logo

Bir Yerlerde Birilerine Hep Yazık Oluyor

Mine GÜLŞEN

Mine GÜLŞEN
mine_2763@hotmail.com
Bir Yerlerde Birilerine Hep Yazık Oluyor

İnsanın her şeyi, layıkıyla hak ettiğini yaşadığı bir hayat yok.
Bir yerlerde birilerine hep yazık oluyor.
Bir yerlerde hep birilerinin hakkı çiğneniyor.
Bir yerlerde hep birileri istemediği şeylere mecburen katlanıyor.
Yaşamak güzel ama birileri bunu hep zorlaştırıyor, kendilerine de bize de!

Olan olur üzülürsünüz, içiniz burkulur ama anlamazlar hislerinizi, anlamazlar gerçekleri.
Boşuna anlatmakla heba etmeyin kendinizi.
Aynı yere aynı pencereden bakmak, aynı şekilde görmek demek değildir. 
Gözle görülen aynıdır da gönüllerin gördüğü bambaşkadır çoğu zaman.

Birileri bir yerlerde çaresizdir ama kimse koymaz kendini başkasının yerine.
Herkes sanır ki kalacak herkes kendi yerinde.
Ne bu devran durur hep yerinde, ne insan kalır hep aynı kararda, aynı kaderde.

Bakarsın, kiminin meramı alaya alınır,
Kiminin derdi de, “buda dert mi?” diye hafife alınır. 
Karınca’nın yükü Karınca’ya dağdır ama Fil’e göre bir hiçtir.!
Zaten insan da hissettiğini hissettirmekte acizdir.
Kendi yükümüz, acımız, sevincimiz biriciktir, önemlidir, ağırdır.
Ama bir başkasının yükü diğerine “o da bir şey midir ki!”

En güzeli yapan hep bizizdir
En acısı bizim acımızdır, en ağır yük bizimkidir.

Başkası mı?
Başkasını takdir ederken sesimiz kısık, tenkitte ise oldukça cömertizdir!

İnsanız işte, hepimizde var şu olmamasını temenni ettiğimiz.
Ama var olan ve sevilmeyen hasletler

Hani, hiç bir şey dışardan göründüğü gibi değil deriz ya!
Deriz ama her şeyi de dışardan görüldüğü gibi algılar, öyle de yargılarız!

Neyse demem o ki kendinizi insana ispatlamak için paralamayın.
Acınızı, sevincinizi, gamınızı, neşenizi savurmayın ortalara.
Onlar sizin kıymetlileriniz.
Onlar, sizi siz yapan nimetleriniz. 
Düştükçe öğrendikleriniz, yüklendikçe gamı kederi, kemale erdikleriniz.

Siz, sizi en çok sevene, “istediğin vakit gel, istediğini iste, daim seninleyim” diyene veriniz gönlünüzü.
Bakın göreceksiniz o vakit nasıl huzura ereceksiniz.

Kim ne demiş,
Kim beni sevmiş,
Kim varmış, kim yokmuş.
Geçelim bu amaçsız, sonuçsuz, faydasız nefsani duyguları!

Biz, bizi bizden iyi bilene, ne olursa olsun bizden bıkmayana, vazgeçmeyene meyledelim.
O vakit biz nefsimize değil, nefis bize,
Biz dünyaya değil, kâinat emrimize âmâde olacaktır.
Hem malum, hem meçhul, 
Hem soyut, hem somut tüm varlıklarıyla.

Mine GÜLŞEN

485 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Önce kanat taktılar, sonra onları kırdılar

    15 Nisan 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Soru/Yorum, Tüm Manşetler

    Bazen kör, sağır, hissiz ve unutkan olmak istersin.Bazen, bazı yerlerden geçmemiş, bazı insanları hiç tanımamış,Bazı şeyleri yaşamamış, bazen de dünyaya hiç gelmemiş olmak istersin.Sanırım henüz ölmüyoruz ama ne tezattır ki yaşamıyoruz da… Çok şey geliyor dilime, çok şey geçti içimden, gözümden.Sonra "neyse neyse” deyip içime atıyorum hepsini.Anlatsak da bir anlatmasak da.Olsa da boş olmasa da artık bazı şeyler. İnsansızlık çekiyoruz efendim, insansızlık.Tek ve onulmaz, kanayan yara; insansızlık.Sanırım bu kahır ve bu yalnızlık öldürecek...
  • El alem ne der diye yaşamak

    15 Nisan 2025 Aile, Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Sivil Toplum, Tüm Manşetler

    Yazılı ve sözlü kurallar hayatı idame ettirme ve sosyal bilinç açısından önemlidir fakat hangi bilincin ürünü olduğunu bilmediğimiz örf ve adetlerimizin de bir kısmına yazılı kanun gibi sıkı sıkıya bağlanmanın ne denli doğru olduğunu düşünmekte fayda var. Birkaç örnekle açıklamak gerekirse; - Yaklaşık 20 yıl öncesine kadar, yuva kuran genç kızlarımıza uygulanan tarife; Gelinliğinle gidiyorsun, kefeninle çık. Kocadır döver de sever de (başkasını da sevebilir) sen kocana sahip çık, yuvayı dişi kuş yapar. - Eve misafir geldiğinde el öpm...
  • Gayretsiz Tevekkül Olmaz

    16 Mart 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Onlarca duygunun, binlerce kelimenin arasında kendimizi kaybettiğimiz, kendimize teşhis koyamadığımız zamanlarda, okuduğumuz bir cümle gelir ok gibi saplanır kalbimize. Sanki bizden önce birileri bizim yaşadıklarımızı yaşamış ve bizim duygularımızı dile dökmüştür. Kalan bütün edebi cümleler o an için anlamsızdır. Öyle ki idrak kapanır düşünme, algılama, karşılaştırma yetisini kullanmak istemez insan. Çünkü kolaydır acımızı bir başkasının tecrübesinin gölgesine saklamak. Duygu durumumuz değiştikçe isabet eden, yön veren cümlelerde elbette...
  • Acı geçer ama acı çekmiş olmak geçmez

    08 Ocak 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Fazla düşünmek öldürür, fakat düşünmemek daha fecidir. Ortası ise olayları, kavgaları, kargaşayı, anıları ve hatıraları yeterince, yerli yerince bırakmaktır. Elbette ki acı geçer ama acı çekmiş olmak geçmez. Çok irdelemek, çok peşine düşmek aynı düşüncelere veya bir olaya fazlaca saplanmak, takılıp kalmak sorunları çözmüyor, aksine daha fazla sorun yaratıyor. Daha geriden, daha sakin ve objektif bakıldığında zihin daha rahat seçip, daha doğru ayırt edebiliyor yaşamı ve olayları. Akabinde çoğu şey, hiç bir şey gibi geliyor. İnsanın gönlü ...