğru olanı yapmak ve tavsiye etmektir.

Gelecek nesillerimizin bu şekilde yetişmesi lazım; Sanattan ekonomiye, siyasetten topluma, hep beraber çocuklarımızı ve torunlarımızı hazırlamak zorundayız.

İslami bakış açısıyla bir Suudlu genç ile bizim gencimiz neden aynı düşünmesin! Bir Mısırlı ile bir İranlı ile aynı çağın gençleri neden farklı düşünür? Bu gençleri yetiştiren bizlerin hiç mi mesuliyeti yok. Bizler büyükler ve kontrolü elinde tutanlar olarak bunun hiç mi hesabı olmayacak?

Kültürüyle, siyasetiyle, ekonomisiyle iç içe olan ülkeler olarak neden bu sorunlara çözüm getiremiyoruz?

Eğer gençlerimizi kaybediyorsak, gençlerimiz elimizden kayıp gidiyor ise hatta Deist veya Ateist oluveriyorsa elbette mesulüz. Çünkü bu durum gereken önlemleri alamadığımızın işaretleridir.

Acilen Bilim kurulları, Akademisyenler, STK’lar, üniversite ile toplum bilimcileri ve siyasetçiler bir araya gelerek kafa kafaya vermeli ve hızlı tedbirler almalıdır. Sadece bizim değil diğer ülkelerdeki fikir adamları ve kurumlar ile de işbirliği zamanı gelmiş ve de geçmiştir.

21. yüzyıl ve daha sonrasına medeniyet kurmaya aday olan herkes sistematik çözümler üretmek zorundadır. Belirttiğim İslami ilimlerle özdeş, diğer tüm alanlar gelişmek durumundadır.

Ya inançsız ve ne olduğu belli olmayan toplumlar olacağız (Allah korusun) veya geleceğe ümitle ve doğruyu “İnançlı bilimsel anlayışı devam ettiren” pırıl-pırıl bir toplum olacağız.

Sevgi ve saygı ile

Fethullah FAKIOĞLU

Etiketler:
384 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.