logo

HERKES HAKLI DA BİZ Mİ SUÇLUYUZ?

HERKES HAKLI DA BİZ Mİ SUÇLUYUZ?

Türkiye, son 25-30 senenin en büyük hayat pahalılığını yaşıyor. Eskiden de “enflasyonlar ve hayat pahalılığı” olurdu. Bu kadar kısa zamanda, böylesine birden hayat pahalılığı olmadı. Zaman içerisinde,  yavaş yavaş yüzdeliklerle ifade edilen pahalılıklar olurdu. Şimdi ise “her şey katlamalı,” iki katı, üç katı pahalılıklar üst üste geldi. “Döviz” iniyor, çıkıyor ama zamlar bütün hızıyla yükseliyor. Bu ne vicdansızlık, bu ne acımasızlık!

Bu konuyu bütün Türkiye konuşuyor. Televizyonlarda yorumculardan, ahkâm kesenlerden geçilmiyor. “Medyada” önüne gelen atıp tutuyor. Satıcıyı dinliyorsunuz, kendi açısından haklı. Üretici dinliyorsunuz, o da haklı. Toptancıları dinliyorsunuz, onlar da hakli. Muhalefeti dinliyorsunuz, onlar da haklı. Hükümeti dinliyorsunuz, onlar da kendi açısından haklı.

Savunmaya gelince herkes haklı

Ortada suçlanacak kimse yok. Katlamalı zamlar 2-3 günde bir ekleniyor ve devam ediyor. Herkes birbirini suçluyor ama gözle görülür bir suçlu yok. El altından birileri bu işi körüklüyor ama kimler olduğunu kimse bilmiyor. Siyası yönden muhalefet, “hükümeti suçluyor.” Hükümet yetkileri, “aleyhimize olacak bir şeyi niye yapalım?” diyorlar. Peki, bu zamları yapanlar kim veya kimler?

Eskiden bilinmeyen olayları, “derin devlet” deyip geçiştiriliyordu. Şimdi bu hayat pahalılığını neye bağlayacaklar? Evet, zam olur ama bu kadar “katlamalı zam,” hiç olur mu? Tekrar soruyorum, bu zamları yapanlar kimler? Mutfağımıza ve ekmeğimize göz dikenler kimler?

Hükümet üstü bir takım güçler mi var? Bilmediğimiz, anlamadığımız bir takın oyunlar mı oynanıyor!

“Kitle iletişimin” yaygın olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu “hayatı çekilmez hale getiren güçler” kimlerdir? Bu milletin bunları bilmeye hakkı vardır. “Komple teorileri” değil. “Küresel güçler,” deyip geçiştirmek değil. İşin içinde olanları, etkili yetkili kişiler çıkıp açık açık ortaya koymalı. Bu oyun nasıl bir oyundur, biz de bilelim artık!

5 kiloluk sıvı yağ, 35 TL den birden 110 TL ye yükseldiyse bu işin içinde bir iş var. İşçinin, memurun, emeklinin kısaca dar gelinin ekmeğiyle kimler oynuyor? Bırakın da mutfağımızda aşımızı gönül rahatlığıyla yiyelim. Ekmek işi, aş işi hiçbir şeye benzemez. Bu böyle gitmez. Herkes haklı da, vatandaş mı suçlu? Biz mi suçluyuz?

Hükümetin, gücü ve yetkisi olduğuna inanıyoruz. Bir an evvel bu yangın söndürülmeli. Kanunsa kanun, ceza ise ceza! Bugüne kadar yapılan güzel hizmetleri unutmadık, unutmayacağız da. Ancak, “ekmek ve aş” işi başka. Reise güveniyoruz. Onun yanındayız. Ondan başka bu işin üstesinden gelecek, ne bir lider, ne de siyasi bir kadro var?

Bütün bu tahribata rağmen hala “umudumuzu ve güvencemizi” koruyoruz.

Mustafa K.TOPALOĞLU

283 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.