logo

Tahammül Bir Mülktür

Mine GÜLŞEN

Mine GÜLŞEN
mine_2763@hotmail.com
Tahammül Bir Mülktür

Zaman o ki, herkes birbirine “dünya gözü” ile bakıyor.
Bu yüzden birbirlerini tanımıyor, kıymet bilmiyorlar.”
Bundandır anlamamak ve anlaşılamamak.
Bundandır her görüp duyduğunu yadırgamak, yabancı kalmak, kızmak.

Tahammül bir mülktü,
Yerine göre “hazmetmenin”, yerine göre “hilmetmenin” en önemli yapı taşıydı.
Yıkıldı!
Ve yıkılalı, kimsede kalmadı ne sevgi ne huzur ne merhamet.
Önü yorgunluk sonu yorgunluk, hüsran!

Ne yazık, insanoğlu o kadar gamsız ve acımasız ki, içlerin de;
Hayatımdan yıllarımı, yüzümden gülüşümü çalanlar var!
Hiç istemediğim başlangıçlar,
Unutmayı dilediğim kişiler ve zamanlar var.

Zihnimden güven duygusunu silenler de var, güven timsali olanlar da.
Hafızamdan silmek istediğim görüntülerin yanı sıra,
Tanımamış olmayı dilediğim insanların vermiş olduğu acı hepsinden üstün.

Seçme ve değiştirme fırsatının mümkün olmadığı mecburi istikamet olan yakınlar,
Görmek istemediğim halde gözümün önünden ayrılmayan insanlar var.
Fikrini sormadığım halde, sözünü kabul ettirmeye çalışanlar,
Susturmak istediğim, duymamış olmayı dilediğim, ama duyduğum onca şey var.

Gözlerimi kör eden, bağrımı delen,
Kurtulması ve değiştirmesi mümkün olmayan gerçekler var.
Adına, hayatın cilvesi diyor çokbilmişler.
Ve ben kaçıyorum hepsinden.

Öyle ki; artık lâf lâfı açsın istemiyorum.
Korkuyorum!
Tartışamıyor ve hakkımı arayamıyorum.
Bak ruhuma!
Her yanı yara bere.
Yara ile uğraşma, kanatma.
Lâf lâfı açmasın, ne kadar konu varsa hepsi kapansın.

Kolay unutan, insanı bir kalemde hiç’e sayanlar zümresinden değilim.
Lâkin;
Bunca tezat ve karışık duygular içinde yıpranıyor,
Yoruluyor, şaşırıyor ve ister istemez ipin ucunu bırakıyorum.

Kime nasıl sabır göstereceğimi,
Kimden nasıl vazgeçeceğimi,
Kime ne hakla, sen benimsin,
Kime, tamam sen bilirsin diyeceğimi şaşırıyorum sırf bu yüzden.

Bak! Dünya ne çok acı ve yorgunluk ile dolu.

Artık susalım değil mi?
Kelimeler de biz de kanamayalım!

Ey incim! Ne sen incin, ne de ben.
Suç kimsede değil.
Burası, çocukların bile balonlar kadar mutlu olamadığı Nankör Dünya.
Daha fazlasını beklemek mizah olacak.
Ve mizah izah gerektirecek,
Ama korkarım izah edebilecek kimse çıkmayacak.

Mine GÜLŞEN

Etiketler: » » » » » »
429 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Önce kanat taktılar, sonra onları kırdılar

    15 Nisan 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Soru/Yorum, Tüm Manşetler

    Bazen kör, sağır, hissiz ve unutkan olmak istersin.Bazen, bazı yerlerden geçmemiş, bazı insanları hiç tanımamış,Bazı şeyleri yaşamamış, bazen de dünyaya hiç gelmemiş olmak istersin.Sanırım henüz ölmüyoruz ama ne tezattır ki yaşamıyoruz da… Çok şey geliyor dilime, çok şey geçti içimden, gözümden.Sonra "neyse neyse” deyip içime atıyorum hepsini.Anlatsak da bir anlatmasak da.Olsa da boş olmasa da artık bazı şeyler. İnsansızlık çekiyoruz efendim, insansızlık.Tek ve onulmaz, kanayan yara; insansızlık.Sanırım bu kahır ve bu yalnızlık öldürecek...
  • El alem ne der diye yaşamak

    15 Nisan 2025 Aile, Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Sivil Toplum, Tüm Manşetler

    Yazılı ve sözlü kurallar hayatı idame ettirme ve sosyal bilinç açısından önemlidir fakat hangi bilincin ürünü olduğunu bilmediğimiz örf ve adetlerimizin de bir kısmına yazılı kanun gibi sıkı sıkıya bağlanmanın ne denli doğru olduğunu düşünmekte fayda var. Birkaç örnekle açıklamak gerekirse; - Yaklaşık 20 yıl öncesine kadar, yuva kuran genç kızlarımıza uygulanan tarife; Gelinliğinle gidiyorsun, kefeninle çık. Kocadır döver de sever de (başkasını da sevebilir) sen kocana sahip çık, yuvayı dişi kuş yapar. - Eve misafir geldiğinde el öpm...
  • Gayretsiz Tevekkül Olmaz

    16 Mart 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Onlarca duygunun, binlerce kelimenin arasında kendimizi kaybettiğimiz, kendimize teşhis koyamadığımız zamanlarda, okuduğumuz bir cümle gelir ok gibi saplanır kalbimize. Sanki bizden önce birileri bizim yaşadıklarımızı yaşamış ve bizim duygularımızı dile dökmüştür. Kalan bütün edebi cümleler o an için anlamsızdır. Öyle ki idrak kapanır düşünme, algılama, karşılaştırma yetisini kullanmak istemez insan. Çünkü kolaydır acımızı bir başkasının tecrübesinin gölgesine saklamak. Duygu durumumuz değiştikçe isabet eden, yön veren cümlelerde elbette...
  • Acı geçer ama acı çekmiş olmak geçmez

    08 Ocak 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Fazla düşünmek öldürür, fakat düşünmemek daha fecidir. Ortası ise olayları, kavgaları, kargaşayı, anıları ve hatıraları yeterince, yerli yerince bırakmaktır. Elbette ki acı geçer ama acı çekmiş olmak geçmez. Çok irdelemek, çok peşine düşmek aynı düşüncelere veya bir olaya fazlaca saplanmak, takılıp kalmak sorunları çözmüyor, aksine daha fazla sorun yaratıyor. Daha geriden, daha sakin ve objektif bakıldığında zihin daha rahat seçip, daha doğru ayırt edebiliyor yaşamı ve olayları. Akabinde çoğu şey, hiç bir şey gibi geliyor. İnsanın gönlü ...