Bazen kör, sağır, hissiz ve unutkan olmak istersin.Bazen, bazı yerlerden geçmemiş, bazı insanları hiç tanımamış,Bazı şeyleri yaşamamış, bazen de dünyaya hiç gelmemiş olmak istersin.Sanırım henüz ölmüyoruz ama ne tezattır ki yaşamıyoruz da… Çok şey geliyor dilime, çok şey geçti içimden, gözümden.Sonra "neyse neyse” deyip içime atıyorum hepsini.Anlatsak da bir anlatmasak da.O...

Yazılı ve sözlü kurallar hayatı idame ettirme ve sosyal bilinç açısından önemlidir fakat hangi bilincin ürünü olduğunu bilmediğimiz örf ve adetlerimizin de bir kısmına yazılı kanun gibi sıkı sıkıya bağlanmanın ne denli doğru olduğunu düşünmekte fayda var. Birkaç örnekle açıklamak gerekirse; - Yaklaşık 20 yıl öncesine kadar, yuva kuran genç kızlarımıza uygulanan tarife; ...

Onlarca duygunun, binlerce kelimenin arasında kendimizi kaybettiğimiz, kendimize teşhis koyamadığımız zamanlarda, okuduğumuz bir cümle gelir ok gibi saplanır kalbimize. Sanki bizden önce birileri bizim yaşadıklarımızı yaşamış ve bizim duygularımızı dile dökmüştür. Kalan bütün edebi cümleler o an için anlamsızdır. Öyle ki idrak kapanır düşünme, algılama, karşılaştırma yetisi...

Fazla düşünmek öldürür, fakat düşünmemek daha fecidir. Ortası ise olayları, kavgaları, kargaşayı, anıları ve hatıraları yeterince, yerli yerince bırakmaktır. Elbette ki acı geçer ama acı çekmiş olmak geçmez. Çok irdelemek, çok peşine düşmek aynı düşüncelere veya bir olaya fazlaca saplanmak, takılıp kalmak sorunları çözmüyor, aksine daha fazla sorun yaratıyor. Daha geride...

Mecelle’de yazılı öne çıkan dokuz kuraldan biri “Sû-i misâl emsâl olmaz” kaidesidir. Kötü örneğin örnek teşkil etmeyeceğinin belirtildiği bu kural günümüz hukukunda hâlâ geçerli olmasına rağmen globalleşen fikir dünyamızda yerini çoktan yitirmiş görünüyor... İşte sorulan sorulara verilen cevaplar: - Adama neden hakaret ettin? - O da bana hakaret etti. - Okula neden...

Bütün melankolik ruhların ezberlediği bir isimdi Ümit Yaşar OĞUZCAN. Ölümle yaşam arasında gelgit yaşayan 24 kez intihara teşebbüs ettiği söylenen, ne elindeki mutluluğun kıymetini bilen ne de ne istediğini... 1973 yılında Galata Kulesinden henüz 17'sinde bir genç bırakıyor kendisini ölümün kollarına ve geride -destan yazsa korkularını anlatamayacağı- bir not bırakıyor: “Ba...

Bazen kazanmak, insanın o kadar umurunda olmuyor ki kendi piyonlarını da devirir ve kalkarsın hayatının parçası olan oyunlardan. Tam da o noktada verilen kritikler, hayatımızın ya kırılma noktası ya da dönüm noktası oluyor. Sonunu bilemiyoruz ama hissiyatımız bir belirsizlik içinde bocalıyor bazen. Köşe bucak kaçmak istediğimiz hâlde burnumuzun dibinde kocaman bıkkınlıklar,...

Yaşımız 10, çıkıyoruz tahtaya kocaman Türkiye haritası çiziyoruz. Her sınır her detay santim santim beynimize kazınıyor. İşte diyor öğretmen Türkiyenin sınırları. Kabulleniyoruz neyi kabullendiğimizi bile bilmeden. Sığamadığımız Dünya'da parsel parsel bir senin iki benim, hiç senin beş benim pay yapılmış toprak ana. Kime göre neye göre? Sonra Afrika'da bir çocuk ölüyor, ...

Çağımızın algı oyunları hiç şüphesiz medya yoluyla gerçekleşmekte; yalan haberler, itibar suikastleri, sahte ürün pazarlama, idol belirleme, sokağa dökülme eylemleri, iç savaş çığırtkanlığı gibi sayısız konuda algı yönetimi mevcut. İyiye kullanıldığında toplum lehine çığır açacak bu yöntem maalesef günümüzde karanlık eller tarafından aleyhimize kullanılmakta. Sesi yerine...

Sorma savcım ahvali, bu devrin batağındaKepçe oynaş peşinde kaynayan kazan kayıpSadakat ağ bağlamış gelinin duvağındaZemheriye yâr olan kınalı hazân kayıp İlim meclislerinde cümle âlîmdən alâHicazda şah-ı merdan, namazda sefil kuklaHâkikate gem vurur dillerden düşen damlaCemâller ömre bedel, kemâlde mîzân kayıp Nur dökecek dillerden gayrı balçık akıyorAcizden güçlüsüne, ...

Sosyolojik literatüre giremese bile toplumsal alandaki mevcut durumu ifade eden gayet yerli ve yerinde tespitle başlayalım söze: “sosyal çürüme” Haz ve hız çağının doyumuz insanları bu yaftanın öznel gücü durumunda şüphesiz. Kadim tabirle toprağın gözleri doyuramadığı çağlara geldik, incindik, ürperdik. Hemen her gün haber kanallarında irite edici, foseptik görüntüler yayınlan...

13. Yüzyılda Roma İmparatorluğu yapmış 2. Friedrich, hiç kimseyle hiçbir şey konuşmaksızın yetişen çocukların büyüyünce hangi dili konuşacaklarını sınamak ister ve dadılar ile sütannelere, bebeklere süt vermelerini ancak onlarla hiçbir şekilde konuşmamalarını emreder. Aslında deneyin amacı çocukların İbranice mi, Yunanca mı, Latince mi, Arapça mı yoksa anne-babalarının dilini ...