logo

İçimizdeki Ayasofya

İçimizdeki Ayasofya

İçimizdeki Ayasofya

ayasofya

Mücadele ettik, savaştık, düşmanı kovduk, gittiler. Bu kadar basit öğreniyor, bu kadar basit algılıyoruz. Ya öyle değilse? Gerçekten gittiler mi? Bağımsız mıyız? Öyle isek kendi topraklarımızda kendi camimizi niye müze olmaktan kurtaramıyoruz? Bağımsız değil isek attığımız özgürlük naraları neden? Çok sevdiğim bir söz var: En ümitsiz kölelik kendini özgür sandığındır. Anadolu’yu işgal et, canını dişine takıp senden vatanını geri alır. Peki, işgal etmek yerine görünmez parmaklıklar koyarsan? Farkına varanlar dışındakilerden ‘özgürlük şarkıları’ haricinde ses çıkar mı? ‘Müze’ olarak kullanılan, secde edilmesi gereken yerlerde ayakkabılarla gezilen camimiz bunu kanıtlamıyor mu?

Ayasofya… Fethin sembolü, Fatih’in emaneti… Elimiz uzanıyor ama ulaşamıyoruz. Gözümüz görüyor ama aslında çok uzaklarda. Nazlı nazlı kurtarılmayı bekliyor. Peki, kurtarması gereken Müslümanlar? Hedefimiz ‘Kim var?’ dendiğinde sağına soluna bakmadan ‘Ben varım.’ diyen bir gençlikti. Ama gençliğimizin çoğu ‘Falan yerde indirim var’ denildiğinde sağına soluna bakmadan koşan bir gençlik oldu. Ünlü bir müzik grubu ülkeye girince havaalanlarında hüngür hüngür ağlayan bir gençlik. Onlara bu billinci veremeyen bizler… Ayasofya açılsın açılmasına ama, kaç kişiyiz onu doldurabilecek? Erdoğan’ın dediği gibi ‘Sultanahmet doldu da mı Ayasofya açılsın?’ Bunu hepimiz nicelik olarak algıladık elbet. Nitelikten bahsetmiş olmasın? Yoksa kalabalık dediğin nedir ki? ‘Öğlen namazında’ birkaç gün boyunca büyük eylemler düzenler Sultanahmet ile Ayasofya’yı taşırırız, olur biter. Mesele bu olsaydı bu iş bu kadar kolaydı. Ama ‘Sabah namazı’ kılma eylemi yapıldığında rahatından vazgeçebilen gençlerin sayısına baktınız mı? Ben baktım… İçim burkuldu… Görüldüğü üzere henüz hazır değiliz. Ecdadının emaneti için yanıp tutuşacak, niçin yaşadığının bilincinde, dünyada ağlayan tüm mazlumlara kol kanat germe ve adaleti sağlama isteğindeki müminlerin sayısı yeter mi Ayasofya’yı doldurmaya? Yetmez, yetmiyor. O halde Ayasofya ne zaman mı açılacak? Manevi olarak feth edebilecek olgunluğa eriştiğimiz gün… 21 yaşındaki Fatih gibi oynaşı bırakıp çağları açabildiğimiz gün… Hatta ondan sonra biz açmayacağız, Ayasofya kendi kendini açacak. Biz o özlenilen gençlik olabildiğimiz gün, bizi arkasına alan Başbakanımızla birlikte, keyiflerini beklediğimiz ‘birilerine’ meydan okuyabilmiş olacağız. Biiznillah…

Geç değil. Haydi toparlanın! Hep birlikte kilitleri kırmaya, mozaikleri sıvamaya nefislerimizden başlayalım. Mehter sesleri kulaklarımızda çınlasın! Ulubatlı sancağı önce irademize diksin! Zira biz kendimizi düzeltmedikçe, Allah halimizi düzeltmeyecek. Haydi önce kendi içimizdeki Ayasofya’yı açmaya!

Dilerim; Allah o günlere bizleri tez vakitte kavuştursun. Kavuştursun ki bu dünyadan ecdadımız gibi başı dik bir şekilde gidebilelim.

Etiketler: » » » » » »
1857 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.