logo

KARAMSAR VE SALDIRGAN KİŞİLERİN PSİKOLOJİSİ

KARAMSAR VE SALDIRGAN KİŞİLERİN PSİKOLOJİSİ

Karamsar ve saldırganlıkla ilgili pek çok “kişilik tiplemeleri” var. Ülkemizde yaygın hale gelen iki tipleme daha fazla öne çıkıyor. Bunlardan birincisi, “ruhsal yönden rahatsızlığı” olanlar. İkincisi, “siyasal yönden rahatsızlığı” olanlar. Her iki tiplemelerin “saldırganlıkları ve karamsarlıkları” çok ileri boyuttadır. “Siyasal yönden saplantıları” olanlar üzerinde biraz duralım.

Ruhsal yönden rahatsızlığı olanların tedavileri bellidir. “Psikiyatrik ve psikologlar” vasıtalarıyla kontrol altına alınabiliyorlar. Siyasal yönden rahatsız olanlar; “nefret, kin, ön yargı ve saplantı” şeklinde olduklarından tedavileri pek mümkün olmuyor. Bu insanlardan normal davranışlar beklenemez. Kendilerine birçok gerekçeler bularak, “saldırganlıklarını ve karamsarlıklarını” her fırsatta sürdürürler. Her kesimde bu tip insanlar bulunabiliyor.

“Eleştiri yapıyorum” diye “söylemleri ve metotları” aşağı yukarı aynıdır. Genelleme yaparak sıralamaya başlarlar. Ülkenin sağlık durumunun perişan olduğunu, ulaşımın çıkmazda olduğunu, ekonominin bittiğini, yoksulluk nedeniyle insanların evlerine ekmek getiremediklerini, yatırım adına ülkede hiçbir şeyin yapılmadığını ve daha bir sürü olumsuzlukları sıralayıp dururlar. Ortada “somut her hangi bilgi ve belgeleri” yok ama genellemeler üzerinden varsayımlarını sıralayıp dururlar.

Genellemeler üzerinden “karamsar tablolar” çizmeyi büyük meziyet sanırlar. Bu şekilde “egolarını” tatmin eder. Her hangi bir olumsuz olay üzerinden hareket ederek bütün camianın insanlarını topluca suçlamayı ilke haline getirirler. Çeşitli mevkideki insanları,  ”yolsuzluk, hırsızlık ve adam kayırmacılıkla” itham ederler. Eğer kendi düşüncesinde iseler, ”tam tersine karayı- beyaz” gösterirler. Bu karamsarlıklarının ve ithamlarının altında yatan esas dertleri, “ideolojik bir saplantıdır.” Bu ideolojik saplantı da genelleme olarak, “din düşmanlığı üzerine” kuruludur. “Sözde Müslümanlığı” da kimseyine bırakmazlar.

“Felaket tellallığı” yaparak yaygara koparmayı ilke haline getirirler. “Kötü yönetim ve beceriksizlik” yüzünden ülkenin batma noktasına geldiğini savunurlar. Can güvenliğinin olmadığını ve herkesin korku içinde olduğunu dillerinden hiç düşürmezler. “Hep maddiyat ve ideoloji üzerinden enerjilerini” harcarlar. Olumsuzluklar ve karamsarlıklarla enerjilerini tükettiklerinden, “yararlı şeyler üzerinde enerjileri kalmıyor.”

Karamsar kişilerin bu psikolojilerini belirlerken, “ülkede her şeyin yolunda olduğunu ” iddia etmiyorum. Her muhalefet yapanın bu psikoloji içinde olduğunu da kastetmiyorum. Hangi sistem, hangi hükümet, hangi idare olursa olsun mutlaka “eksikleri ve yanlışları” vardır. Dünya kurulduğundan beri “doğrularla-yanlışlar” hep olmuştur. Önemli olan doğrularla-yanlışlar arasında, “dengeyi kurabilmektir.” Bu uğurda mücadele verebilmektir. “Makul düşünebilme ve objektif olabilme” olgunluğuna gelebilmektir. “Bunu ayırt edebilme bilincine” sahip olabilmektir.

Bu anlayışı vurgulamaya çalışıyorum.

Hep doğrular olmadığı gibi, hep yanlışlar da hiçbir zaman olmaz.

Mustafa K.TOPALOĞLU  

Etiketler: »
105 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.