logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-53

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-53

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-53

Balasagun’un yoğun bir kent merkezi vardı. O kent merkezi de Şehristan’dır. 20 metre kalınlığa sahip olan yüksek surlar, yaklaşık 20 bin km. lik bir alanı kaplıyordu. Dikdörtgen şeklindeydi şehir. Orta Asya’da rastlanmayan bir şekilde başkentte bir hisar yoktu. Bunun sebebi Türklerin kuşatılandan ziyade kuşatan olmalarıydı. 2.5 km. dışarıda Rabat adı verilen ticaret bölgesini koruyan ikinci bir sur var idi. Muhtemelen bunun ötesinde 3.surlarda yer alıyordu. Bu dış halka bölgesinde en az, yarı kent sayılabilecek 5 bina bulunuyordu.

Yüksek duvarları olan bu binaların içinde onlarca oda ve uzunlukları 30 metreyi bulan koridorlar mevcuttu. Sürekli akan su, hamamlar ve alttan ısıtmalı sistem sayesinde bu çok katlı binalar, modern standartlara göre bile büyük rahatlık sağlıyordu.

Binlerce yıl önce suyu ve suyun yönetimini bilen bir millet idik. Oysa dünyanın geri kalan tüm milletleri su ve hijyen konusunda yok mesabesinde idiler. Çinliler mi, Hintliler mi. Avrupalıların mı, Afrikalılar mı, Araplar mı? Bugün bile bu toplumların hijyenligi tartışılır. Bırakın bin sene öncesini. Bu mümtaz milletten olamayanlara ve ağzına Türk milleti kelimesini, alamayanlara hatırlatmak istedim!

Uzmanlar uzun zamandır uzun silindir şeklindeki kulelerin yani minarelerin; Orta Asya ve Afganistan’da ortaya çıktığını ve buradan da doğuda Hindistan’a, batıda ise sonraları İran’a ve Osmanlı İmparatorluğunda yayıldığını bildirmektedir. Buyurun yine bir ilk öncü hareket Türk milletinden.

Eskiden müezzinler ezan okumak için farklı yerler kullanmaktaydı. Arabistan’da çatıda, Şam’da ise kulelerde, Emeviler’de ve Kuzey Afrikalılar’da ise camilerin dış duvarlarına yapılmış kulelerde ezan okunmakta idi.

Karahanlılar yükselişe geçmesinden hemen önce Türkistanlılar daha cesur bir yol izliyordu. Temeli olmayan ince sütunlu minareler inşa etmişlerdi. Âlimler bölgede bu tarzda inşa edilmiş en az 60 tane yapı tespit etmişlerdi. Bunların arasında en iyi bilinen mağrur ve meşum Kalyan Minaresidir.

Buhara’da 1127’de inşa edilen bu minare, aynı zamanda mahalli idarecilerin infaz yeri olarak da kullandıkları yer olarak tespit edilmiştir.

Yeterince bilinmeyen bir nokta bunların en eskilerinin çoğunun Karahanlılar döneminde yapılmış olmasıdır ve diğerlerinin maliyetlerinin neredeyse tamamının maliyetlerini ya Karahanlılar ya da Afganistan ve Hindistan’daki Gazneliler karşılamıştır. Yine Türkistan’ın diğer bölgeleri ile İran’ın batı bölgelerindeki bu minare inşaat maliyetlerini, Selçuklu devleti karşılamıştır.. Buhara, Vabkent, Uzkent, Balasagun’daki ve birçok yerdeki kulelerin Karahanlılar döneminde yapıldığı kesindir.

Bu yapılmış minare kulelerden sadece bir tanesi “Çam Minaresi” Türklere ait değildir. 1886 yılında keşfedilen Çam Minaresi 65 metre uzunluğundadır. Bu büyük minare, Gaznelileri yenen İrani Gurlular tarafından yaptırılmıştır.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » »
780 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.