logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-63

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-63

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-63

BİRUNİ

Bazen bazı şeylerin kıymeti, yokluklarında daha iyi anlaşılır. Kadim zamanlardan beri matematik, gök bilimi, tıp ve doğa bilimleri Türkistanlıların ilgisini celp etmiştir.

Hindistan ve batı ile olan sürekli temasın sonucunda ortaya çıkan verimlilik ile bölgenin en zeki kimseleri bu farklı gelenekleri karşılaştırmadan ve yüzleştirmeden ve de her biri kısmen aydınlanmayı getiren derin hakikatlerin arayışına girmeden duramazlardı. Aydın yetkililer, şöhretlerini; böylesi düşünürlere verdikleri desteğe borçlulardır.

Hal böyle olunca Mahmud’un tüm bunları ihmal etmiş olması daha çarpıcıdır. Memun, Harezm’deki sarayından getirmeye çalıştığı birçok mucit ve bilim adamını bir araya getirmeyi başaramamıştır. Elindeki en büyük Hazerfan Biruni’dir. Mahmud dönemi, Türkistan’daki aydınlanma çağının entelektüel çeşitliliğin en aza indiği dönemdir. Ancak elinde Biruni gibi bir büyük Hazerfan olunca çok şey demekti. Tam 30 yılını Mahmud’un ülkesinde geçiren Biruni, sanki tek başına bilimler akademisi gibiydi. Bilinen 180 eserini bu dönemde yazmıştır.

Biruni Gazne’ye hür iradesi ile gitmişti. Biruni için Hindistan ve oradaki gök bilimcilerin ve matematikçilerin varlığı çok önemliydi. Arapça yazılmış eserleri çok önemsiyordu. İbni Sina kadim Yunan bilim adamlarına hayranlık duyardı. Oysa onun için Hindistan çok şeydi. El Asar’da, Hint takvim sistemi ve tarihi hakkında kendisine bilgi verecek güvenilir bir kaynak bulamamış olmasından yakınmıştı. Mahmud’un Hindistan seferleri Biruni’ye kapıları ardına kadar açmıştı.

Biruni tam 13 sene kalacağı Hindistan’a yola çıkmıştı. Lahor’da mukim olan Biruni araştırma yapmak maksadıyla Sind’e iki defa seyahat etmiştir. Aynı zamanda kuzeydeki bölgelere de keşif yapmak amaçlı gitmişti. Keşmir’i de iyice öğrenmişti. İlme aç olan Biruni, seyahatlerinde kervan dolusu not ve bilimsel ekipmanla birlikte seyahat ederken tasvir edilmekteydi. Saha araştırmasının sonucu olarak ortaya çıkan 160 risale ve 20 kitaptan sadece birkaçı günümüze ulaşmıştır. Ancak başlıklarından hidroloji, matematik, gök bilimi, coğrafya, tıp, ilahiyat, geometri, jeoloji, mineraloji, antropoloji, jeodezi ve farmakoloji gibi çok çeşitli alanlarda yazılmış oldukları anlaşılmaktadır. Bu alanların her birinde çığır açıcı araştırmalar yapmış, süreç esnasında sağırlığın tıbbi tedavisi, yeryüzünün yarıçapıyla çevresi ve artezyen kuyularının hidrostatiği gibi muhtelif konularda yenilikçi teoriler ortaya atmıştır.

Modern bilim adamları gibi Biruni bütün çalışmalarında doğanın çeşitli olayları için rakamları ve ölçüm yapmayı ilke edinmiştir. Biruni’den başkası şu cümleleri yazamazdı; “çiçeklerin hususiyetleri arasında çok çarpıcı bir vaka söz konusudur. Anlaşılan yapraklarının sayısı ve açılmaya başladıklarında bir daire oluşturmaya başlayan en üsttekiler, birçok örnekte geometrinin kanunlarına muvafıklardır. Dahası örneklerin çoğunda konik kesitlerle değil geometrinin kanunlarından olan kirişlerle uyum içindedirler. Yedi ya da dokuz taç yaprağı olan bir çiçek bulmak çok zordur. Zira bunlar ikizkenar üçgende olduğu gibi bir dairedeki geometri kanunlarına göre düzenlenemezler.”

Biruni’den başka hiç bir kimse “ağaçtan bir kaç nar seçip” tohumlarını sayarsanız hepsindeki tohum sayısının aynı olduğunu görürsünüz şeklinde bir tespitte bulunamazdı.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

1486 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.