logo

Adanmış Öğretmen veya Turnusol Kâğıdı

Adanmış Öğretmen veya Turnusol Kâğıdı

Adanmış Öğretmen veya Turnusol Kâğıdı

Kimya derslerinden hepimizin bildiği turnusol kâğıdı vardır. Bitkilerden çıkartılan bir çeşit boya olan turnusol, sıvıların asit veya alkali olup olmadığını anlamaya yarar. İnsanların gerçek kalitesinin ya da kurumların gerçek işlevinin ortaya çıktığı vakitler için de bu kavramı kullanırız çoğu kez. Adamın hası da kurumun esaslısı da zor zamanlarda belli olur hâsılı.

Dilimize pelesenk ettiğimiz; “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” uzunca bir zamandır nostalji olarak belleğimizi meşgul ediyordu. TEOG sisteminin değiştirilme sürecinde, talihsiz bir beyanla ortaya çıkan “Nitelikli okul/niteliksiz okul” tartışmasında- niteliksiz okul türü olarak- eleğin en altında bırakılan Meslek liseleri, 28 Şubat sürecinden sonra en ağır darbeyi almıştı deyim yerindeyse. Nitelikli ara eleman ihtiyacı ayan beyan ortada olmasına rağmen, bir taraftan kontenjanları düşürülürken diğer taraftan popülist yaklaşımla yılların meslek liseleri tür değişiminin kurbanı olarak Anadolu Liselerine dönüştürülüyordu. Bu durum, usta çırak ilişkisi ile tevarüs eden zanaatların “ebter” kılındığı bir süreçti aynı zamanda.

Son birkaç yıldır Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer’in çabaları ile Mesleki Eğitim tekrar gündeme girdi. Yapılan yatırımlar, sağlanan ödenekler ve hami sistemi yeni bir hareket getirdi meslek liselerine. Öğretmen alımı, yönetici belirleme usulü kendi içerisinde tartışmalı olsa da protokol okullar üzerinden meslek liselerinin yıldızı parladı tekrardan.

Covid-19 ile tüm dünyanın çetin sınavında Türkiye, en temel ihtiyaç listesinde yer alan maske, siperlik, tek kullanımlık önlük gibi malzemelerde hiç sorun yaşamadı ve hatta diğer ülkelere de yardım yollayacak bir rahatlığı yaşıyor. Dost ve düşman herkesin takdirini kazandı bu tutumuyla. Türkiye Cumhuriyeti’ni bu konuda rahatlatan unsurlardan birisi de malum olduğu üzere, MEB’in Meslek Liselerini yeniden keşfetmiş olmasıdır. Zira bu süreçte Meslek Liseleri, gerçek niteliğini/değerini ve kalitesini ortay koymuş, adeta seri üretim yapan atölyelere dönüştü.

Geçen gün, Anadolu yakasında, sendikamızın da 1 milyon adet bağış yaparak bedelini bakanlığa ödediği tek kullanımlık maske üretimini üstlenen bir meslek lisemizi ziyaret ettik. Tedavisi henüz biten ciddi rahatsızlığına rağmen üç gönüllü öğretmen arkadaşı ile adeta bir işçi gibi çalışan müdire hanımın canhıraş çabasına tanık olduk. Sağlık durumunu sorup;

“-Nasıl yapıyorsunuz? Bir problem yok inşallah!” dediğimizde gözleri dolan arkadaşımızın;

“vatan için canımızı da veririz” cevabı üzerine, kurtuluş savaşındaki Nene Hatunlar geldi aklıma ve diyecek bir söz bulamadım. Onların Mehmetçiğe mermi taşıyan Nene Hatun hassasiyeti ve fedakârlığı üzerine sağlık çalışanı arkadaşlarımız gibi alkışı ve takdiri fazlasıyla hak ettiklerini düşündüm. Bunun üzerine, “Evde Hayat Var!” hassasiyeti ile eve döner dönmez, durumdan vazife çıkararak kendi bölgemdeki bir okul müdürü arkadaşı aradım. Ona, gördüğüm manzara karşısındaki hissiyatımı aktararak bu mücadelede yer almasını isteyecektim. Akşamın sekizinde aradığım arkadaş meğer atölyesinin başında siperlik üretimi ile meşgulmüş.

Hani sözün başında “turnusol kağıdı”ndan söz etmiştim ya;

Adamın iyisi ile kurumun gerçek değerini ortaya çıkaran süreçler vardır diyerek. Covid-19 salgını üzerine meslek liselerinin üstlendiği misyon, bize bir kez daha gösterdi ki “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” dir. Herkesin kendi canının derdine düştüğü-tabir caizse- “Evladın babayı, babanın evladını düşün(e)mediği” bir mahşer tecrübesinin yaşandığı bu süreçte, evini barkını unutan vatan sevdalısı sağlık çalışanları gibi bu kutlu mücadelede birer işçi gibi çalışan Adanmış Öğretmenlerini elbette ki tarih yazacaktır.

Unutmayalım belki hepimiz atanmış bir öğretmen olabiliriz lakin adanmış öğretmen olmak bir başkadır. Bu zorlu süreçte, vatan aşkıyla hizmet edenler ile sadece kendini düşünenler bir olur mu?

Onların sözlerinde “bu kutlu mücadelede niye azınlığız, diğerleri nerede?” dediklerine tanık olmadık;

Ancak gözlerinde; “Hiç olmazsa bizim yaptığımız fedakârlığa ilişkin cümle kurarken, motivasyonumuzu bozmasınlar” serzenişini okuduk.

Gecesini gündüzüne katarak çalışan gönüllü  tüm arkadaşlarımız için diyeceğimiz tek söz vardır:

İyi ki varsınız!

İdris Şekerci
EBS İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » »
1283 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.