logo

TURAN BİRLİĞİ

TURAN BİRLİĞİ

İsmail GASPIRALI öncülüğünde başlayan ve Tercüman Gazetesi vasıtasıyla dünyada geniş kitlelere yayılan “Ceditcilik”, yeni bir eğitim öğretim anlayışı ile başlayıp hayatın tüm alanlarına yayılan bir yenilik hareketi olarak tanımlanabilir.GASPIRALI önderliğindeki genç münevverler Osmanlı İmparatorluğu ve Türkistan’ın Avrupa’ya karşı mücadele etmesi için eğitim reformu gerektiğini savunmuşlardı. GASPIRALI 1881 yılında yaptığı araştırmada Rusya Türklerinde 16 bin kadar mahalle mektebi, 214 medrese bulunduğunu buralarda yarım milyon Türk çocuğunun 5 yıl okumalarına rağmen 5 satır Türkçe okuyup yazamadıklarını gördü. Bundan dolayı eğitim de acilen bir reform yapılması gerektiğini düşünmüştür. GASPIRALI Kuran’ın OKU emrine benzer cümlelerin Orhun ve Babil yazıtlarında da geçtiğini, dolayısıyla toplumda en mühim önceliğimizin “Okumak” olması gerektiğini vurgulamıştır. Onun usulü ile okuma yazma eğitiminde kırk günde başarılı olunabileceğini iddia etmiş, bu iddiasını da uygulamaları ile ispat etmiştir.

İsmail GASPIRALI’nın fikirleri, gelenekçiler ile yenilikçiler arasında bir denge olmayı hedefler. Toplum içerisinde farklı dünya görüşleri bir kenara bırakılmalı bir çatı altında toplanmalıyız der. Dilde birlik, işte birlik, fikirde birlik olunmalı der. TURAN BİRLİĞİ’ni bir mefkûreye dönüştürür. Artık Turan’a giden yolun, bir aklı bir yol haritası vardır. Lakin bu birliğin olmazsa olmaz birinci şartı “DİL” dir. Diğerleri sonra gelmektedir. Bilimsel ve medeni bir harekettir bu hareket. Bir çocuğun terbiyesinde birinci derecede kadının rolü olduğuna inandığı için, kadının kültürlü ve bilgili olmasına önem verdiğini söylemiştir.

“Lütfen o yılların Osmanlı topraklarındaki Türk kadınını bir hayal edin. Neredeyse yok hükmünde. Peki, bize bu nereden geldi. Arap cahiliyesi döneminden kalma bidatlar üzerinden. O güzelim yiğit Türk kadını, resmen topluca katledildi. Bu konu uzun. Burada keseyim.”

Dolayısıyla ilk kez kız çocukları da eğitim ve öğretim hayatının içine almıştır. Maalesef Osmanlı Devleti topraklarında değil, Rus devletinin toprakları içindeki Müslüman Türk halkı içindeki kız çocukları. Ayrıca Türkistan’ın tamamında ve Uygur Türklerinin yaşadığı yerlerde.

Ceditçiliğin öncü kadrosu olarak;

ABDÜLNASIR KURSAVİ (1770-1814)
ŞİHABETTİN MERCANİ (1815-1889)
ABDUL KAYYUM NASIR (1824-1907)
HÜSEYİN FEYİZ HANİ (1826-1886) sayılabilir.

Bu yeni nesil eğitim sistemi, ULUG BEY, ALİ ŞİR NEVAİ, FARABİ gibi âlimlerin fikirlerinden istifade edilmiş bir yenilik hareketidir. Benim de Türkistan’ın kayıp aydınlanması adlı 70 bölümlük yazı dizisine hangi gözle baktığımın anlaşılması adına yakın tarihte gerçekleşmiş çok ama çok önemli bir hareketin çıkış noktasıdır. Türkistanlı Türk âlimler. Benim durduğum yer ile Gaspıralı İsmail ve arkadaşları aynı yerdedir. Onun için bu yazıyı yazı dizisi bittikten sonra yayınlama kararı aldım. Konumuza dönelim.

Usul-ü Cedit hareketine göre “Ezberci eğitim” eğitim değildir. Eğitim sırasında öğrencilerin soru sorma teknikleri ve cevapları kontrol etme becerisi gereklidir. İlk “Usul-ü Cedit” okulu 1884 yılında açılmış ve bizzat Gaspıralı’nın hazırladığı, hızlı okuma öğreten kitaplar kullanılmıştır. Bu okullara özel olarak seçilen öğretmenler ilk okuma faaliyetini heceleme yerine fonetik usulle gerçekleştirmişlerdir. Daha sonraki yıllarda Türkistan’da ilk Cedit okulları 1897 Andican, 1898 de Semerkant ve Tokmuk’ta açılmıştır.

Gaspıralı, “Rehberi Muallim” adlı bir kitap neşrederek bu anlayıştaki okullarda öğretmenlik yapacak kişilere yol göstermiştir. Gaspıralı’nın 12 maddelik mektep kurallarında eğitim ve ögretim anlayışının izleri görülür.

“Beş saatte beş türlü fenden ders işlemek ağır değildir. Fakat beş saat sadece bir ders ile meşgul olmak zihni bozar.”

Öğrencilere vurmaya, dövmeye ve hakaret etmeye hacet yoktur gibi maddeler içerir.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
1936 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.