logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-55

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-55

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-55

Kutadgu Bilig

Yusuf Has Hacip’in kitabı “Kutadgu Bilig” Farsça ve Arapçadaki “sultanlar için aynalar/yansımalar” geleneğinin bir örneğidir. Fakat esasında Hacip, çok daha zengin olan alegorik, etik, politik ve dini konuları işlemek için hikayeyi bir araç olarak kullanmıştır.

“Gündoğdu” diye adlandırdığı hükümdar adaleti temsil etmektedir. Zira güneş sürekli ve sabittir. “Dolunay” adlı ilk vezir bir anda artıp eksilebilecek olan serveti sembolize etmektedir. “Övülmüş” isimli hükümdara en tepedekilerden hizmetçilere ve dilencilere kadar hükümdara nasıl davranması gerektiğini anlatan, tavsiyeler veren ilim ve irfan sahibi ikinci vezirdir. Anlayışlıdır. Son olarak “Uyanmış” adını verdiği münzevi ise bir derviş gibi fâniliğin ve bakiliğin ayırdına varmış kişidir.

Yusuf Has Hacip bu alegorik şahsiyetlerin karmaşık karşılıklı etkilenişlerini manzum bir şekilde anlatmaktadır. Firdevsi’nin Şehnamesinden öğrendiği hece veznini ilk defa Türki bir lehçeye uygulamıştır.

Yusuf Has Hacip’in Türkçe üzerindeki yenilikçi rolü, Ghaucer’in İngilizcedeki, Dante’nin İtalyancadaki ve Luther’in Almancadaki rolü ile benzeşmektedir.

Yusuf Has Hacip veziri hükümdarın dolayısıyla toplumun kayıtsız şartsız destekçisi olarak göstermektedir. Soylular, ordu ve hukuk (dini) vardı ama bunların hiçbirisi toplumun barış ve emniyet içinde yaşamasını temin edemezdi. Sadece ehil ve zinde vezirin varlığı sayesinde hükümdar etkin bir yönetim sergileyebilir ve toplum güçlenebilirdi. Vezirin adı övülmüş olabilirdi. Ama aslında insanoğlunun birlikte varoluşunun temel direğini oluşturmaktaydı.

Hacip uyanmışa, öteki dünyanın bu dünyada kazanıldığını söylüyordu. Sonunda iki kardeşten biri olan övülmüş (vezir) haklı çıkıyordu. Hem de tasavvufun çürüyen bir kent hayatına karşı Türki dünyada yer etmeye başladığı bir zamanda. Kutadgu Bilig kitabı kenti açıkça münzevinin mağarasının cazibesine karşı savunarak, Bir medeniyet manifestosu sunmuş oluyordu. Uyanmış (kardeş vezir) tutkuyu, yoğunluğu ve kalbin sesini dikkate alırken, övülmüş aklı esas alarak konuşuyordu. Bu gerçeklik Kutadgu Bilig’e ilginç bir muğlaklık katmıştır.

1070’de ya da bu tarihten hemen sonra Yusuf Has Hacip eserini Kaşgar’daki Karahanlı hükümdarına sunmuştu. Metni Hakana okuduktan sonra Hacip (baş katio, mabeyinci) unvanını almış ve kendisine yüksek bir maaş bağlanmıştır. Eserini tamamlamış olan Kaşgarlı Mahmud 97 yaşındayken 1102’de öldüğüne göre bu ikilinin tanışmış olmaları neredeyse kesin gibidir. Her ikisi de çok büyük itibar görmüşlerdir.

Maalesef bu büyük âlimlerin ve şairlerin başlattığı Türki dillerinin ve kültürlerinin yeşerme süreci devam edememiştir. Her ikisine de hamilik eden Hakan’ın adı İbrahim Tamgaç Uluğ Buğra’dır. Hakanın vefatı sonrası bu kültürel faaliyetler azalmış ve zamanla bitmiştir. Artık Karahanlı döneminin sonuna gelinmekteydi.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » »
810 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.