logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-37

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-37

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-37

Muhammed el-Buhari

9. asrın başında, doğudaki İslam âlemine göre Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ait olduğu söylenen on binlerce hadis ortalarda dolaşıyordu. İbni Hanbel’in 29 bin, Buhari’nin ise 75 bin hadisi ezbere biliyor iddiası ortalarda dolaşıyordu. Benzer şekilde 75 bin Ravi ile görüşülmüş ve kaynakları sorgulanmıştır. Bunlar elenip derlenmeliydi. İşte bunlardan en önemlisi Buhari’nin çalışmalarıdır.

Buharalı Muhammed (Buhari) küçük yaşta yetim kalacaktır. Annesi ve biraderi ile birlikte oturur. 7, 8 yaşlarında Kuranı Kerimi hıfz eder yani ezberler. Babasından hayli yüklü bir miras kalmıştır. 16 yaşında annesi ve biraderi ile hacca gider. Sonraki bir kaç seneyi de Arabistan’da geçirir. O devrin hadis toplayıcıları ile vakit geçirir. Sonraki 16 sene Buhari hep seyahat eder. Hadis toplar. Binlerce Ravi ile görüşür ve ardından Sahihi Buhari’yi kaleme alır. Hayatının son 20 senesini de Nişabur’daki ve Buhara’daki talebelerine ayırır. Bu dönemde de sıkça seyahat eder ve kitabı için hadis toplar.

Orta çağda yaşayan bir biyografi yazarı, farklı meclislerine katılanların 90 binden fazla kişi olduğunu yazar. Okçuluğa olan tutkusu dışında Buhari hiç evlenmeyecek ve resmi yetkililerle hiç temas kurmayacaktır. Ömrünün tamamını bu işe adamış birisiydi. O devrin hadisçileri ve hadis toplayıcıları tarafından “niçin hepsini almıyorsun diye” çok eleştirilmiştir. Oysa Buhari eserinde toplamda 7250 hadisi yazmıştır. Buhari’nin talebelerinden olan Ebul Hüseyin Müslim ve Hâkim Tirmizi de hocaları ile aynı yolu izlemiştir.

Bu üç büyük âlim de Türk’tür. Ne büyük bir mücadele değil mi?

Türk milleti sadece savaş meydanlarında değil aynı zamanda ilim ve irfan yolunda da İslam’ın hizmetinde olmuş. Bugünkü Müslüman Türk evlatları için, ne büyük onur ve gurur! Allah’a hamd olsun ve binlerce şükürler olsun.

Buhari, ta başından beri görüştüğü Ravi’ler (hadisleri nakleden kişiler) konusunda son derece titiz davranmıştır.

Buhari’nin başlattığı bu ekol şu açıdan da çok önemlidir. Sözlü kültür yerini artık yazılı kültüre bırakmıştır. Ayrıca bu yazılı kültür önce Türkistan’daki Müslüman halkları daha sonra Arap İslam âlemini top yekûn etkileyecektir.

Tabii burada bir sosyolojik durum var. Kur’an’ın dışında ilk hadis kitabı ortaya çıkınca, insanlar kendi içinde zor anlar yaşamışlardı. Çünkü hadisler aynı zamanda sosyal hayatın kurallarını yani şeriatla ilgili hükümleri de içermekteydi. Bu kolay anlaşılabilir durumdan birçok insan rahatsızdı.

Samani medeniyetinin 10. asrın ikinci çeyreğinde zirveye ulaştığı esnada Buhari’nin en büyük destekçilerinden biri olan Semerkandlı Muahmmed Ebu Mansur el-Maturidi (853-944) bir dizi reddiye kaleme almıştır. Kimlere karşı? Mutezile’ye Şia’ya, İsmaililere ve sapkın felsefecileri yerden yere vuruyordu. Maturidi o kadar etkin idi ki bırakın Orta Asya’yı, Doğu Asya’yı, Kuzey Afrika’yı ve daha birçok ülkedeki milyonlarca Müslümanı çok derinden etkilemiş bir İslam âlimidir.

Nedense bugün Türkiye’deki Müslümanların bir çoğunun bu âlimden hiç haberi yok! Niye acaba?

Bu sorunun cevabını bulduğumuz gün Allah (c.c.)’ın izni ile Türk İslam Medeniyeti yeniden ayağa kalkacak ve insanlığın yeniden umudu olacaktır.

Konumuza geri döndüğümüzde Maturidi sadece o devrin değil sonrasında da Arap İslam dünyasının dışındaki tüm İslam âlemini etkiler.

Yazmış olduğu, Kitabı Tevhid ve Tevilatül Kur’an adlı eserleri tüm İslam âlemini etkilemiştir. Yazmış olduğu birçok eser de kayıptır. Bugün Kitabı Tevhid’in sadece bir orjinali vardır o da İngiltere de bir Üniversite Kütüphanesindedir.

Niye acaba o kitap orada?

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » »
881 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.