logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-48

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-48

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-48

Kaşgarlı Mahmud 2. Bölüm

Türk dillerindeki; Türk Kültürünü anlatan deyimler, vecizler, şiirler ve halk irfanını anlatan özlü sözler Arap harfleriyle yazılacak, ardından Arapçaya tercüme edilecekti. Bunlara ilaveten Kaşgari, çeşitli Türk boylarının ve bu boyların adetlerinin küçük resimlerini de sunacaktı. Hatta kitabın içine bir harita koyarak Türk boylarının nerede yaşadıklarını da gösterecekti.

Dîvânu Lugâti’t-Türk uzmanı olan Zürihli Andreas KAPLONY, Kaşgari’nin amacının Türk lehçelerini göstermekten daha çok ötesini yapmak istemediydi der. Kaşgari, bütün Türk lehçelerinin öğrenilmesini sağlamak üzere bu kitabı yazmıştır ve bir metot sunmuştur. Bu çok önemlidir. Önce kendi lehçesi Hakaniye ile işe başlamıştır. Sonra diğer dillere geçmek için okura, uygulanacak fonetik ve morfolojik kuralları vermekte ve bu kuralların istisnalarını yani falanca boyda kullanılan kelimeleri göstermektedir. Verdiği bütün örnekleri ezberleyen ve kuralları uygulayan birisi Türk dilini anlayabilirdi demektedir. Kaplony, kitaba şöyle başlar. Kaşgari “Türklerin kentlerini ve bozkırlarını gezdim. Lehçelerini ve şiirlerini örgendim. Ayrıca dil konusunda aralarında en mükemmel olanı, konuşma konusunda da aralarında en belagat sahibi olan benim. En iyi tahsili görmüş, şeceresi en uzun olan ve mızrak atmada en hünerli olan benim. Bu sebeple her bir grubun şivesini mükemmel bir şekilde seçtim. Ve bu şiveleri iyi bir düzen dâhilinde yazılmış bu kitap da yer verdim.”

Ardından şöyle diyor Kaşgari: Bu kitabı yazar iken Tanrı’nın kendisine yardım ettiğini söyler.

Bu eseri (ebedi bir abide ve sonsuz bir hazine) olacak bir hazinedir diyor. Günümüz yayınlarının hiç birisinin önsözü bin sene önce, yazarın kendisi tarafından yayınlanmış bu eserin önsözünün üstüne çıkamaz.

Kaşgarlı’nın bu özgüveni fıtratından geliyordu. Ailesi bugünkü Kırgızistan’daki Issık Gölünün çorak güneybatısındaki Barsgan kentindeydi. Kent hem zengin hem kültürlü idi. Babası kentin yönetimindeydi. Karahanlı boyuyla akraba oldukları için babası Karahanlı Devletinin başkenti Kaşgar’da nüfuzlu bir göreve getirilmiştir. Kaşgarlı Mahmud burada doğmuş ve büyümüştür.

Kadim Kaşgar kenti tüm yerlerin kavşak noktasındaydı. Vahaların en güzeliydi bu şehir.

Kaşgarlı Mahmud şimdiki adı Vumar olan bir kasabada gömülecekti. Türbesi ziyarete açıktır.

Mahmud’un babasının Kaşgar’a taşınmasının sebebi kadim Budizm, Nasturi Hristiyanlık, Manihaizm ve Museviliğin merkezine Müslüman olan Türk boylarının birliğinin ve devletin başkenti olmasıdır.

İşin garibi o dönemde bu devlete ne isim verildiği bilinmemektedir. Fakat 19.asırda Avrupalı tarihçiler bu devletin hükümdarlarına Karahanlılar ismini vermişlerdir. Ve bu isim artık yerleşmiştir.

Konumuz içerik itibarı ile Türkistan olduğu için böylesi önemli bir konuyu başlık olarak yazabildim. Oysa Kaşgarlı Mahmud ve eseri için binlerce yazı ve söz söylemek gerek Allah (c.c.) ondan razı olsun. Mekânı cennet olsun inşallah.

Türk Dili ve kültürü için yaptıkları hizmet kıyamete kadar, minnetle anılacak inşallah.

Dil olmaz ise kültür olmaz
Kültür olmaz ise kimlik olmaz
Kimlik olmaz ise haysiyet şeref olmaz
Dil bir milletin şerefidir ancak şerefini koruyan milletler dünyada ciddiye alınır.
Prof. Dr. Oktay SİNANOĞLU

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
852 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.