logo

Kuşa Bak

Kuşa Bak

Kuşa Bak

kuş çıkabilir

Türkiye Cumhuriyeti gemisinde yaşayan bir birey olarak dalgalardan, rüzgârlardan etkilendiğimiz için gördüklerimizi, doğru bildiklerimizi anlatmak hem kendimiz hem ülkemiz için vicdani bir mecburiyettir.

Garazkâr bir taassupla olaylara yaklaşmak, kör inatla yanlışa alkış tutmak, taparcasına taraftarlıktan Hakk’a sığınmak lazım. Ancak şu ayeti de okumak ve de iyi anlamak lazım. Mana olarak; “içimizdeki aklı ermeyenler yüzünden bizi helak eder misin?”

Yanlışa karşı çıkmamak inancımızda ortaklıktır…

Ülkemiz insanı bir seçim yoluna girmiş durumda. Bu seçimler ne derece seçim yoksa adı seçim, kendisi geçim mi? Perde arkasında neler var? Bu piyasadan kimler nasıl abad oluyor? Hukuk işliyor mu? Hukuk kaldı mı? Seçilenlerin dokunulmazlığı doğru mu? Siyaset, kutuplaşma, kızıştırma işi olmaktan ne zaman çıkacak? Başkan Obama Amerikan başkanlığında, karşısında yarışan Hillary Clinton’u neden kabinesinde göreve getirdi? Siyaset ne zaman ticaret olmaktan çıkacak? Her yıl hazineden ne kadar hangi partilere yardım yapılıyor? Ülkemizde; kaçımız bunları biliyor? Bunları sormamız araştırmamız düşünmemiz gerekiyor…

Eminönü’nde veya otogarda köyden gelen Anadolu insanını yankesiciler tanırmış ve yalandan kavgaya tutuşurmuş. Bunu gören temiz Anadolu insanı gardaşım ayrılın diye araya girince cüzdanı gidermiş. Bu manzara gibi ülkemizde siyaset sahnesi de işte bundan ibaret. Kavga ediyormuş gibi yap parayı kap. Çünkü siyaset yoksa parada yok. Resmen bir komedi ve aldatmaca…

Siyasilerin kavga sahnesi olan TV’den nefret eder olduk. Muhalefetteyken at tut göreve gelince efendim bu kanunları ben çıkarmadım. Sen çıkarmadın tamam. Yanlış diyordun düzelt işte! Yoook bana faydası var değiştiremem. Nerde kaldı milletvekilliği dokunulmazlıklarının kaldırılması, nerde kaldı tasarruf. İnsanımızın ihtiyaçlarını idarecilerimiz artık göremez olmuş. Çık iki esnafa gülücük at sonra yolla zabıtayı. Bir yıl dolmadan değiştir kaldırımları, parkları… Peki, otopark nerede? İllaki Pendik’te yaşanan otopark yüzünden, insanların birbirini vurmasını mı yaşamamız lazım. Bir taşını tüm acem mülküne karşılık vermediğimiz canım şehrimizi bir yerden bir yere gidilemez, stres şehir haline getirdik.

Almanya’da bir milyon nüfusu aşan şehir sayısı beş tanedir. Bizim tüm Türkiye’yi İstanbul’a doldurmaya çalışma cehaleti, hıyaneti nedendir!! Dünyada trafik sıkışıklığında birinci sırada İstanbul geliyormuş yazık…

Bu şikâyetler uzarda uzar. Vatandaş aktif olarak sosyal faaliyetlere katılır ya da herhangi bir siyasi organizasyonun içine girer, ne oluyor ne bitiyor diye sorgularsa

bir yere varabilir. Yoksa başa gelen gücün sarhoşluğu ile hem ülkemize hem kendilerine yazık etmiş olurlar…

Tüm ülke uzlaşmalı, birleşmeli, konuşmalı yoksa daha çok kuşa bak derler, cüzdanımızı götürürler…

Salim Yılmaz

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » »
6787 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.