logo

LGBT ÜZERİNDEN AK PARTİ DİLİPAK KAVGASI

LGBT ÜZERİNDEN AK PARTİ DİLİPAK KAVGASI

LGBT ÜZERİNDEN AK PARTİ DİLİPAK KAVGASI

Uzun yıllardır eleştirdiğim AK Parti iktidarının kadın kolları üzerinden de olsa Dilipak ile kavgaya tutuşması ne demek istediğimin göstergesi aslında.

Bu kavga farklı iki görüşün değil, bir duruşun kavgasıdır. Bir insanın düşünce eylem ve yaptıklarından çok onun manevileşen kişiliğinin kitleler üzerindeki özgül ağırlığını gösteriyor. Bu kavga aslında insanın iman parametresinin kaç kalibre olduğunu gösteriyor. Çünkü o ne derse doğrudur. Ne yapmışsa, ne söylemişse bir bildiği vardır diye insanüstü bir varlık üretiyoruz. İşte asıl mesele de bu.

Örneğin; İslam kültürünün egemen olduğunu düşündüğümüz bu ülkede, iki milyon insan pardon erkek, evden uzaklaştırılırken kim buna karşı çıktı? Siz hiç evden uzaklaştırılan bir bayan duydunuz mu? Duyamazsınız, çünkü yok! Ama aile reisi olan iki milyon erkek, trajik bir şekilde karga tulumda evinden sokağa atıldı.

Dilipak ve bir kaç sivri çıkış yapanın haricinde buna itiraz eden gördünüz mü? Göremezsiniz. Çünkü iktidar ne yaparsa doğrudur.

Yuvalar dağılırken kadın egemen bir toplum inşa edilirken bunu kim dert edindi?

Allah, Aile bakanını, erkekten seçerken bu ülkede; bayandan aile bakanı olmaz diyen bir tane din âlimi, siyasi erke ağır ama büyüleyici mesajlar verebildi mi? Hayır!

Bugün ibnelik/lezbiyenlik artıyorsa bunun ana sebebi zihinlerin dumura uğramasıdır. Türkiye’deki siyasi konjonktür yani güçlü olduğunu düşünen siyasi yapı, bu son kavgayla tamda bunu ortaya koymuş oldu.

Dilipak özellikle LGBT üzerinde neden bu kadar ısrar ediyor bu ayrı bir konu ama söylediği şeylerin büyük çoğunluğunun vasat bir muhafazakâr normal bir Türk vatandaşı, sosyal demokrat bir insan tarafından bile, rahatlıkla kabul edilecek bir şey olmasına rağmen büyük bir sessizlik içinde İslami kesim tarafından “sessizliğe bırakılarak” tu-kaka ediliyor.

Gelin görün ki o büyük şaşalı İslami kesim, yıllardır sürekli zihnen beslediği büyük camia bu son virajda onu çöpe atmaya hazırlanıyor. Demek ki bir kesim tarafından çöpe atılmak için bir söz kâfi gelebiliyormuş. Demek ki insana bağlılık ve bağımlılık aslında zihinleri bitirmek için yeterliymiş.

Önce zihnen özgür olmak gerekiyor, hakikati sağ salimen savunabilmek için. Yani reiste yanlış yapabilir. En hafifinden oda içimizden çıkmış bir insandır diyebilmek gerekiyor. İşte bunu diyemediğiniz için kafanız hep karışık.

Zihin yapısı nasıl olursa olsun, kim ne düşünürse düşünsün, kimin gibi düşünürse düşünsün, bu son olayda yani eşcinsel kadın kız erkek kısacası cinsel sapkınlık ve sapkınlarla ilgili söylediği şeylerde sonuna kadar haklıdır Dilipak!

Buradaki asıl mesele şu;

Sayın Başkan Erdoğan bu konuda toplumun vicdanına su serpen şeyler söylememiş ve konuyu muallak bırakmıştır bir yönüyle.

İstanbul Sözleşmesi bir hatadır. Dolayısıyla biz bundan çekilen diğer ülkeler gibi biz de çekileceğiz dememiştir. İste tam da burada sınav başlıyor.

Söylediği her sözü, yaptığı her eylemi olağanüstü bir insan olarak Reis’e atfedenler, büyük bir sessizlikle bekliyor. Neyi mi bekliyor, Reis’in ne söyleyeceğini. Reis’te ısrarla sessiz.

Din âlimleri, eğitmenler, İslami kesimin yazar çizerlerinin, kanaat önderlerinin pek çoğu sessiz.

Dilipak, AK Parti Kadın Kolları tarafından 81 ilde suç duyurusuna maruz kalarak cinsel sapkınlıkların İslamcılar tarafından nasıl bir değişimle savunulabileceğinin örneğini gösterdi.

Çok trajik değil mi sizce de?

Eskiden beri başörtüsünü savunan bir yazar aynı camianın içinden, başörtülü bir bayan tarafından, örgütlü bir yapıyla tüm Türkiye’de suç un muhatabı yaptırılıyor!

Herkes pür dikkat reisin ne diyeceğine odaklı aslında;

Evet evet büyük bir AK Parti kitlesi kulağı kabartmış reis ne diyecek diye bekliyor.

Reis derse ki bu sözleşme aslında kadınların hakkini koruyor, Hiçbir sorun yok, Abdurrahman Dilipak yandı! Reis derse ki; bu sözleşmeden çekiliyoruz. Dilipak nefes alacak.

İşte bu trajik söylem/eylem trajedisi bir zihnin nasıl şekil aldığının garip göstergesi değil mi?

Yıllardır söylemek istediğimiz tam da buydu!

Bakalım LGBT’liler oy konusunda bu kavganın neticesinde kimi tercih edecekler.

Sağolasın Dilipak.

Fatih Alim Daşpınar

Etiketler: » » »
845 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.