logo

İnsanın En Önemli İhtiyacı

İnsanın En Önemli İhtiyacı

İnsanın ihtiyaçları sınırsızdır. En çok istediği ihtiyacını giderdikten sonra başka bir ihtiyacını aramaya koyulur. İnsanoğlu, Dünyaya geldiği andan itibaren bir “arayış” içerisindedir. Bu arayış, çoğu zaman “maddi rahatlıklar” için olurken, bazıları için de “hakikat arayışı” olabiliyor. Çünkü evrende yegâne “sorumluluk sahibi insandır.” Bu sorumluluk duygusu, insan olmanın bir gereğidir.

İnsanın “fiziksel ihtiyaçları” ne kadar yerine getirilirse getirilsin, “ruhun ihtiyaçlarını” hiçbir şekilde karşılamıyor. Çünkü ruhun ihtiyaçları “derin ve gizemlidir.” Kalbin, ruhun, düşüncenin, duyguların, insan psikolojisindeki etkisi ancak “maneviyatla” karşılanabilir.

İnsanın beden yapısı itibariyle maddî şeylere karşı büyük bir “zaafı” vardır. İnsanoğlu bu ihtiyaçlarını yerine getirebilmesi için büyük çabalar sarf eder. Vücudun “fiziksel” ihtiyaçları için bu mücadeleyi verirken “ruhsal” ihtiyaçlarının giderilmemesi sonucunda da “bunalımlara” düşebiliyor. “Gerçek ve kalıcı” ihtiyacını belirleyemediğinden dolayı da “huzuru” yakalayamıyor.

Beden gibi bir madde, ruh gibi bir mana taşıyan insanın yüceliği, “kutsal değerlere inanmasıyla” ancak yerine gelir. Çünkü “inanmak” insan için beslenme, hava su gibi bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaç sayesinde “huzur bulmakta” ve yaşadığının farkına varabilmektedir.

Çağımızın insanı varlığının derinliklerinde yatan “çatışmalar ve çelişkiler” nedeniyle devamlı “huzursuzluk” İçindedir. Bu çatışmalardan kurtulabilmesi ve huzura erişebilmesi için “arayış ve çaba” içinde olması gerekiyor. Bazısı ailesinin, aldığı eğitimin ve çevresinin etkisiyle bunu bulabiliyor. Bazıları da çeşitli “acı olayların” etkisi sonucunda ancak farkına varabiliyor. Tabi hiç farkında olmayanlar da vardır!

Günümüz insanı teknolojiyi ve konforu rahatlıkla yaşarken “iç huzuru” bir türlü elde edemiyor. Hep bedensel ihtiyaçlarının peşinde koşuşmaktan “ruhunun mutluluğunu” bir türlü yakalayamıyor.

Sonuç itibariyle yapılması gereken “madde ile mana arasında” bir “denge kurabilmektir.” Bu dengeyi kurabilen hem dünyada hem de öteki âlemde kurtuluşa ermiş ve de “huzuru” yakalamış olur.

Mustafa K.TOPALOĞLU

Etiketler: »
293 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.