logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-49

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-49

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-49

Karahanlılar-1

Yüzlerce sene önce Karahanlılar ve birçok akraba Türk boyları, Moğolistan-Çin sınırında kalan bölgelerden çıkarılmış ve bugünkü Çin’in Özerk Sincan Bölgesinin merkezi olan batıdaki yere göç etmişlerdir. Ana unsurlardan olan Uygurlar buraya yerleşmiş ve bu bölgeye uzun zaman önce gelmiş olan Nesturî Hristiyanlardan öğrendikleri eski Aramice alfabeyi temel alarak yazılı bir dil geliştirmişlerdi. Fakat Karahanlı boyu ilerlemeye devam etmişler ve 800’lerin ortalarında Samani devletinin doğudaki sınırına ulaşmışlardır. Bir kez daha 751’deki Talas Savaşı ile çekilmiş olan Budizm ve İslam arasındaki eski çizgi varlığını hissettirmişti. Çünkü batıda Müslüman Samaniler, Doğuda ise Budist Karahanlılar vardı.

950’de Kaşgar’ın yeni hükümdarı İslamiyet’i kabul ettiklerini ilan etmişlerdi. Karahanlıların diğer inançları kabul etmiş türkülerden farklı olarak niçin bir anda Müslümanlığa geçtikleri sorusu halen sorulmaktadır. Bir kısım tarihçi bunun sebebinin kent hayatına geçmek olan, asıl sebep diye açıklamak ister. Oysa doğuda kalan Uygurlardan büyük bir bölümü zaten kent hayatı içinde idiler. Lakin bu Türkler Budist idi.

Rus araştırmacı Bartold bir kişinin ismine ulaşır. O kişi Samaniler tarafından Karahanlılara İslam’ı tebliğ etmeye memur olan kişidir der.

İslamiyet’e geçen Karahanlılar aynı zamanda son devrini yaşayan Samaniler devletini yıkmışlardır.

990’da, Buhara’ya gelen Arslan lakaplı Karahanlı ordusu Türk hükümdarı İlek Nasr, Samanilerin dostu olarak geldiğini söyleyerek 23 Ekim 999’da hiç bir direnişle karşılaşmadan Buhara’ya girmiş ve Samani hazinesine el koymuştur. Ancak burada derin bir sorun baş gösterecekti. Bu sorun diğer tüm Türk devletlerinin ortak sorunuydu. Ne yazık ki bu sorun her daim bütün Türk devletlerinin sonu olmuştur. Nedir bu sorun derseniz?

Güçler ayrılığı üzerine kurulmayan devletler kurucu ailenin üzerine kurulmaktaydı. Kurucunun tüm oğulları bu mirastan pay istiyorlardı. Sonra her oğul kendi başkentini belirliyordu.

Kaşgarlı Mahmud yola çıktığında 14 tane Karahanlı başkenti vardı. Karahanlı boyu içindeki ısrarlı bölünme temayülü, bu ilk Müslüman Türk devletinin en büyük zaafıydı. Sonraki Türk hanedanlıkları da aynı dertten muzdarip olacaklardı. Karahanlılar askeri ve idari ayrılığa rağmen ekonomik alanda birbirlerine sıkıca bağlıydı. Bu durum çok enteresandır.

Tüm Türk siyasi tarihi boyunca bu durumdan hep muzdarip olmuşuzdur. Lakin büyük acıyı hep Türk milleti çekmiştir. Hanedanlar üç beş iken, geriye milyonlarca Türk evladı kırılmış ve yok olmuştur. Gün gelmiş ki çoğu zaman hep böyle olmuş. Birbirlerini yemişler; Timur-Yıldırım Beyazıt kavgası, Yavuz Sultan Selim-Şah İsmail kavgası vb. bir çok savaş…

Bunu okuyanlar hemen içinden diyecek ki Yavuz ve İsmail kavgası, Şii-Sünni kavgası temelli, dini bir kavgadır. Hayır, arkadaşlar. Hiç de öyle değil. Şah İsmail bu savaş zamanı bile Sünni inançta idi. İran’daki halkların çoğu Türkler de Sünni idi.

Peki, neydi işin aslı derseniz?

Tamamen güç ve siyasi üstünlük kompleksidir.

Bu tarihten sonra ise Osmanlı devletinin resmi ideolojisi Sünnilik olmuştur. Buna karşın Şah İsmail’in devletinde ise resmi ideoloji Şiilik olmuştur.

Peki, Emir Timur buraya niye geldi?

Ona da cevap vereyim.

Osmanlı yöneticilerinin tüm askeri ve idari alanlara yönetici olarak Sırp, Ermeni ve gayri Türk unsurları atamasıdır. Bundan muzdarip olan Anadolu’daki Türk beyleri, Emir Timur’a mektup yazarlar ve yardım isterler. Bu Türk töresinde vardır ve meşrudur.

Eğer tarihi doğru anlamaz isek, korkarım ki geçmiş yaşananlardan hiç ders almamışız demektir.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » »
834 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.