logo

Bombaların Altında Bir Gül Muştusu

Bombaların Altında Bir Gül Muştusu

LİBYA’nın Derna şehrinde bulunan sahabe efendilerimizden Züheyr ibn Kays Elbelevi‘nin türbesi yıllar önce bombalanmış ve mübarek teni, sanki yeni ve taze halde ortaya çıkmıştı.

Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (s.a.v.), 1400 sene önce yeryüzüne bir güneş gibi doğmuş, feyz ve nuru ile bizlere İslam’ı, imanı yaşatmış ve insanlığa örnek olmuştur.

Züheyr İbn Kays Elbelevi‘nin hali, çürümeyen bedeni bize çok şey anlatmakta, daha önce Anadolu’da da benzer durumlar örneklerle yaşanmıştır.

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) “Ashabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine tutunursanız kurtuluşa erersiniz” sözünü unutmamak gerekir.

Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?

O ashab ki peygamberimizin önderliğinde; karanlıktan aydınlığa, insanlıktan ayrılmış olanları insanlığa, ayrımcılıktan kardeşliğe, Allah’tan başka şeylere tapmaktan Allah’a inanmaya, sevgisizlikten sevgiye, birbirine haksızlık ve adaletsiz olmaktan hakkı ve haklı’yı korumaya ve herkese adalet ilkesini benimsemeye ve de bunu yaşamaya yaşatmaya çalışmıştı.

Nefes alırken, nefes verirken kıymetini anlamışlardı, her anları dopdolu, İslam’ı tüm Dünya’ya yaymak, inançsızlığı bertaraf etmek, insanların doğru yolu, hidayeti bulmasına yardımcı olmak için çırpınmışlardı.

Bu güzel insanlar yeryüzüne ülke ülke dağılmış ve her gittikleri yerde Peygamber Efendimiz’den (s.a.v.) aldıkları nur ve gerçek yaşamın, saadetin İslam’da olduğunu fiilen yaşayarak örnek olmuşlardı.

“Emri bil ma’rûf ve nehyi anil münker” ilkesi gereğince –iyiyi ve güzel olanı öğretmek, emretmek, kötülüklerden ve inkâra götüren şeylerden sakındırmak, nehy etmek için yaşamışlardı.

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Mü’min kullarıma de ki; konuşurken en güzel sözleri söylesinler, çünkü şeytan aralarındaki havayı gerginleştirir.” (İsra Suresi, Ayet:53)

Ezanı ilk okuyan Bilal-i Habeşi, Hicaz sıcağında, efendisinin vücuduna dikenli telle vurduğunda söylediği “Allah’u Ahad” (Allah birdir) kelimeleri, dikenli tellerin sızısını ve yarasını ancak dindirmişti.

Diken yarası ona gül bahçesi ve gül olmuştu. Bu halde iken Hz.Ebu Bekir (r.a.) ne pahasına olursa olsun bedelini ödeyerek onu hürriyetine kavuşturmuş, Peygamber Efendimiz de (s.a.v.) bu fazilette yarısını benden al diyerek Ebu Bekir’e kendisi ortak olmuş böylece Bilal Habeşi hür olmuştur.

Tin suresinde “Biz insanı en güzel surette yarattık” en güzel surette olan insan arş’ın da düşüncenin de üstündedir.

İnsan eğer bir insan olarak ve insanlık için yaşar ise tüm insanlığa faydalı olur, eğer affedersiniz kendi egosu için sadece bedeni, vücudu için yaşar ise diğer insanların zararına işler yaparsa, o zaman da Yunus Emre’nin ”Ölen hayevan beden imiş, âşıklar ölmez” de dediği gibi olur.

Zenginlik ve fakirlik yaşamın birer imtihan vesilesidir.

Dünya’da insanları hiçe sayan, bütün insanlığı köle gibi gören para baronlarının, elit olmayan tabaka dünyayı yöneten hatta çip takarak insanları kontrol altında tutmayı planlayan bir grup var.

Tek merkezden robot orduları kurmaya çalışan ”Neon şehri planlarıyla, yapay zekalar ile global dünya düşüncesiyle, virüs çalışmalarıyla, dünyadan başka gezegen arayışlarıyla para’nın % 80’ini idare ve kontrol ederek veya ettiğini zannederek diğer insanları insan dahi görmeyen elit olmayan bir gruptan bahsetmek hakikaten yeniden dirilişin, doğuşun ve efendimizin o güzel nurlu ashabının özlemini artırmakta.

İslam ülkelerini çeşitli desise ve vesilelerle bombalayan, türbe ve eski tarihi mekânları yıkan bir el var. Suriye’de, Irak’ta, Yemen ve Libya’da vb. her yerde.

Bizim ülkemiz ise dün olduğu gibi bugün de yıkıp yok edene karşı durarak, tamire ve insanları kurtarmak için çaba sarf etmektedir.

Yaşayan insanların içinden tüm insanları dost ve kucaklayıcı “ Yaratılanı sev Yaratan’dan ötürü” felsefesi ve inancıyla.

Selam ve Dua ile

Fethullah FAKIOĞLU

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
1060 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.