logo

Yeryüzü Salih Kullarındır

Yeryüzü Salih Kullarındır

Yeryüzü Salih Kullarındır

yeryüzü salih kullarındır

Bir günde birkaç gündem oluşurken ne konuda yazacağımıza karar vermek zor.

Cumhurbaşkanlığımı yoksa bayrak mı. Cumhurbaşkanlığı önemli hele başkanlık…

Yarı başkanlık olmadı, çeyrek başkanlık tartışmalarının yoğunlaştığı bugünlerde perde arkasında ne planlar var onları anlamaya çalışmak lazım. Neden bu kadar heveslenir başa gelen başkanlığa anlamak lazım. Güçler ayrılığı nedir başkanlık nedir yarısı işe yarar mı bize uygun mu sonrası ne olur. Ülkeyi nereye götürür. Dünya nereye gidiyor. İngiltere’de Amerika’da anayasa yokken Osmanlı’da adalet çok hızla tecelli ederken anayasa yoktu. Bugün anayasaya bu kadar takılmak ne kadar gerçekçi. Bugün herkes adalet yok diye bağırıyor. Kars’ta çocuğu öldürülen babanın sözleri tokat olmalı bize “yakalansa ne olacak sanki”diyor. Bu duruma nasıl geldik. Biz neden bu kadar bunların açık platformlarda  tarafıyla karşı tarafıyla masaya yatırılması şarttır. Adaletli olan budur. Bizim adam ne dediyse doğrudur anlayışı koyunlarda vardır. İnsan koyun olmamalı. Hem kendi şahsiyeti hem de önündekini uçuruma sürüklememek için. Bizim ülkemizde Cumhurbaşkanlığı  fonksiyonu başbakan kadar yoktur daha çok korunma zırhı önemlidir başbakan sorgulanabilir cumhurbaşkanı bizim yasalarımıza  göre daha üst bir koruma altındadır.

Yoksa başkanlık filan artık olacak iş değil. Özal zamanında da denendi bu kukla başbakan olsun senaryosu ancak tutmadı. Şimdide tutmaz başkanlık treni kaçtı artık. Ancak ekmek sudan evvel gelen bayrak daha önemli. Tabii okumadan alim gezmeden seyyah olanlar için bez parçasıdır önemi yoktur dinle bağlantısı kurulamaz seccadeni serdiğin yer vatandır söylemleri artık iyice yüksek sesle söylenmeye başladı. Bayrağı bu şekilde izah etmeye çalışanlara ne söylemeli? Birde Müslüman görünümlü olunca iş daha zor. Aşağı sakal yukarı bıyık. Yada zır cehalet. Ancaaak cehaletle hıyanet aynı kapıya çıkarmış. İnsanda bir et parçası ancak canı, malı, nesli koruma altına alınmış bir kişiyi öldüren cihanı öldürmekle eş tutulmuş ne diyelim et parçası mı diyelim en kutsal canlıya? Peygamberin hayatına bak, Hudeybiye’ye bak. Vatan sevgisi imandandır hadisi yok mu? Hür olmayana Cuma farz mı? Sizden olmayan emir sahiplerine itaat etmeyin emrini ne yapacağız. Yoksa papazlar gibi işimize geldiği gibi bir kitap mı yazsak. Hürriyeti sembolize eden bayrak değimli, bayraksız hür olmayan vatansız Müslümanlık olmaz. Bu sloganlar düşmanlarımızın kültürümüzü bozma faaliyetidir o kadar. Her şeyin fiziki varlığı yanında soyut manaları vardır. Kutsal kitabımızda kağıttandır; kağıt parçası mı diyeceğiz tövbe. Eşini kıskanmayan için bayrak manasızdır.

Namusun izahı yapılabilir mi yapılamaz. Sözde namustur, bayrakta namustur ülke sınırı da namustur. Bir ülkeye bir başka ülkenin asker sokması onun yatağına girmek manasındadır.

Sadece bekâret namustur diyemeyiz elbette ki. İnsan olacaksak hassasiyetlerimiz kırmızı çizgilerimiz olacak; maymuna kimse bir şey diyor mu? Tarık bin Ziyad İspanya kıyılarına vardığında arkadaşları burası İspanyolların mülküdür deyince siz bilmez misiniz?

Yeryüzü Salih kullara verilmiştir arz Müslüman’ındır ayetini hatırlatır arkadaşlarına işte sözün özü bu.

Yavuz Sultan Selim Cihan hâkimiyeti idealini şu veciz sözüyle özetlemiştir. “Dünya iki padişaha dar gelir” Hatta Rodos adasının fethi için tavsiyede bulunanlara “Ben cihangirliğe alışmış iken, siz himmetimi küçük bir ada olan Rodos’un fethine mi hasretmek istiyorsunuz”.

“Gönül ister ki, Afrika’nın kuzeyinden Endülüs’e çıkayım ve sonra Balkanlar üzerinden tekrar İstanbul’a döneyim!”

Yavuz Sultan Selim Han, cihan hâkimiyeti ideali için sabahlara kadar dünya haritası üzerinde düşünür, planlar yapar, dua eder, çoğu zaman dünya haritasının üzerinde uyur kalırmış. Biz bugün haritaya küsüz.

Fatih çocukken bir Müslüman beldede insanların öldürüldüğünü duyar ağlamaya başlar ben büyüyünce kurtaracağım sizi der. Bugün çevremiz kan gölüne dönerken sızlamayan yürek olur mu? Nemelazımcılıktan ne zaman kurtulacağız. Bırakın kendi memleketimizdeki huzuru dünyaya sükunet sağlamak Salih kulların görevidir. Karıştırmak kavga bizim işimiz değil Müslümanım diyen savaş istemez. İlimde teknolojide bir numara olursun savaşa gerek kalmaz yap öyle bir program senin iznin olmadan hiçbir uçak havalanmasın uçak teknolojisinde en üstte biz olalım savaş kalmasın tam dumanlı hava izler birbirine karışmış at mı it mi neyin izi bu; kutup yıldızına ihtiyaç var açıkça hem de çok. İşin en hazin tarafı kültürümüze böyle saçmalıkların sirayet etmesi. Her şey normal hale getirilmeye çalışılıyor.insan artık yediği ekmekten içtiği sudan şüphe eder hale geldi. Mayamızı ne bozuyor diye düşünmekten..

Helal haram ver Allah’ım garip kulun yer Allah’ım. Bir ip ganimetten fazla aldı diye cenaze namazını kılmamış bir sahibinin yüce peygamber ya bugün  bal tutan kolunu yalar olmuş.parmakla kim yetiniyor.

Halbuki o bal değil zehir…

Salim Yılmaz

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
1515 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.