logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-12

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-12

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-12

TİCARET

Türkistan’ın zenginliğinin ikinci kaynağı, uzun mesafeli ticarettir. Ulaşım ve Ticaret açısından bakıldığında Orta Asya bugün olduğu gibi tarih boyunca merkezi bir konumda olmuştur. Uzun mesafeleri aşmak için ise araç icat etmişlerdi. Bu icadı M.Ö. 8.asırda yaptılar. Bu dönemden önce tekerlek yaygın olmakla birlikte daha çok savaş arabaları ve kağnılar da kullanılıyordu. Develer ise yük taşımak içindi.

M. Ö. ilk 2 bin yılda, atlı süvarilerin yaygınlaşmasıyla savaş arabaları artık kullanılmaz oldu. Bu süreçte tekerlek yerini deveye bıraktı. Bölgenin coğrafi koşullarında deve, mal ve insan taşımacılığının vazgeçilmez aracı oldu. Bunu gören orta doğulu Araplar Hecin Devesi türünde tek hörgüçlü deve yetiştirmeye başladılar. Oysa Orta Asya’daki Türkler ve diğer unsurlar Baktriya Devesi adından çift hörgüçlü olan dayanıklı bir deve ile çok uzak mesafelere mal gönderiyorlardı. Ayrıca bu deve soğuğa da dayanıklı idi. Baktriya Devesi 225 kg. ortalama mal taşıdığı için bin develik bir kervan 225 ton mal taşımış oluyordu. Dünyanın bilinen ilk lojistik taşıma işinde de yine başrol Türklerindir.

Hep soruyorum ya bize ne oldu da bu hale geldik?

Ticaret için genelde kiloda hafif, pahada ağır olan mallar seçilirdi. M. Ö 3.500’lü yıllarda Avrasya’daki en karlı ticaret Afganistan’da çıkan parlak lacivert taş işi idi. Bölgede yeşim taşı, zümrüt, altın, bakır, lacivert taş gibi kâr payı yüksek ürünler vardı. Bu madenlerin ihracatı bölgeye çok büyük zenginlik getirdi.

Orta Asya Türkistan’ındaki tüccarlar Hindistan, Çin, Ortadoğu ve civarına kadar olan her bölgeye mal götürüyorlardı. Bölgedeki atölyeler ful çalışırdı. Dönüşte ise gidilen yere ait olan mallarda ithal edilirdi Ayrıca bölgedeki nehirlerde taşımacılıkta kullanılıyordu. Kazakistan’ın Otrar şehrinde bir müzede muhafaza edilen 6 metre uzunluğunda bir nakliyat teknesi sergilenmektedir.

Böylesi girift ve çok büyük ticareti anlamayan bir Alman Coğrafyacı (1833-1905) Baron Ferdinand Von Richtoven bu yollara İpek Yolu demiştir ve hata etmiştir. Bölgede sadece ipek ticareti yoktu ki. M.Ö. 100’den. M.S. 1500’e kadar bu güzergahtan batıya ipek getirdiği doğru. Lakin gelen sadece ipek değildi. Ayrıca önce Çin’den ipek alıp satan Türkler zamanla ki bu kısa bir zaman içinde 10. asırda Merv şehrinde ipek üretip batıya ihraç eden ana üretici idi. Hatta “İpek Üreticiliği Enstitüsü” bile kurmuşlardı.

Bu kıtalar arası karmaşık ticaret aynı zamanda Türkistan’ın ve Türklerin kültürlerini de şekillendirmiş hiç kuşkusuz.

1-Tiçari mal deposu sayılabilecek kentler ortaya çıkarmışlar.
2-Uzak diyarlarla bağlantısı olan profesyonel tüccarlar ortaya çıkarmışlar.
3-Yüksek kalitede üretim yapan mahalli sanayi ve üretim merkezlerinin üzerine inşa edilmiş ihracat odaklı ekonominin gelişmesini sağlamışlar.

Kimler? Türkler!

Hani Türker sadece savaş bilirdi. Dış Ticareti dünyada ilk kuran ve uygulayan yine Türklerdir. Yukarıda belirtilen Alman Baron 19.asır ve 20.asırda yaşamış o bile bugün bile anlamakta zorluk çekmiş. Varın siz hesabı yapın.

Dış ticaret için kaliteli ürün ve üretim, yabancı dil bilmek, lojistik ve uluslararası para gibi tüm donanıma sahip idi Türkler.

Lakin bizim bunlardan hiç haberimiz yoktu?

Biz Türkler zaten eskiden beri zengin ve akıllı idik.        

Büyük bir mefkûremiz her daim vardı. Biz buralara gelip de zengin olmadık.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
1119 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.