logo

ALGININ BİR ADI DA FECRİ KÂZİPTİR

ALGININ BİR ADI DA FECRİ KÂZİPTİR

Algı, hakikatin üzerini örten fecri kâzibe benzer. Sabahın aydınlığının gerçek nişanesi, yalancı aydınlığın göğü terk edişiyle etrafı aydınlatan fecri sâdık’tır.

1992 yılında bir avuç inanmış adamın temellerini attığı Eğitim Bir Sen’in en büyük misyonu karanlığı gerçek aydınlığa çevirmektir. Bugünlerde eğitim çalışanlarının -nevzuhur yöntem algı denilen yalancı aydınlık ile- gözlerini kamaştıracağını sananlar beyhûde bir arayışın içerisindedir.

Öğretmenlik Meslek Kanunu ve sınavla uzmanlık tartışmalarında “fecri kâzib” oldukları dünlerinden belli olanların, derdinin öğretmenlerin özlük hakları olmadığını iyi biliriz! İstemeyiz dediklerine karşılık ne istediklerini söyleyemeyenlerin hangi müktesebât ile eğitim camiasına vaatte bulunuyor anlayan beri gelsin!

Altılı masanın dehlizlerinden akıl alanların, öğretmenlerin haklı isyanını kendi ikbal çıkarları için istismar ettiklerini iyi biliyoruz. Aynı yumurta ikizlerinin sendikacılık tarihinde hangi izleri bıraktıklarını merak edenler sadece sivil itaatsizlik eylemi ortaya koyduğumuz günlerde, kılık kıyafet yönetmeliği diyerek çalışanları şikâyete soyundukları günlere baksın yeter!

Dün, “Gerici, dinci eğitime hayır” diyerek sokakları inletenler, vakti zamanında kadın çalışanların pantolon giyme hakları için birlikte mücadele ettiklerimizin sıra başörtüsüne gelince ideolojik angajman ile geri adım attıklarını da biliyoruz.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyanların başvurularında “Sınav” maddesini görülmediği hâlde, “Sınava girmeyin, hepinizi uzman yapacağız” diyen ikiyüzlü politikacılar ile vakti zamanında “sınava karşıyız” dedikleri hâlde koşa koşa uzmanlık sınavına girenlerin bugün de arka kapıdan sınava gireceklerini söylemeye gerek var mı?

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan talebimiz, hiç olmazsa bu sefer, süreci doğru yürütsünler de öğretmenler odasında mangalda kül bırakmayarak sınavı boykot çağrısı yapanların, kaçının sınava girmediklerini öğrenelim! Böylece eğitim kamuoyu, bu arkadaşların ne kadar dürüst (!) olduklarını bir kez daha görmüş olur.

Biz hiç bir zaman sorunlardan beslenen sendika olmadık bazıları gibi. Daima çözüm odaklı sendikacılığı savunduk. Dün olduğu gibi bugün de aynı noktadayız. Kariyer basamakları ya da nâmı diğer “uzmanlık” sınavla olmaz derken nasıl olacağını da son iki toplu sözleşmede teklif ettiğimiz üzere kıdem esaslı olması gerektiğini söylüyoruz.

Biz, bazıları gibi öğretmenlik meslek kanununa karşıyız demenin, öğretmenliğin özel kanunu olan bir kariyer mesleği olmasını istememek anlamına geldiğini iyi biliyoruz. O yüzden, bir kez daha tekrarında fayda var diyerek hatırlatmak isterim:

Ne istemediğimizi de -ne istediğimizin göstergesi sadedinde- hazırladığımız “Öğretmenlik Meslek Kanunu Taslağı” ile ortaya koyduk. Dün, “3600 ek gösterge hayal” diyenleri bugün nasıl utandırdıysak, yarın hem meslek kanununun revize edileceğini hep birlikte göreceğiz hem de sözleşmeli istihdam modeline son verileceğini müşahede edeceğiz.

İdris Şekerci
EBS İstanbul 6 No.lu Şube Başkanı

Etiketler: » » » » »
133 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.