logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-15

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-15

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-15

Söz konusu Türkistan olunca “atlar” içinde bir başlık açmak gerekiyor. Atlar insanlık tarihi için bir dönüm noktası olduğu gerçeği hiç unutulmamalıdır.

Atlar; ilk önce koşum hayvanı daha sonra ise binek hayvanı olarak kullanılmıştır. Bir rivayet M.Ö. 1000 yılında, bir diğer rivayet ise. M.Ö. 3500’de ilk kez Kazakistan’ın Astana şehrine işaret eder. Tarihte ilk kez Atı ehlileştiren ve sosyal hayatın içine alan Türklerdir. Ayrıca atın üstüne ilk üzengiyi koyarak hem savaş alanında hem de uzun mesafeleri kat etmede kullanan da yine Türklerdir.

Tabii bu keşif ve üstünlük, 19. asırda bulunan buharlı gemiler ne ise o tarihte de Türkler için aynı gücü ifade etmektedir. Başta Çin devleti olmak üzere tüm dünya, at ihraç ederek hem ekonomik değer üretmişiz hem de kültürel bir üstünlük sağlamışız.

At, Türk töresinde bir başka değeri de ifade etmektedir.

Örneğin “devlet atı” terimini ilk kez kullanan kişi Büyük Hun İmparatoru Mete Han’dır. Bu bilgiye Mete Han ile Moğol hükümdarı arasında geçen yazışmalarda görmekteyiz. Bahattin ÖGEL hocanın “Hun İmparatorluğu” kitabında şöyle yazar: “O tarihte öyle atlar vardı ki 1000 km. mesafeyi gidebilen atlar vardı.

Çinliler, ilk kez atı hayatlarının içine alırlar. Fakat bir türlü istenilen şekilde kullanamazlar. Bir bakarlar ki Türkler atın üstünde ters oturarak bile ok atabiliyor. Oysa Çin askeri bırak tersi, düz olarak bile bu eylemi başaramazdı. Sonra hatalarını gördüler. Çünkü Türkler dayanıklı kumaşlardan pantolon yaparlar ve onları at üzerinde giyerlerdi. Oysa Çin askeri ipek pantolon ve şalvar tipinde alt giysiler giyerdi. Bu pantolonlar hem çabuk yırtılır hem de hareket kabiliyetini kısıtlardı. Bunu yıllar sonra fark ederler ve ondan sonra Türk tipi pantolon giymeye başlarlar.

Tabi burada bir gerçek daha öne çıkar.

Hun Devleti zamanında bazı Türk beyleri esir alınır. Bu süreçte Çin devletinin askeri kurmaylığına bu Türk beyleri getirilirdi. Çünkü Çin’de hem güzel kadın hem bol para hem de sefahat âlemi çoktur.

İnsani zaafları kullanmada Çinlilerin mahareti de tartışılmaz.

O tarihin Asya’nın en büyük gücü Çin’i zaman zaman vergiye bağlasak da, zafiyet gösteren Türk kurmay askerleri zamanla Çin ile Hun devletinin eşitlenmesini sağlamıştır.

Bir diğer tarihi gerçekte şudur;

M.Ö. ki tarihlerden itibaren Asya’da tek ve yekpare bir Çin devleti yoktu. Federatif yapılar vardı. Daha çok kendi iç savaş ve iktidarları ile meşguldüler. Çin devletini ilk kez kuran ve bir araya toplayan Türk soylu “Çu Hanedanı”dır ve tam 1000 yıl yönetmişlerdir. Bunu kadim Çin tarihi iyi bilir. Hatta bugün bile Çu soyundan gelmek Çin içinde bir imtiyazdır. Maalesef Çinleşmişlerdir.

Bugünü anlamada tarih bilginiz ve aklınız yok ise ne yazık ki savrulmaya, kullanılmaya, esir olmaya, kompleks duymaya, hatta ne idiğü belirsiz biri olmaya mahkumsunuz demektir.

Türklük bir ırkı kutsamanın çok ötesinde bir kültürün, bir aklın, bir ferasetin, bir geleceğin, hatta Varlık inancına gitmede bir rehberdir.

Yeri gelmişken bir noktaya da işaret etmek isterim.

Roma Devleti’ni ilk kuranlar da Etrüks Türkleridir. Batının övüncü olan en büyük devletinde temelinde Türkler yatar.

Bugünkü Rusya’nın da kuruluşu Timur’un “Altınordu Devleti” ni yıkması sonrası hayata geçtiği bir diğer gerçektir. Yıl 1460 ne yakın bir zaman değil mi?

Tüm bunların nasıl olduğu ise çok acı bir gerçeği önümüze koymaktadır.

Türk töresini, Türk dilini ve Türk Kültürünü kaybetmiş tüm unsurlar zamanla yok olmuştur.

Bugün dört elle sarılmamız gereken bu değerlerimizi kaybetmemektir.

Devletimizin kıymetini her zaman bilmeli ve sahip çıkmalıyız.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
1144 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.