logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-57

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-57

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-57

Gazneli Mahmud

1006 yılından itibaren Gazneli Mahmud hayatını savaşmaya adamıştır. Ölene kadar (1030 yılına kadar) at üstünden hiç inmemiş, sadece yazlık ve kışlık saraylarının yapımını denetlemek için savaşa ara vermişti.

Gazneli Mahmud, sürekli savaşabilmesi için; servetini ve ordusundaki bölükleri idare edebilecek ve isyanları daha başlamadan bitirecek güvenilir bir yönetim sistemine ve idari yapıya ihtiyacı vardı. Bunu iki yönetim modeli sayesinde başarmıştı. Birincisi yukarıdan aşağıya doğru bir kontrolün güçlü bir vezir eliyle sağlanması, ikincisi ise yerelde etkili temsilcileri görevlendirme olarak görebiliriz. Kendisi de Halifeliğe bağlılığını göstermişse de bu sadece şeklen olmuştur. Çünkü Mahmud kendisine 998 yılında o güne kadar hiç kullanılmayan Sultan unvanını vermişti.

Mahmud’un sisteminin devamı için, Sultanın kendisi hariç, olmazsa olmaz unsur, en çok güvenilir destekçilerinden oluşan bir heyettir. Bu heyette her türlü danışmanlık veriliyordu ve son kararı Sultan veriyordu. Mahmud’un isteklerini ülke topraklarında imparatorluğa tabi olmuş olan liderlerle anlaşma yaparak uyguluyorlardı. Heyet kadim Türk devletlerinin olmazsa olmazıdır. Heyete destek olan etkili bir posta sistemi vardı. Sadece resmi yazışmalar için kullanılan bu posta sistemi aynı zamanda merkezde alınan kararların dürüstçe uygulanıp uygulanmadığını teftiş eden ve ihlalleri cezalandıran geniş bir casus ağıydı. Son olarak tebaasının gayretlerinden memnun kalmasını sağlamak için Mahmud, resmi bir kâtip ve baş propagandist görevlendirmişti. Bu kişi sürekli olarak halka olayları Mahmud’un istediği şekilde anlatmaktaydı.

Halifelik ve Samanilerden farklı olarak Gazneli Mahmud’un gayesi ordusunu beslemekti. Bunun için sürekli tedarik, gıda ve on binlerce askeri sahada ödüllendirmek gerekiyordu. Ayrıca Mahmud’un en gözde askerlerinden olan filleri de beslemek ve bakımlarını yapmak lazımdı. Bunların eğitimleri için Hintli fil terbiyecileri vardı.

Mahmud’un ana gayesi ve hedefi; Kendisini “ALLAH’ın yeryüzündeki gölgesi (Zilullah-i Fil Arz)” olarak görüyordu. Kur’an-ı hıfzettiğini ve fıkıh üzerine bir kitap yazdığı da söylenir. Katı bir Sünni inanca sahipti. Dolayısıyla Sünni İslam’ın davasının mücadelesini vermişti. Türk milletinin tarihi bu mücadele ile doludur. Karahanlılar da aynı dava için mücadele vermiştir. Lakin Gazneli Mahmud çok daha serttir.

Daha önceki Orta Asya Türk devletleri, genelde ticareti teşvik eder ve daha sonra bundan alacağı vergiyi hesaplardı. Mahmud ise genelde fethettiği topraklardan aldığı vergi üzerine ekonomisini inşa etmişti. Ayrıca Hindistan seferlerinde çok büyük ganimet de elde etmişti ve iyi bir gelir kapısı idi.

986 senesinde İndus Vadisine düzenlediği ilk seferinden itibaren hem iyi bir gelir elde etmek, hem de İslam’ı bu topraklara taşımaktı gayesi.

O devrin Vakanüvislerinin kayıtlarında her savaş sonunda 50 bin kişinin öldüğü yazılmıştır.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » »
752 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.